Evlenmeden önce tradutor Inglês
850 parallel translation
Evlenmeden önce biraz kurtlarımı dökmek istiyorum.
Before I get married, I'm gonna sow a couple of wild oats.
Hiç olmayacak. Evlenmeden önce kavga edeceksiniz.
We will!
Yalan söyledim ve bunu evlenmeden önce bilmelisin.
I lied to you, and I think you should know it before we get married.
Ah, Bayan Hooper, Bayan Garrett'in çok iyi arkadaşınız olduğu ve o evlenmeden önce aynı evde...
Oh, Miss Hooper, isn't it true that for years you've been a close friend of, and, before she married, roomed with Mrs. Garrett?
Evlenmeden önce meteliksizken bile başarısızlığı düşünmezdin.
Before we were married you never thought of failure even when you were broke.
Bu annemin babamla evlenmeden önce çekilmiş resmi.
Look, here's a picture of Mother just before she married Dad.
Bak Alice, evlenmeden önce bir şeyi iyice anlamamız gerekiyor.
Now, Alice, before we're married this afternoon... there's one thing we must have clear.
Söyleyecek başka şeyim yok sadece evlenmeden önce gerçek rengini gösterdiğin için memnunum.
There's nothing else I can say, except that I'm glad... that before our marriage you showed yourself up in your true colors.
Evlenmeden önce tanıdığı Wynant diye bir kız vardı.
There's that Wynant girl he knew before he was married.
Evet madam. Siz evlenmeden önce, bir yaz tatilinde başladı.
It started one summer at the ocean before you were married.
Onunla evlenmeden önce zirvedeydi.
She had a crest of her own before she married him.
"... evlenmeden önce bana düzgün bir açıklama yapmanı gerektiriyor.
"... certainly entitles me to an explanation before going through with our marriage.
Evlenmeden önce, güzel Rebecca Hildreth'ti o, anlatabiliyor muyum?
Before she married, she was the beautiful Rebecca Hildreth, you know.
Hatta daha evlenmeden önce bile, ona giderdi.
She used to go to him even before she was married.
Pearl'le ben de evlenmeden önce aynı konuşmaları yapardık.
Pearl and me used to have them same conversations before we got married.
Oraya evlenmeden önce giderdik.
We haven't been there since before we were married.
Laura ile evlenmeden önce onunla nişanlıydım.
I was engaged to her before! married Laura.
Evlenmeden önce, Chicago'da olduğunuz zamanları hatırlıyor musunuz?
Tell me. Do you remember the time before you were married, in Chicago?
Evlenmeden önce iyi yönlerini gösterirler,.. ... seni elde edince de, tüm rezillikleri meydana çıkar.
Before marriage they only show their good side, but once they have you, everything awful comes out.
Evlenmeden önce erkeklerin yaptıkları kimseyi ilgilendirmez.
What every man do before he's married is nobody's business.
Evlenmeden önce, ilgilendiği pek az şey vardı.
Before we were married, he had few interests.
Oğlum seninle evlenmeden önce yaptığın şeyi.
The same as you did before he married you.
Jim'le evlenmeden önce demek istedim.
I mean, before you were married to Jim.
Merritt'in peºinden gidecegimi evlenmeden önce de bilseydin... yine de benimle evlenir miydin?
Suppose you'd known before our marriage that I meant to go after Merritt. Would you have married me?
Biliyorum... Ono ile evlenmeden önce başka biriyle görüşüyordun.
I know..... that you went out with someone else before you married Ono.
Evlenmeden önce de niyetim buydu.
Before I even got married, I had this intention.
Evlenmeden önce kendisini öldürmesini istemem.
I shouldn't like her to kill herself before she marries.
Evlenmeden önce bağırmalıydın.
You should've hollered before you got married.
İnsan evlenmeden önce neyi kıskanır ki?
How could anyone be jealous before marriage?
Evlenmeden önce durumları bu kadar kötü değildi.
It wasn't that bad before they got married.
Niye ben evlenmeden önce onu iyice sorup soruşturmadın?
Why didn't you get to know him before marrying me off?
"Evlenmeden önce gerçeği bilmen gerekiyor."
"Before you get married, you must know the truth."
Alec evlenmeden önce tanışıyordunuz demek.
You must have known him before he was married.
- Babam da evlenmeden önce öyleymiş.
- So was Pa before he was married.
Griswold'le evlenmeden önce ben de öleceğim ve sen de.
Before I marry Griswold, I will die, and so will you.
Ben sadece evlenmeden önce yapmam gerekenleri yapmaya çalışıyorum.
I'm only doing what I should have done before I got married.
Onunla Londra'da, evlenmeden önce tanışmıştık.
I knew him in London before I was married.
Onun hakkında seni uyarmalıydık, Prof, onunla hiç evlenmeden önce.
We should've warned you about her, Prof, before you ever married her.
Bir zamanlar Mary Hadley'dim, evlenmeden önce.
It used to be Mary Hadley, before I got married.
Biliyorsunuz, onunla Howard'la evlenmeden önce tanışmış olsaydım işler daha değişik olabilirdi.
You know, if I'd met him before I married Howard... things might have been different.
Karpatya Kraliçesi'yle evlenmeden önce bir Macaristan prensi olması sebebiyle İmparatorluk ve Kraliyet hitaplarını hak ediyor.
As a prince of Hungary before his marriage to the queen of Carpathia he is correctly entitled to the appellation of lmperial and Royal.
Harry ile evlenmeden önce ne yapardın?
What did you do before you married Harry?
Boşanma sessizce gerçekleştirilecek, ve Oliver ile ben evlenmeden önce, sana herhangi bir sıkıntı vermemek için, uygun bir süre bekleyeceğiz.
The divorce would be handled very quietly, and Oliver and I would wait for a respectable length of time before marrying, so as to avoid any embarrassment to you.
Evlenmeden önce, birlikte bir tura katılabiliriz.
But we can go on another trip before she gets married.
Stanley Braithwaite'le evlenmeden önce. Onu en son ne zaman gördün? Üç hafta kadar önce.
If it's going to be serious we may as well make ourselves comfortable.
Bahse girerim sen Hanry ile evlenmeden önce geri kafalı biri değildin.
I'll bet you weren't such a square before you married Henry.
Daha evlenmeden önce bile beni kıskanırdı.
He was jealous even before we were married.
Evlenmeden önce de çalışmıştım.
There's nothing to worry about. I worked before we got married.
Onlar evlenmeden çok önce yazılmıştı.
They were written long before we were married.
Elbette biliyorsun ki, evlenmeden uzun süre önce Robert'tan ayrıldım.
You know, of course, that I broke with Robert long before I was married.
İkisi evlenmeden öyle bir şey olmaz.
That doesn't happen once two people are married.
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenmek istiyorum 28
evlenmek 36
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenmek istiyorum 28
evlenmek 36
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendi 30
evlendim 66
evleneceğiz 54
evlenmiş 17
evlendik 31
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evlendim 66
evleneceğiz 54
evlenmiş 17
evlendik 31
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34