Gel bana tradutor Inglês
2,965 parallel translation
Çok güzel, sana dediğimden 2 kat fazla 500 doların olunca gel bana eğlenelim
Well, you're a real go-getter baby. That's twice as long as I told you. All right do this for me.
Gel bana.
Come to me.
Ağabey, gel bana yardım et!
Brother, hurry up!
Gel bana, çekingen melek
♪ Come to me, strange angel
Yavaşça bana doğru gel.
Walk towards me, slowly.
Bana gel. "
Come to me "?
O zaman sen de gel benlen beraber hem destek olursun bazı laflarla bana.
Then why don't you come too and you can help me out with some words.
Bana yaptıklarını söylediler. Paramı bile aldılar. Hadi gel!
Whoever leaked this was out to destroy me.
Akşam bana gel.
Come over later.
Artık bana gel.
Come to me now.
Tanrım, bu tarafa gel, bana gel.
My god, come over here, come to me.
Bana gel seni zengin yapayım.
Come with me, I'll make you rich.
Bana ne kadar itici gelirsen gel aramızdaki biyolojik bağı inkâr edemeyiz. Seni kendime diğer herkesten daha yakın hissetmemi sağlayan da bu bağ neticede.
No matter how repulsed by you I am, you can't deny our biological bond makes you closer to me than anyone else on earth.
Hadi, bana gel tatlı şey...
Come to me, sweetie.
Bana gel de bir kadeh bir şey içelim.
Come to my house for a drink.
Eddie, bana güzel haberlerle gel!
Eddie, gimme some good news.
Gel ve bana yardım et.
Come and help me.
Gel benimle. Göster bana.
Come with me, and show me, right now.
Buraya gel ve bana tercüme et.
Get out there and translate for me.
bana doğru gel!
Come here to me!
Gel, yaslan bana.
Here. Lean on me.
Elinde gerçek bir şey olursa bana gel.
Come back to me when you've got something real.
Zaten bana daha az bağımlı olman gerekiyor. Hadi gel.
You gotta be less dependent on me anyway.
Gel, sarıl bakayım bana.
Come here. Come give me a hug.
"Gel ve bana sihirinle sıkıca sarıl!"
Embrace me tight with yourwizardly hugs
Rüyalarımda bana musallat ol! Her gece farklı gel!
In my dreams you haunt me every night differently
- Gel bir de bana sor.
Tell me about it.
Portekiz'e gel ya da bana bir işaret ver. Seni almaya geleyim.
Please come to Portugal, or give me a sign and I'll come to get you.
Uykumda bana gel.
Come to me in a dream.
Şimdi bana oda sıcaklığında bi'su ayarla ve buraya gel.
Now get me room temperature water and come over here.
Bana gel diye seslenmedin mi?
Didn't you hear me coming in?
Sadece benimle gel ve bana lokantada anlattığını onlara da anlat.
Just come with me and talk about the numbers that way you did in the Pancake House.
Gel buraya çabuk. Telefonu ver bana. Yetkilileri arayayım ben de.
Here, quick, give me your phone so I can call the authorities.
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa bana gel, olur mu Nick?
You need anything, you come to me, ok, Nick?
Evinde annenle, babanla, sabah 3'te, ne zaman olursa, bana gel kanepede uyu, odamda uyu, nasıl istersen.
Any time things at home with your mum, with your dad, 3am, whenever, you just come to my place, sleep on the sofa, sleep in my room, whatever you like.
- Okuldan sonra bana gel birbirimize yulaf maskesi yaparız Project Runway'i seyredip, kampanya stratejisinden konuşuruz... -... ve sıfır kalorili ahududulu kabak turtamdan yeriz.
So what do you say you come to my place after school and, uh, we'll give each other oatmeal facials and... and watch Project Runway and, you know, talk campaign strategy while, uh, sampling some of my zero-cal
İki süslü midillinin * bana serenat yapmasından daha çok hoşuma gidecek başka bir şey olmasa da, galiba bayan şarkıları söylemek yerine... -... Blaine için "jöle müdahalesi" ile daha başarılı olurum.
While there's nothing I'd love more than having two Pretty Ponies serenade me, I think we'd get further staging a "gel-ervention" for Blaine than singing lady music.
Bana gel...
Come to me..
Bana gel.
Come to me..
Beni gel de bana şunu açıkla nasıl oluyor da, cinayet mahalinde bulduğumuz şişede senin parmak izlerin oluyor? Açıkla bunu bana.
How about you explain to me how your fingerprints got on a bottle of whiskey that I found at the crime scene?
- Bana gel!
- Dead to me!
Hayır, tünelin sonunda ölü büyük babamı görüyorum bana "ışığa doğru gel" diyor.
No. I keep seeing my dead grandfather at the end of the tunnel, saying "Come toward the light."
Bana doğru gel!
Move towards me!
Bana doğru gel!
Move towards me.
Muz-jöle, hem yumuşak hem vıcık vıcık hem de tadı falan yok.
The gel-bana was soft and squishy. And it had no taste.
Jel-muz.
Gel-bana...
Sen, buraya gel ve bana yardım et.
You, come here and help me.
- Bu akşam yemeğe gel. - Bana yemek mi ısmarlayacaksın?
Dinner on me tonight
Bana güzel haberlerle gel, bebeğim.
Give me some good news, baby.
Gelmeye çalıştığım yer şu, Tate, Violet'in başı gerçekten dertteyse lütfen direk bana gel.
What I'm getting at, Tate, is if Violet is in trouble, real trouble, please come to me right away.
İçeri gel ve söyle bana.
- Okay. And you come it and tell me.
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290