English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Size bir şey söyleyeyim

Size bir şey söyleyeyim tradutor Inglês

411 parallel translation
Fakat size bir şey söyleyeyim, onu orada bulamazsınız.
But I'll tell you something, you won't find him in there.
Pekala, şimdi ben size bir şey söyleyeyim.
All right, now I'll tell you something.
Size bir şey söyleyeyim bay Gibson, tatile çıkmadan Detroit'e dönmüyorum beğenmiyorsanız alın onu, ne yapacağınızı biliyorsunuz?
Now, let me tell you, Mr. Gibson... I'm not going back to Detroit before I have my vacation and if you don't like it, you can take my job and you know what you can do with it?
Size bir şey söyleyeyim.
Well, I'll tell you what. I'll tell you what.
Size bir şey söyleyeyim Bayan Novak.
Let me tell you something, Miss Novak.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Do you want to know something?
Size bir şey söyleyeyim güzel ortaklarım.
Let me tell you something, my fine bedfellows.
Size bir şey söyleyeyim mi, Rahibe?
Shall I tell you something, Sister?
Size bir şey söyleyeyim Bay Maine.
I'll tell you something, Mr. Maine.
Size bir şey söyleyeyim.
I'LL TELL YOU SOMETHING.
Ama size bir şey söyleyeyim mi, beyler...
BUT LET ME TELL YOU ALL SOMETHING, GENTLEM EN.
Size bir şey söyleyeyim, Santa Anna, bu mektubu yazmadı.
One thing I oughta tell you. Santa Anna never wrote that letter. I did.
Size bir şey söyleyeyim : İnsanlar göründükleri gibi değil.
I want to tell you that the world isn't what it seems
Size bir şey söyleyeyim
Let me tell you something.
Size bir şey söyleyeyim, señor.
I'm going to tell you something, señor.
Size bir şey söyleyeyim, Mr. Medina.
Well, I'll tell you something, Mr. Medina.
O zaman size bir şey söyleyeyim... ilgi çekici bir adam değilimdir.
I'm going to tell you something now. I'm not very interesting.
Size bir şey söyleyeyim.
Let me tell you guys something.
Size bir şey söyleyeyim mi çocuklar? Anneniz çok iyi biri olmalı.
I'll tell you what, youngsters, your mother must be a very good woman.
Size bir şey söyleyeyim. Adam 25 senedir sanat üzerine yazıyor ama bu konuda çoğu temel şeyi bilmiyor.
I'll tell you something... the man has been writing on art for twenty-five years,
Size bir şey söyleyeyim - güzel puro - bir konu var ki, benim uzmanlık alanım.
And I'll tell you what... Good cigar. This is one area that I do know about.
Size bir şey söyleyeyim Müfettiş. Öyle karmaşık oyunlar oynadım ki Jung ve Einstein bile katılmaktan gurur duyarlardı.
I have played games of such complexity... that Jung and Einstein would have been proud to have been asked to participate in them.
Size bir şey söyleyeyim.
Let me tell you something.
Size bir şey söyleyeyim, Komiser, bir... bir yıldız olmak hakkında.
Let me tell you something, Lieutenant, about being a... A star.
Size bir şey söyleyeyim mi?
I'm going to tell you guys something.
Bakın, mutfak konusunda size bir şey söyleyeyim, ha?
Look, let me tell you something about the kitchen, huh?
Size bir şey söyleyeyim, asla çok geç değildir.
I'll tell you one thing. It's never too late.
Size bir şey söyleyeyim mi, eğer benim birliğimde bir subay olsaydı onu öyle bir bozardım ki neye uğradığını şaşırırdı.
I'll tell you one thing, if he was an officer in my outfit... I'd bust him so fast he wouldn't know what happened.
Ben size bir şey söyleyeyim mi? Olan garip bacımız Berivan'a oldu. Yazık oldu.
Berivan will be suffering for everything.
Neden size bir şey söyleyeyim ki?
- Why should I tell you anything?
Size bir şey söyleyeyim Bayım.
I tell you something, Mister.
Size bir şey söyleyeyim mi?
May I tell you boys something?
Size bir şey söyleyeyim. Birinin benimle, benim Veronika Voss ve ne kadar ünlü biri olduğumu bilmeden ilgilenmesi benim için büyük bir zevkti.
Let me tell you, it was a joy for me that someone should take care of me without knowing I'm Veronika Voss, and how famous I am
Size bir şey söyleyeyim.
Let me tell you something, Doctor.
Size bir şey söyleyeyim. Eğer bu Cadıavcısı, Bayan Scott'u ve...
Enter.
Size bir şey söyleyeyim mi, ağzımı açmam için Adalet Bakanlığı'ndan gelen bir ibneden daha fazlası gerek.
Well, I tell you somethin', it'll take more than some fag from the attorney general's office to open my lips.
Size bir şey söyleyeyim.
Well, I'll tell you something.
Size bir şey söyleyeyim mi...
I'll tell you one thing.
Size bir şey söyleyeyim.
I'll tell you something.
Öyle yapmamam gerekirdi ama size bir şey söyleyeyim.
I guess I really shouldn't have done it, but I'll tell you something.
Ama, size bir şey söyleyeyim, eğer bu işi bırakacaksam.
But if I am gonna go out, I ´ ll tell you one thing.
Ama size atladığınız bir şey söyleyeyim.
But I'll tell you something you missed.
Size komik bir şey söyleyeyim mi?
You want to know something ridiculous?
Bunun Rusyalılara bir şey ifade etmediğini size söyleyeyim.
Let me tell you, that question has no meaning for a Russian.
- Size neden bir şey söyleyeyim ki?
Why should I tell you anything?
Ama size tuhaf gelecek bir şey söyleyeyim mi?
But I'll tell you something that's rather ironic.
Ekleyecek bir şey yok. Yalnız, size durumun tamamen umutsuz olmadığını söyleyeyim.
There's not much that I can add except to tell you that the situation is far from hopeless.
Size açıkça söylüyorum, ama bol para getirecek... Sana başka bir şey söyleyeyim.
I'm telling you this for free, but if you bring plenty of money... I'll tell you something else.
Ve size bir şey daha söyleyeyim...
And I'll tell you something else...
Size başka bir şey söyleyeyim, Komiser.
I'll tell you something else, Lieutenant.
Size Rus kadınlarıyla ilgili bir şey söyleyeyim.
Let me tell you about Russian women.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]