Çok yorgunsun tradutor Inglês
166 parallel translation
Ama çok yorgunsun.
But you are tired.
Demek çok yorgunsun?
So you were too tired?
Sylvia, çok yorgunsun biliyorum ama bu gece olacak herhangi bir şeyi görebiliyor musun?
Sylvia, I know you are very tired but... do you see anything going to happen tonight?
Çok yorgunsun.
You're too tired.
- Çok yorgunsun.
You're overtired.
Lydia, çok yorgunsun.
Lydia, you're very tired.
Çok yorgunsun biliyorum. Bunu telâfi edeceğiz.
I know you've had some long hours recently, but we'll make it up to you.
- Sanırım çok yorgunsun.
- I believe you are tired.
Sen çok yorgunsun, değil mi, tatlım?
You are tired aren't you, dear?
Sen yorgunsun. Çok yorgunsun.
You're very tired.
Artık çok yorgunsun.
You are so tired.
Düşünmeye çalışma. Çok yorgunsun.
Don't bother trying to guess.
Çok yorgunsun.
You're all wore out.
Bir kaşık alın. Çok yorgunsun.
- Are you tired?
- Çok yorgunsun, hayatım.
You're so tired, darling.
Çok yorgunsun.
You're tired now.
Sanırım, çok yorgunsun.
You're overtired, I guess.
- Çok yorgunsun.
- You're too tired.
Çok yorgunsun, darbe almışsın.
You're a very tired, very damaged man.
Çok yorgunsun.
You are really tired.
Çok yorgunsun.
You're very tired.
Sen çok yorgunsun.
Youre awfully tired.
Şimdi çok yorgunsun belki ama Çocukları da adım atacak onlardan emanet bu dünyaya
Right now you are too tired, but all their sons, will step out in to, the world that they have been given.
Çok yorgunsun.
You're exhausted.
Çok yorgunsun.
You're exhausted...
Çok yorgunsun.
You are very exhausted.
Çok yorgunsun.
You are exhausted.
Çok yorgunsun sanırım.
You must be very tired, I think
- Çok yorgunsun değil mi?
- You're dead beat, aren't you?
Sanırım çok yorgunsun, dostum.
I think you're a little overtired, my friend.
Belli ki çok yorgunsun.
You're obviously tired.
Çok yorgunsun Niles.
You must be exhausted, Niles.
Dinle hayatım, çok yorgunsun.
Listen dear, you're over-tired.
Çok yorgunsun.
You're over-tired.
Çok yorgunsun, Sherry.
You're tired, Sherry.
Niles, madem çok yorgunsun neden karavana gidip uyumuyorsun?
Niles, if you're so tired, why don't you go back to the Road Warrior, take a nap?
Çok yorgunsun, uyumalısın.
You're tired. I think you should sleep.
Merhaba demek için çok mu yorgunsun?
- You too warm to say hello? - Mm-hmm.
Çok mu yorgunsun?
Are you very tired?
- Çok mu yorgunsun?
- Are you very tired?
Çok mu yorgunsun?
Too tired to do it?
- Bence çok fazla yorgunsun.
I think you're tired as hell.
Seni çok uzun yıllardır tanıyorum ve ilk defa bir şeyden... şikayet ettiğini duydum. Demek yorgunsun zavallı bebeğim.
That is the very first time in the eons that I have known you that I have ever heard you complain, and now you're tired, poor darling.
Çok mu yorgunsun?
Are you too tired?
Çok yorgunsun.
You're tired.
David, çok mu yorgunsun?
David, are you whacked?
Yorgunsun, çok şampanya içtin.
You're tired, you had a lot of champagne.
Yorgunsun, çok şampanya içtin.
You're probably tired, you had a lot of champagne.
Çok mu yorgunsun?
Very tired?
Çok çok mu yorgunsun?
Very, very tired?
Elbette yorgunsun, çok çalıştın, bütün gün ayaktaydın.
Of course you are, because you work so hard, you're on your feet all day.
yorgunsun 91
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakınız 26
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakınız 26