Benimle konuşuyor tradutor Espanhol
433 parallel translation
- O benimle konuşuyor!
- ¡ Conmigo sí habla!
Tanrı şu anda benimle konuşuyor.
El Señor me está hablando ahora.
Gittiğim zaman, sen benimle konuşuyor gibi bağıracaksın böylece ben gittiğimde bile hala poker oynadığımızı zannedecekler.
Cuando me vaya, tú grita de vez en cuando para que crean que estamos discutiendo.
Eğer öyleyse, sanırım şu an benimle konuşuyor.
En ese caso, creo que me está hablando ahora mismo.
Kimisi benimle konuşuyor. Ve ben anlıyorum onları.
Algunos me hablan, entonces lo entiendo.
Benimle konuşuyor olmanız bir iltifat oldu.
Por eso me halaga tanto que hable conmigo.
Amam onunla konuşuyorum. O da benimle konuşuyor.
Pero puedo hablar con él y él me habla.
Marian benimle konuşuyor. Miss Marian.
¡ Marian sí que me habla!
O genellikle benimle konuşuyor.
Sí, a menudo.
Benimle konuşuyor musun?
¿ Me estás hablando?
Benimle konuşuyor!
Hey, cuéntame algo.
* Ve O, benimle konuşuyor *
# And He talks with me
* Ve benimle yürüyor * - Esther ile bir oğlumuz var... * Ve benimle konuşuyor * -... o da askerde.
Esther y yo teníamos un hijo... que estaba también alistado.
Patatesi seviyorum çünkü benimle konuşuyor.
Yo amo a la patata porque ella me habla.
- Sık sık benimle konuşuyor.
- A menudo me habla.
- Bir ses benimle konuşuyor.
- Una vocecita me está hablando.
Galiba rüyalarımda benimle konuşuyor.
Ella parece hablar a mí en mis sueños.
Anne, bunun anlamı benimle konuşuyor musun?
Madre ¿ Significa que me hablas de nuevo?
Ama bir ses benimle konuşuyor.
Pero esa vocecilla me habla.
Tanrı benimle konuşuyor... o gözlerimizi açmamızı ve bize kurtuluş için yol göstereceğini söylüyor.
¡ Dios me está hablando... y me dice que abra los ojos y te guíe a la redención!
Chorgan, yok edilmenizi isteseydim, şu anda benimle konuşuyor olmazdınız.
Si quisiera destruirlo no estaríamos ahora hablando.
Burada benimle konuşuyor olduğuna göre fena b.ka batmış olmalısın.
Eso es cosa tuya. Debes de estar jodido para venir a verme.
Sanki içimde olduğunda, benimle konuşuyor gibi.
Es como si hablara conmigo cuando está dentro de mí.
Artık sadece Teneke Adam benimle konuşuyor.
Ahora sólo me habla el Hombre de Latón.
- Diğer erkekler benimle konuşuyor.
- Otros hombres hablan conmigo.
Her sabah benimle konuşuyor diye kıskanıyorsun.
Esrás celoso porque me habla cada mañana.
Diyelim ki güzel bir kadın bana doğru gelip, benimle konuşuyor bilirsin?
Digamos que una mujer hermosa viene hacia mí, comienza a hablarme...
- Rose, artık benimle konuşuyor musun?
- Rose, ¿ Me estás hablando?
- Benimle konuşuyor.
- Me replican.
benimle konuşuyor
¡ Papá está al telefono!
Benimle konuşuyor.
Me habla.
Benim yemeğimi yediği halde benimle bu şekilde konuşuyor.
- Le doy de comer y mire qué modales.
Bir kaç gündür benimle çok az konuşuyor.
No he hablado más de diez parabras con él en varios días.
Bana gülüyor beni öpüyor... Geceleri gelip beni okşamaktan çıldırtıyor. Benimle kibarca konuşuyor bana çiçekler getiriyor, her zaman sarı güller.
Me sonríe... me besa... viene a por mí por la noche... me pone fuera de mí, me acaricia... me habla con dulzura... me regala flores, siempre rosas amarillas... habla de sus caballos, sus mujeres, sus duelos... sus soldados, sus cacerías, habla, habla, habla...
Fabrikadakiler benimle kibar konuşuyor.
Y la telefonista de la fábrica me atiende amablemente.
Benimle bir şey hakkında konuşuyor.
Me está hablando de algo.
- Bakın kim konuşuyor benimle.
- Mira quién me dirige la palabra.
Benimle de çok terbiyeli konuşuyor.
Y es muy amable conmigo.
Neden herkes benimle çocukmuşum gibi konuşuyor?
¿ Por qué me habláis todos como a un niño?
Konuşuyor ama benimle konuşmuyor. Kendini kimin bıçakladığını söylemiyor.
No quiere hablar conmigo quiere entrar?
Benimle mi konuşuyor?
¿ Me habla a mí?
Şuna bak, benimle nasıl konuşuyor ve sen anlamıyorsun. Öyle mi?
Y no lo entiendes, ¿ eh?
Büyücü benimle telepati ile konuşuyor.
Shh, la hechicera está hablándome por telepatía
Stone benimle geleçeğim konusunda konuşuyor.
Stone me habla de mi futuro.
Ve benimle Elvis Presley filmindeymişiz gibi konuşuyor.
Y habla como en una película de Elvis Presley.
- Şu an benimle ölü bir adam konuşuyor.
- Me está hablando un muerto.
Benimle çok olumlu konuşuyor.
- Hablas demasiado bien de mí.
Herkes benimle değil, benim hakkımda konuşuyor,
Todo el mundo habla de mí, pero nadie quiere escucharme.
Şuna bak benimle nasıl konuşuyor!
¡ Mira como me habla!
Boyunluk takan birileri benimle mi konuşuyor?
¿ Me está hablando el del collarín?
Benimle nasıl konuşuyor böyle?
¿ Ha visto cómo habla? ¡ Y encima toda la colada!
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benimle dalga geçme 73
benim için önemli 63
benim de 449
benim için 458
benim için yap 39
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benimle dalga geçme 73
benim için önemli 63
benim de 449
benim için 458
benim için yap 39