English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir tane var

Bir tane var tradutor Espanhol

6,630 parallel translation
Bizde bir tane var.
Tenemos uno.
Başka ilkyardım çantası olan var mı? - Burada bir tane var kardeşim!
¿ Alguien más tiene un botiquín?
Bakın, gitmemem için yüzlerce neden var biliyorum ama gitmem için de bir tane var. Yapmam lazım. Onu seviyorum.
Miren, sé que hay cien razones por las que no debería ir, pero hay una razón por la que tengo que ir.
- Bir tane var.
Uno. Coleman.
- Hala bir tane var.
- Todavía queda una.
Kemerde bir tane var.
El cinturón tiene uno.
Bir tane var :
Aquí hay uno :
Bende bir tane var ama daha büyük bir şey lâzım olabilir.
Tengo uno en el coche, pero puede que necesite algo más grande.
Meeks'de de bir tane var, ondan al.
Meeks también tiene uno. Pídeselo a él.
Saat altı yönünde büyük bir tane var.
A las 6 : 00. ¡ Es uno enorme!
- Onun için bir tane var.
Tengo uno para eso.
- Çünkü bende de bir tane var?
! Porque yo tengo una también.
Bu berbat şeylerden bir tane var.
Tengo uno de esos aparatos horribles.
Çok içen bir tane var ya.
El que bebe demasiado.
- Sizde de bir tane var, değil mi?
- Tiene uno, ¿ verdad?
Zaten bir tane çocuğum var.
Yo ya tengo una hija, ¿ sí?
Aman Tanrım bir tane de arkasında var.
Dios, también lleva uno en el culo.
52 yaşındasın ve bir tane güzel fikrin var!
¡ Tienes 52 años y solo has tenido una buena idea!
Bilmiyorum. Bir tane de haciz ile ilgili var.
Aquí hay un archivo adjunto.
Çabucak yapmamız gereken bir tane daha teşhis var.
Hay otra identificación que tenemos que hacer, y rápido.
- Etrafta bir tane daha korucu var, Rachel.
Hay otro Ranger ahí fuera, Rachel.
Onun 50 metre doğusunda bir tane daha var.
Y hay otro a 50 metros al este de ese.
Bir tane daha var.
Espera, hay uno más.
Çünkü bir tane de solak var.
Porque hay uno zurdo.
Dur lütfen. Bir tane daha var.
Espera, por favor, tengo otra más... aquí.
Yeteneklerine dair bir tane daha olumlu bir örneğe ihtiyacımız var.
Solo necesitamos un ejemplo positivo más de su habilidad.
Hâlâ sürülü bir tane mermi var.
Todavia queda una bala en el cañon.
Bir tane daha var.
Hay otro.
İş öldürmeye gelince orada bir tane mi var emin değilim.
No estoy segura de que haya una mejor cuando se trata de un asesinato.
Bir tane de penguen için var.
Tengo otro para los pingüinos también.
Bir tane AR-15 MP-5 ve birkaç tane de tabanca var.
Tengo un AR-15, un MP-5 y un par de pistolas. Ahora, cógelo y vete.
Köşede bir tane çocuk var, kendini yakacağını söylüyor!
¡ Hay un tío a la vuelta de la esquina planteándose prenderse fuego!
Lâkin bir veya iki tane var artık.
Coleccionistas privados y... sabe, solía recibir llamadas de ferias de los fenómenos cuando una de ellas iba a pasar, pero la mayoría han desaparecido. Puede que solo queden uno o dos.
- En azından bir tane ortak yönümüz var.
Entonces al menos tenemos algo en común.
Haznenin yanında bir tane daha var.
Había también uno al lado del búnker.
Elimizde 3 tane ölü var, ama bir tane bile tutukladığımız biri yok.
Tenemos tres muertos, no han arrestado a nadie.
Ben bir tane aldım, bel desteğiyle servis sehpası var.
Tengo una con un chisme lumbar y sujeta vasos.
Bir tane sigaram da var kalan, istersen?
Tengo uno que me sobra, si lo quieres.
Bunu yapmamam için bir sürü sebep var ama şu an bir tane bile aklıma gelmiyor.
Hay un montón de razones para no hacer esto... pero ahora no puedo recordar ninguna de ellas.
Bir tane adam var orada.
Hay una en el pueblo.
İçinde bar var bir tane.
Tiene un bar.
- Karnında bir tane mercimekcik var.
No.
- Karnında bir tane mercimekcik var!
- Hay un bollo en el horno, chico.
Maalesef, bunlardan da her bir bireysel koleksiyoncudan bütün gezegene dağılan aşağı yukarı 6000 tane var. Bende Dupont'deki DL Likör mağazasına gittim ve Eddie'yle biraz sohbet ettim. Ve ona Noel için ne almam gerektiğini sorduğumda bana önerdiği şarap,'94 du Bellay oldu.
Desafortunadamente, hay al menos 6000 coleccionistas individuales repartidos por todo el globo, así que hablé con Eddie de Del Liquors en Dupont, le pregunté qué regalarte para Navidad, y sugirió...
Ya da durun, ilginç bir tane daha var, biliyor musunuz onu?
¿ Conoce otro interesante?
Sen 25'idin... ve sadece bir tane seçebiliyordun....... sana yaklaşana kadar duruyor neyse üç çocuğumuz var.
Llegas a los 25 y escoges a...
Bu bedende bir tane kalp var sadece.
Este cuerpo solo tiene un corazón.
Bir tane daha var. - Çabuk ol Clara!
¡ Rápido, Clara!
- Bir tane zarf var mı?
¿ Tienes un sobre?
Bak, hâlihazırda devam eden iki tane dolandırıcılık bir sürü de hırsızlık soruşturması var elimde.
Mire, tengo dos investigaciones de fraude en proceso, una ola de robos.
Bir tane de karaborsada sağlıksız koyun eti satıp müşterilerini ishal eden bir adam var.
Tengo un tipo del mercado negro vendiendo carne de carnero adulterada... que le da a sus clientes terribles malestares.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]