Geç kaldın tradutor Espanhol
4,719 parallel translation
Geç kaldın.
Llegas tarde.
Koruyucu melekler için partiye biraz geç kaldınız.
Para ser ángeles guardianes, llegaron un poco tarde a la fiesta.
Çok geç kaldın Knope.
Sí, muy tarde, Knope.
Flaco'ydu ve sen çok geç kaldın.
Era Flaco, y tú llegaste demasiado tarde.
Geç kaldınız!
Llegas tarde.
İş e-postasından kişisel e-postasına 29 Haziranda gönderilmiş... -... maildeki referansa bakıyorsan çok geç kaldın.
Bueno, si usted está hablando sobre el 29 de julio de referencia en su correo electrónico de negocios a su correo electrónico personal, entonces es demasiado tarde.
Biraz fazla geç kaldınız sadece.
Sólo un poco tarde.
Geç kaldın. Nerelerdeydin?
Llegas tarde. ¿ Dónde estuviste?
Birazcık geç kaldın, değil mi?
Llegas un poco tarde, ¿ verdad?
Geç kaldınız.
Volvéis tarde.
- Geç kaldın. - Biliyorum.
Llegas tarde.
Ancak çok geç kaldınız.
Llegan tarde.
Geç kaldın tatlım.
Muy tarde querida.
- Artık her yerde. Geç kaldın.
Bueno, ya se ha extendido, así que demasiado tarde.
Neden geç kaldın?
¿ Por qué llegas tarde?
Çok geç kaldın.
Llegas demasiado tarde.
Geç kaldın Virginia.
Llegas tarde, Virginia.
Anne... Anne, geç kaldın.
Es demasiado tarde.
Geç kaldınız.
- Llega tarde.
Her zamanki gibi geç kaldın. Ben de bu ufak numarayı Ted'le yapacağım.
Bueno, se te hizo tarde otra vez, así que voy a hacer esta pequeña escena de estudio con Ted.
Geç kaldın Koca Jer. Evet Koca Jer.
Sí, Oso Jer.
Geç kaldın ve bu kabul edilir bir şey değil.
Llegas tarde. Es inaceptable.
Çok geç kaldın, Castle.
- Demasiado tarde, Castle.
Bugün geç kaldınız.
Llega tarde hoy.
- Onun için biraz geç kaldın Lester.
- Es un poco tarde para eso, Lester.
Geç kaldın.
Tardas.
Korkuyorsan biraz geç kaldın.
Porque si es así, es un poco tarde para ello.
Neden bu kadar geç kaldın?
¿ Por qué habéis tardado tanto?
- Geç kaldın.
- Estás atrasado.
Onun neden sürekli geç kaldığını anlıyorum.
Se por qué siempre se retrasa.
- Geç bile kaldın. - İşlerim vardı.
Se ha tomado su tiempo.
Zaten geç kaldık, neden böyle bişey yaptın?
Ya vamos a llegar tarde, ¿ Para que haces eso?
Kusura bakmayın, geç kaldık.
- Lo siento, llegamos tarde. No hay problema.
- Geç kaldın.
Sí que quiero.
- Kusura bakmayın, partnerim geç kaldı.
- Lo siento, mi compañera está demorada.
Zaten geç kaldım ve randevumun bir bağırsak diseksiyonu tarafından bekletilmeyi takdirle karşılayacağını sanmıyorum.
Ya llego tarde, y no creo que mi cita aprecie... quedándose esperando por una disección de intestino.
Dr. Posner'ın sunumundan sonra soru cevap kısmına kaldı ki bu da oldukça geç bitti ve sonrasında gitti.
Después del discurso, se quedó a la sesión de preguntas, y luego se fue.
Bu gece yarım saat geç kaldığın için.
Por llegar media hora tarde esta noche.
İşçi bayramının olduğu hafta sonu, salda, ay ışığında ışıldayan göğüs uçları, kaybetmek için çok geç kaldığım bir şeyi kaybedeceğim.
Fin de semana del día de trabajo, ese bote, la luz de la luna, pezones brillantes, pierdo algo que estoy demasiado viejo para tener.
Ve bunun için biraz geç kaldığımın da farkındayım, Wendy Harris'le çıktığını biliyorum.
Ahora sé que es muy tarde, tú estás saliendo con Wendy Harris.
Çok geç kaldınız.
Ya es muy tarde.
Geç kaldıysam kusura bakmayın.
Siento si llego tarde.
Neden geç kaldığınızı merak etmiştim.
Quería saber porque la demora.
Geç kaldığın randevuların sayısını düşünürsek hatırlamana bile şaşırdım.
Me sorprende que te hayas acordado, considerando cuantas citas has tenido últimamente.
1 saat 46 dakika kadar geç kaldığımın farkındayım.
Lo sé, lo sé, llego una hora y cuarenta y seis minutos tarde.
Gerçekten geç mi kaldınız Dr. Masters?
¿ Llega tarde, doctor Masters?
Seni geç kaldığın için kovmadım.
No te despedí por llegar tarde.
- O zaman Ziva'nın geç kaldığını da bilirsin. - 5 dakika kadar!
- Entonces sabrás que Ziva llega tarde. Cinco minutos.
Bunun için biraz geç kaldın.
Llega un poco tarde.
Geç kaldığımın farkındayım.
Sé que llego tarde.
Geç mi kaldık? Kadın öldü mü?
¿ Es demasiado tarde?