Geç kalmam tradutor Espanhol
486 parallel translation
Umarım bunun için çok geç kalmamışızdır.
Sólo espero que no sea demasiado tarde.
Birlikte çalıştığımız zaman boyunca hiç bu kadar geç kalmamıştı.
Es la primera vez que llega tarde
Umarım geç kalmamışımdır.
Espero no llegar tarde.
Umarım çok geç kalmamışımdır.
¿ Habré llegado demasiado pronto?
- Bilmiyorum ama umarım çok geç kalmamışımdır.
No Io sé, pero espero no llegar tarde.
Fazla geç kalmam.
No tardaré.
- İnşallah geç kalmamışımdır.
- Espero no llegar tarde.
- Umarım çok geç kalmamışımdır.
- Espero que no sea demasiado tarde.
Umarım geç kalmamışımdır.
Ojalá no sea demasiado tarde.
Çok geç kalmam.
No volveré muy tarde.
Umarım çok geç kalmamış olurum.
Espero que no sea demasiado tarde.
- Geç kalmam.
- No tardaré mucho.
Saat 10 oldu. Hiç bu kadar geç kalmamıştım!
Son las diez, nunca he estado tan atrasado,
Geç kalmam.
No tardo nada.
Böylesine önemli bir olayda geç kalmam mümkün değil.
No podría llegar tarde en una ocasión tan importante.
Siz gidin, ben geç kalmam.
Vayan Vds. No tardaré.
Daha önce hiç geç kalmamıştı.
Nunca había llegado tarde.
Geç kalmam.
No tardaré.
Umarım geç kalmamışızdır.
Espero que no sea demasiado tarde.
Aramadan asla geç kalmam...
Nunca llego tarde a casa sin avisar.
Size zahmet verdiğim için özür dilerim, fakat Randevu için korkarım geç kalmamışımdır.
Siento causarle molestias, pero creo que llego un poco tarde a mi cita.
Geç kalmam.
No demoraré.
Geç kalmam.
No me demoraré.
Oh, umarım çok geç kalmamışızdır.
Espero que no sea muy tarde.
- Çok geç kalmam, değil mi?
- No tardaré mucho, ¿ no?
Geç kalmam.
No llego tarde.
- Umarım çok geç kalmamışızdır.
- Espero que no lleguemos tarde.
Neyse fazla geç kalmam.
Enseguida vuelvo.
Hayır, geç kalmam.
No, seguramente no.
Naylon çorap? - Geç kalmam.
No voy a retrasar.
- Umarım geç kalmamışımdır.
- Espero no llegar tarde.
Geç kalmam.
No regresaré tarde.
Sessizce burada otur, geç kalmam.
Bueno, quédate ahí sentado y volveré en seguida.
Geç kalmam.
No llegaré tarde.
Çok geç kalmam.
- Vuelvo pronto.
Fazla geç kalmam.
No creo que vuelva tarde.
Tüm bu sıkıntı için üzgünüm... ama geç kalmamızın sebebi telefonla uyandırılmamamız.
Siento haber causado todos estos problemas, Pero vamos tarde porqué no nos han despertado.
Çok geç kalmam.
- No tardaré.
İnşallah Kasım için çok geç kalmamışızdır.
Espero que no sea demasiado tarde para Kassim.
Serüven dediğin akşam yemeğine geç kalmamızı sağlar.
Las aventuras retrasan la cena.
Delikleri iyice doldurun. Çok geç kalmam.
Ahora, rellenen esos agujeros.
Eh, geç kalmam.
Bien, enseguida vuelvo.
- Geç kalmam.
- Volverás pronto.
Nicoletta seni eve götürür. Ben de geç kalmam.
Nicoletta te llevará a casa.
- Geç kalmam.
- No me retrasaré.
- Hiç bu kadar geç de kalmamıştım.
- Ni me había levantado tan tarde.
- Geç kalmamı istediğin için yapıyorsun!
¿ Tratas de hacerme perder el tiempo?
Geç kalma. Kalmam.
- No tardes.
Yanına bu kadar geç geldiğim için özür dilerim. Ama kral ve baronlar, yanlarında daha fazla kalmam için beni sıkıştırıp durdular.
Siento haber llegado tan tarde a vos... pero el Rey me reclama... y los Barones han de ser mantenidos a raya.
Geç kalmam.
No pasará mucho tiempo...
Aslında geç kalmamıştım ama dün gece...
Hoy no llegué tarde...