English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ N ] / Ne yapacağını biliyor musun

Ne yapacağını biliyor musun tradutor Espanhol

204 parallel translation
Bir akan yıldız gördüğünde ne yapacağını biliyor musun?
"¿ Sabes qué puedes hacer cuando ves una estrella fugaz?"
Öğrendiği zaman ne yapacağını biliyor musun?
¿ Qué hará cuando lo descubra?
Ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes qué hacer?
Ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes qué has de hacer?
Benim kankam burada olsaydı, ne yapacağını biliyor musun?
Si mi amigo estuviera aquí, ¿ sabes lo que haría?
Babamın ona ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes qué le haría papá?
Parayla ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes lo que haces con eso?
Scotty'nin işareti ile ne yapacağını biliyor musun?
La señal de Scotty va a aparecer en cualquier momento. - Sabes qué hacer.
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes lo que hay que hacer?
Arızalı uçakları ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes qué hacer con las cosas inútiles?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- Sí. ¿ Sabes qué hacer?
Bununla, onların ne yapacağını biliyor musun?
Con eso, ¿ sabe qué harán?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes que hay que hacer? - Si.
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes qué hacer?
Simone burada olursa onun ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Pensaste en él? ¿ Sabes qué hará si ella aparece aquí?
Yakalanırsanız, Chaiko'nun ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes lo que hará Chaiko si nos coge?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes lo qué piensa hacer?
O zaman ne yapacağını biliyor musun? Şirketi almak isteyenleri vazgeçirecek şeyi yapacaksın.
Ponle un repelente de tiburones al negocio.
- Ne yapacağını biliyor musun? Sorun olmaz efendim.
No hay problema.
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes qué hacer? - ¿ Qué?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Conoces la táctica?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Libre para hacer qué?
Arama emrin bile yok. Oradan inmezsen bölge savcısının ne yapacağını biliyor musun?
Si no bajas de esa repisa, ¿ sabes lo que te hará el fiscal?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes qué tienes que hacer?
Sana silah çektiklerinde ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes qué hacer si te amenazan con un cuchillo, una pistola... o un spray paralizante?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabes lo que estas haciendo?
Ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes lo que puedes hacer?
Ne yapacağını biliyor musun? - Gökgürültüsü Kuşları hazır, Ted!
Bien, vamos. ¿ Sabes lo que tienes que hacer?
- Sen ne yapacağını biliyor musun?
- No sabes lo que haces, ¿ cierto? - Cállate.
O çocukların bana ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes lo que me van a hacer?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Sabe llenarlas?
Ne yapacağını biliyor musun?
¿ qué vas ha hacer?
Ne yapacağını biliyor musun?
¿ Ya sabes lo que vas a hacer?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- Y, ¿ sabes qué hacer?
Angel hiç mutlu olmayacak. Arabasının çalınmasına izin verdiğim için bana ne yapacağını biliyor musun?
A Ángel no le va a hacer ninguna gracia cuando sepa que me han robado su coche.
Şimdi ne yapacağını biliyor musun?
¿ Quieres saber qué hacer?
- Ne yapacağını biliyor musun?
- ¿ Y los prisioneros?
Parayı ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes para qué es el dinero?
- Ne yapacağını biliyor musun?
¿ Sabes lo que hay que hacer ahora?
Hey, Nemo. Biri boğulurken ne yapacağını biliyor musun?
Hola, Nemo. ¿ Sabes qué hacer si alguien se atraganta?
18 milimetrelik bir magnum. Ne yapacağını biliyor musun?
Del 1 2 Magnum. ¿ Sabes lo que hará?
Parayla ne yapacağını sordum. Ne dedi, biliyor musun?
Le pregunté qué iba a hacer con el dinero. ¿ Sabéis qué me dijo?
- Ne yapacağını biliyor musun? - Evet, efendim.
- ¿ Sabe qué hacer?
Ne yapacağız biliyor musun? Buradaki elektrik tesisatını kirişe paralel olarak tekrar bağlayacağız.
Usted sabe lo que vamos a hacer vamos a reatar este colgante a una viga de apoyo paralela.
Tatlım ne yapacağım biliyor musun? Zinya çiçeğini geri kalanların yanına dikeceğim.
Cariño, voy a mezclar las cinias con las demás flores.
Eğer başka bir olsaydın, ilk ne yapacağımı biliyor musun?
No lo sé. Si fueses otra persona, ¿ sabes lo que haría?
Yarın ne yapacağız biliyor musun Shelly?
¿ Sabes lo que haremos mañana, Shelly?
Yarın ne yapacağız biliyor musun Shelly?
¿ Sabes qué haremos mañana, Shelly?
O altını alınca ne yapacağım biliyor musun?
- ¿ Sabes qué haré con el oro?
Yarın ne yapacağım biliyor musun?
Saber qué está haciendo mañana i?
Onur duydum. En iyi arkadaşın olarak ne yapacağım biliyor musun?
Es un honor. ¿ Sabes qué haré como tu mejor amigo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]