English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Silahın

Silahın tradutor Espanhol

26,329 parallel translation
Sorun şu ki Bahari'nin yüzölçümü 500.000 kilometre kare ve İç Güvenliğin elinde bu silahın izini sürebilecek teknoloji yok.
Y el problema es que es Bahari es de 200.000 millas cuadradas, y Nacional no tiene la tecnología para rastrear a esta arma.
Bir güneş silahını deneme yapacak kadar yükseğe çıkartabilmek için.
Para conseguir un arma solar lo suficientemente alto en el aire para hacer una prueba.
Hesaplamaların yanlışsa bir kitle imha silahını Washington'un Noel listesinde olmayan komşu bir rejime göndermiş olabilirsin.
Ahora, si sus cálculos están apagados, usted podría ser la entrega una DMP a un régimen vecino que no es en la lista de Navidad de Washington.
Devre dışı, ama bir hademe kıyafeti ve nişancının silahını bulduk.
Desconectada, encontramos un uniforme de limpieza y el arma.
Silahını yere indir.
Baja el arma.
Silahını bırak!
- ¡ Deja caer el arma!
9 milimetrelik silahını Komodo ejderinin kafasına dayadı ve Rasta'yı uyardı...
Así que pone su 9 mm. justo en la cabeza del dragón de Komodo, y le advierte al rasta,
Silahını indir, Donnie.
Baja el arma, Donnie.
Silahını indir!
¡ Baja el arma!
Evde hiç silahınız var mı?
¿ Tiene alguna pistola en casa?
Silahını seç!
¡ Elijan sus armas!
- At silahını.
- Bájala.
Rozetini ve silahını teslim et.
Voy a necesitar tu placa y tu arma.
Kruşçev, silahın kullanılmaya ve bir savaş uçağından bırakılmaya hazır olduğunu iddia ediyor. Geçen hafta Prezidyum'da bununla övünüyordu.
Jruschov asegura que el arma está lista para su uso inmediato, que se desplega desde un bombardero, estuvo alardeando de ello en el Presídium
Silahını yere bırak.
Baja tu arma.
- Silahın üzerine atlamayı mı?
Consigue celebrado a punta de pistola? Beso.
Ya silahını indirip onu içeri taşırsın ya da burada ölmesini seyredersin.
Puedes bajar tu arma y llevarlo adentro... o simplemente déjalo morir aquí.
Silahını çıkar.
Toma tu arma.
Ölmek istemiyorsan indir silahını.
Tira el arma si no quieres morir.
Silahını bırak ve sen de dizlerinin üzerine çök.
Baja el arma, y que la chica se ponga de rodillas, ahora.
Kes sesini ve silahını bırak.
Cierra la boca y tira tu arma.
Silahını indir.
Tira el arma.
Eğer durum buysa, Rahal bitirme fırsatını ele geçirmeden Güneş Silahı'nı bulup yok etmemiz gerek.
Y si ese es el caso, tenemos que localizar y destruir el Sol Pistola antes Rahal tiene la oportunidad de perfeccionarlo.
Silah seviyesinde ayna yapmak için yeterli metalik sodyum yansıtıcı varsa bunları bir alet edevat barakasına sığdıramazsın.
Y si no es suficiente, eh, reflectores sodio metálico un espejo para armamento, no va a caber en un cobertizo de herramientas.
Güneş Silahı'nın ilk örneğini havaya çıkartırsın, test edersin kazara kendi binalarından birini yok edersin.
Flotas el prototipo Sun pistola en el aire, lo prueba, se destruye accidentalmente uno de sus propios edificios.
Güneş Silahı panellerini içine koyup zeplini salacağız ve yenisini yapacaksa Rahal'ın planları on yıllarca ötelenecek.
Ponemos los paneles Sun Gun en ella, envía fuera, y Rahal es ahora décadas tarde si quiere hacer nuevos.
Bu neredeyse tam boyutlu bir Güneş Silahı aynasını taşıyan uydunun ağırlığı.
Eso es correcto para un satélite teniendo un espejo de tamaño completo Sun Gun.
Peki nasıl bulacağız bu kıyamet günü silahı fabrikasını?
Entonces, ¿ cómo se encuentra esta fábrica de armas del fin del mundo?
Bahse varım Güneş Silahı panellerini buranın altında yapıyorlardır.
Caja fuerte apuesta que están haciendo los paneles Sun Gun debajo de ella.
Evet, bu da silah programının sonu olacak.
Sí, eso matan a su programa de armas.
Elimde Güneş Silahı'nın kanıtıyla Pentagon'a gittiğimde proje için ekibini öneren bendim.
Ya sabes, cuando fui al Pentágono con la evidencia del Sol pistola, yo... Le recomendé a su equipo para el proyecto.
Sahte gardiyanların gerçek silah taşıyor.
Sus guardias de la prisión falsos son de embalaje de calor real.
İşte Arnold'ı öldürmek için kullandığın silah bu.
Ahora, esa es el arma que usaste para matar a Arnold.
Maskeli adamın saldırıda kullandığı silahı tespit ettik.
Llevamos a cabo diagnósticos del arma del enmascarado del ataque.
Sesin dünyanın herhangi bir yerine ulaşabilecek kadar büyük bir silah haline gelir.
Tu voz se convertirá en un arma que podrás enviar a cualquier parte del mundo.
- O zaman eline silah kapacaksın.
Entonces tendrás que coger un arma.
İçeri gelebilir miyim yoksa gene silahımı alacak mısın?
¿ Puedo entrar o vas a quitarme la pistola otra vez?
- Silah sesleri ve bağırışlar "Alman kadın öldü." sesleri sonra dön başa tekrar.
Oigo disparos y gritos... "¡ La señora alemana está muerta!". Entonces empezáis de nuevo.
Onun kafasına silah dayayıp beynini uçurmasını sağlayan yetkisiz sorular.
¡ Preguntas sin permiso que han llevado a que se pegara un tiro y se volara los sesos!
Karo, eğer arkadaşların silah taşıyorsa senden bir şey rica etmem gerek.
Karo, necesito preguntarte si tus amigos están llevando armas.
Silah yaranın olması... Vurulduğun anlamına gelir.
Tener una herida por arma de fuego... significa que te dispararon.
Neden kullanamadığın halde silah aldın?
¿ Por qué compraste un arma si ni siquiera sabes usarla?
Ekibimiz Başkan Mubarat'ın güvenlik ekibinin karşısında. Hala birbirlerine silah doğrultuyorlar.
Nuestro equipo se enfrenta al equipo de seguridad del Presidente Mubarat.
Başına silah doğrultulmuşken hastasını kurtarmak için savaşan bir doktor için yanlış olur.
Lo inapropiado para un médico es que... trabajara para salvar un paciente incluso con un arma apuntándole.
Albay Amang'ın teslimatına silah yerine gül hazırlat.
Preparen una rosa en lugar de un arma, para entregarla al Coronel Amang.
Silah yaralarını böyle tedavi ediyorlar.
Esta es la forma en que tratan a las heridas de bala.
Hatta yargıç o silah davasında, siz daha önceden mahkemeye gelmediğiniz için adınıza tutuklama emri çıkartmamış mıydı?
Overruled. De hecho, no lo hizo el juez en ese caso, las armas tienen que emitir una orden de arresto porque se ha perdido una comparecencia ante el tribunal?
Biber gazı yakın mesafe silahıdır.
El spray de pimienta, es un arma de corto alcance.
O FBI ajanını benim öldürdüğümü düşünüyorsun, ama elinde cinayet silahı yok.
¿ Crees que yo maté a ese agente del FBI, pero... usted no tiene un arma del crimen,
Bu da eski bir Borns Tech çalışanı olan ismini vermek istemeyen bir çalışanın bu enkaz üzerinde ön araştırma yaptığını ve bu plastiklerin bir kovana ait olduğunu ve bu kovanları Borns Tech'in silah yapımında kullandığını belirten ifadesi.
Y esta es la declaración de "Juan Pérez", un exempleado de Borns Tech. Se le ha guiado a un análisis preliminar de estos desechos y ha determinado que es plástico de un material para una carcasa, material que se usa en el arsenal de Borns Tech.
Çünkü elimde gelmiş geçmiş en güçlü silah bulunuyor insanların sevgisi.
Nunca me derrotarás, Zelena, porque tengo el arma más poderosa de todas... el amor de la gente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]