English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ S ] / Silahın var

Silahın var tradutor Espanhol

1,650 parallel translation
Önce silahın var. Şimdi de paran var.
Estabas armado... ahora tienes ese dinero.
Umurumda değil. Seninde silahın var.
¡ No me importa, eres parte!
Hey, silahın var mı?
Hey, ¿ tienes un arma?
Neden bir silahın var?
¿ Por qué tienes un arma?
Hiç silahın var mı?
¿ Tienes armas? Tengo tus espadas.
Silahın var mı?
¿ Tienes un arma?
Silahın var mı?
¿ Tienes una pistola?
Neden silahın var?
¿ Por qué tienes una pipa?
- Bir de senin silahın var.
- Y tiene un arma.
- Silahın var diye emirler yağdıramazsın.
- No tenemos armas, la gente se enferma.
Neden silahın var?
¿ Por qué tiene un arma?
- Silahın var mı?
- ¿ Compraste un arma?
Görüyorum ki bir silahın var.
Veo que tienes un arma.
Biyolojik silah sızıntısı ve İran'ın tam nükleer program arayışı yüzünden endişeler var.
Hay temor a una fuga de armas biológicas, e Irán quiere completar su programa nuclear.
Çantanda silahın ne işi var?
¿ Qué haces con un arma en tu cartera?
Neden silahın var?
¿ Por qué tienes un arma, viejo?
Hastaneye geldiğinde ölmüş ve silahın her yerinde parmak izleri var.
Ella llegó muerta. La pistola tenía sus huellas.
Başınıza doğrultulmuş bir silahım var.
Tengo una pistola apuntada a su cabeza.
Bakın, silahı var!
¡ Tiene un arma!
Barda üç ya da dört tane daha silahın var.
Tienes 3 o 4 armas más en el bar. No seas estúpido.
Aslında bu adamların yakanızdan düşmesini sağlayacak gizli bir silah var.
Hay un arma secreta que podría ayudarlos a liberarse de estos tipos.
Silahın ve kurşun geçirmez yeleğin var.
Tienes un arma y un chaleco anti-balas
- Dinle, ağzının içinde bir silah var.
- Escucha, tienes una arma en la boca.
Pekâlâ, bakalım buranın suyu ve silahı var mıymış.
Está bien Veamos si este lugar tiene agua y armas.
Işın Silahı-8 ile ilgili potansiyel bir sorun var efendim.
Tenemos un problema potencial con el HI-8, señor.
O silahın vukuatı var, sen de biliyorsun.
¡ Ese revólver ya se cargó a alguien, como bien sabes!
En başta ellerinde üzerinde parmak izlerin olan cinayet silahı üzerinde Garza'nın kanı olan bir giysin var.
Bueno, para empezar, Tienen el arma homicida con tus huellas, Tu camisa, con la sangre de Garza.
Cinayet silahında Hopper'ın parmak izi var.
Tenemos el arma asesina con las huellas de Hopper.
Cinayet silahını bulduk, üzerinde parmak iziniz var.
Tenemos el arma, con sus huellas en ella.
Şimdi, paranız silahınız ve gülleriniz var.
Ahora tienen dinero, tienen un arma, y las rosas también.
Yakın zamanda uluslararası silah kaçakçısı olan La Grenouille'e katıldığına inanılıyor. Paris, Nairobi, Cape Town'da paravan şirketleri var.
"Se cree que se asoció con La Grenouille traficante internacional de armas con corporaciones pantalla en París Nairobi, Ciudad del Cabo".
Silahınız var mı?
¿ Tiene un arma?
Silahınız var mı?
¿ Tiene usted... Un arma?
- Peki, bir silahımız var,.. ... onların saldırı komutunu kapatmak için dizaylanmış bir virüs onların durup gezegenlerine dönmesini sağlayan.
Bueno, tenemos un arma un virus que fue diseñado para redirigir su directiva de ataque para hacer que se detuvieran y volvieran a su planeta.
Benim arkadaşımın da aynı bunun gibi bir silahı var. - Nereden aldığını hep merak etmiştim.
Mi amigo tiene un arma como esta siempre me pregunté dónde la consiguió.
- Bir silah satıcısını yakalamak istemekte yanlış bir şey mi var?
- Dímelo otra vez. - ¿ Hay algo malo en querer detener a un traficante de armas?
Malesef, "dolabımda kızımın başına silah dayamış bir adam var" için bir şifremiz yok. Hayır John. Ama belli ki olması gerekmiş.
No, John, desafortunadamente, no tenemos un código para "hay un hombre en mi ropero con un arma en la cabeza de mi hija" aunque, obviamente deberíamos.
Silahını öylece alamazsın, seri numarası var.
No puedes coger su pipa, llevan número de serie.
Hayır, bu yıl Zafer Kampı'nın gizli bir silahı var.
No, este año mi campamento tiene un arma secreta.
- Silahın var mı?
- ¿ Tienes un arma? - No, no, no.
Komiser Tao, cinayet silahını bulmak için şansımız var mı?
Si alguien sabe algo de Darrell Ese debe de ser su hermano.
Silahın kanıt olarak getirilmesine ihtiyacımız var.
Ma... solo encuéntrelo Por favor Necesitamos el arma como prueba.
Locke'ın onu elektrikli çit zımbırtısıyla öldürdüğünü sanıyordum. Konuşmak için beş saniyen var, yoksa birader, bu silahı ateşlerim.
Tienes 5 segundos para hablar, o dispararé esta arma, hermano.
- Silahınız var mı?
- ¿ Llevas pistola? .
Silahın mı var?
¿ Tienes un arma?
Kızların odalarında kendilerini korumak için silah bulundurmalarına izin var mı?
¿ Las chicas tienen permiso para tener armas en el cuarto, para defensa propia? Nada de armas.
Masanın üzerinde ne kılıç var ne silah.
No hay espada ni pistola sobre la mesa.
- Silahın mı var?
- ¿ Tiene un arma?
Arabamın yanından yaklaşıyorlar. Sonra bir bakmışım suratıma dayanmış lanet bir silah var!
Se acercan a mi carro y lo siguiente que supe es que tenía un arma apuntándome a la cara.
O silahın orada ne işi var hiç bilmiyorum.
No tengo idea de cómo llego esa arma allí.
- Üstelik, Mr. Monk'un silahın kendisine ait olduğuna dair yeminli ifadesi var.
Además de eso, el Sr. Monk admitió, bajo juramento, que era dueño del arma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]