English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Tatlı şey

Tatlı şey tradutor Espanhol

3,124 parallel translation
İşte tatlı şey.
Ah, eso es la cosa dulce.
Seni küçük tatlı şey!
Hermosa polluela.
Bu duyduğun en tatlı şey değil mi?
¿ No es lo más dulce que has oído?
Ne tatlı şey bu böyle! Şuna bak.
¡ Tienes un amiguito!
Hazır mısın, tatlı şey?
¿ Estás lista para esto, dulzura?
Hey, tatlı şey.
Hey, tetas dulces.
Aman Tanrım, ne tatlı şey bu.
Oh, Dios mío, esto es la cosita más linda.
Şimdiye kadarki en tatlı şey.
Es la cosa más dramática que he hecho.
Her şey devam ediyor. Aperatifler ve tatlı şeyler üzerine bahis oynadım.
( Off ) "Eso sí, no hay buena velada sin unos aperitivos en condiciones. ¿ Te parece o no?"
Bir şey çıktı, tatlım.
Tenemos algo... cariño.
Bu su baskını başıma gelen en iyi şey, tatlım.
Esta inundación es lo mejor que me ha pasado, cariño.
Şimdi, bunu kötü bir şey olarak anlamadan önce pitbull'lar gerçekten tatlı ve sevilesi köpeklerdir.
Ahora, antes que lo veas como una mala cosa... los pit bulls son realmente dulces y amables perros.
Phil'le aranızı tatlıya bağladınız, sen de onu ikinci şey için iyi bir baba olabileceğine karar verdin.
Te amigaste con Phil y decidiste que podría ser un padre decente para la "cosa 2" después de todo.
Ama korkacak bir şey yok ki tatlım.
¿ No? No hay nada a que temerle, cariño.
Cinayetle ilgili bağırışmanız başlamadan önce tatlıyı bitirmek istemekle çok şey mi istiyorum?
¿ Es demasiado pedir que acabemos el postre antes de que vosotros dos empecéis a parlotear sobre un asesinato?
Hiçbir şey yok ama kazanıyor, tatlım.
No ha hecho más que ganar, cielo.
İçlerinden birinin "her şey düzelecek tatlım" demesini bildiğini mi sanıyorsun?
Uno pensaría que una de ellas sabría como decir, "Va a estar todo bien, cariñito."
Her şey düzelecek, tatlım.
Va a estar todo bien, cariñito.
Bu şey bir bok kadar tatlı.
Esa cosa es tan linda como la mierda
Tatlım, bir şey olmaz.
Están bien.
Sanırım her şey tamam tatlım, ama kaşkolünü unutmuşsun.
Creo que es todo querida, pero olvidaste tu bufanda así que...
Kırmızı, çok şey kanıtlamak istiyorsun, ama görevin tatlıları teslim etmekti.
Roja, sé que quieres probarte a ti misma pero tu tarea era entregar la canasta.
- Şey, aklıma geldi de, sen hiçbir yere ama hiçbir yere tatlı bi dille girmeyi beceremiyorsun.
- Pensé que era obvio que no sabías cómo abrirte paso charlando.
Üzgünüm Rolf, bana bir bardak su ve tatlı bir şey verebilir misin?
Lo sentimos, Rolf, ¿ podría darme un vaso de agua y algo dulce?
Bir şey göstereceğim tatlım.
Déjame mostrarte algo, linda.
Bir şey göstereceğim tatlım.
Déjame mostrarte algo.
küçük sevimli şey... ama çok geç tatlım. güle güle.
Conversador pequeñas y hermosas... pero es demasiado tarde, querida. Dios te salve, a ti... mi Klaus. Adiós.
O zaman bunun haricinde olabilecek her şey bize tatlı bir sürpriz olacak demektir.
Entonces cualquier otra cosa sería una agradable sorpresa.
Çok tatlı bir şey.
Qué cosa tan adorable.
Sanırım ilk defa vicodin almıştım Bilirsiniz sanki, şey gibiydi... Ahh. Hiçbir şey sadece tatlı değil ve hiç acı da hissetmiyorsun.
Creo que una vez tome mi primer Vicodin fué ese sentimiento de "Aah," sabes, como que todo no solo se derretía sino que no sentía ningun dolor,
"Tatlım, sana göre burada hiçbir şey yok ve senin için istediğim son şey, benim gibi buraya sıkışıp kalmandır" dedi.
Sí, me dijo : "Cariño, aquí no hay nada para ti y lo último que quiero es que termines atrapada como yo aquí".
Sürekli yaptığımız şey, tatlım.
Todos queremos algo así, cariño.
Bu büyük bir şey tatlım!
¡ Eso es lo bueno, mi niña!
Tatlım, bir şey mi dedin?
Cariño, ¿ dijiste algo?
Tatlım, Bub amcana bir şey olmuş.
Cariño, es tu tío Bub.
Bayan Lonnigan'ın aniden aramızdan ayrılmasından yararlanmaktan bahsetmiyorum ama itiraf edilmesi gereken bir şey var ki o da, tatlı tontonun iyi bir hayatı olduğu ve gerçek şu ki, birçok insanın istediğinden çok yaşadı.
No quiero aprovecharme de la muerte de la Sra. Lonnigan tan rápido pero hay que admitir que tuvo una buena vida y que incluso vivió más de lo que la mayoría desearía. "
Bir şey yok, tatlım.
Está bien, cariño.
Tatlım, her şey yolunda mı?
Mi amor, ¿ está todo bien?
Tatlım, ben hiçbir şey yapmadım.
Yo no lo preparé.
Tatlım, sana bir şey soracağım, çocuğunun babası Michael'la ilişkin hakkında ne düşünüyor?
Déjame preguntarte algo, cariño ¿ qué opina el papá del niño de que salgas con mi Michael?
Çok acil. Tatlım, Michael Everglades'te. Muhtemelen telefonda konuşulmaması gereken bir şey üstünde çalışıyor.
- Querida, Michael está en los Everglades trabajando en... bueno, tal vez no deberíamos estar hablando de ello.
Şey... Aslında evlenmek üzereydim, tatlım.
Bueno, eh... en realidad casi lo hago, cariño.
Üzgünüm, tatlım. - Keşke yapabileceğim bir şey olsa.
Lo siento, preciosa, ojalá que hubiera algo que yo pudiera hacer.
Şey, tatlım, bana senin 6 saat kadar baygın kalacağını söylemişlerdi.
Me dijeron que ibas a dormir como seis horas.
Ama bir şey diyeyim mi, tatlım? Sen de başkasıyla çıkıyorsun.
Pero tú también sales con otro.
Seni tatlı küçük şey.
Aw, eres una dulzura.
Bak, tatlım, Joseph'e iyi bakıyorum, ve karşılığında hiçbir şey almıyorum, kimseden!
¡ Mira, querida, tengo mucho cuidado con Joseph, y no recibo ni un centavo por ello, sabes, de nadie!
Senin için istediğim şey bu, tatlım.
Y eso quiero para ti, querido.
Her şey yolunda tatlım.
No pasa nada, cariño.
Tatlım, her şey düzelecek.
Cariño, todo estará bien, ¿ sí?
Tatlım, önemli bir şey değil, bebek dişin düşüyor o kadar.
Querida, no es nada serio. Es sólo tu diente bebé que aparece, es todo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]