Itiraf et tradutor Francês
3,315 parallel translation
O zaman sanırım herkese... -... bunu itiraf etmelisin.
Eh bien, je pense que tu devrais te révéler devant tout le monde et le dire.
- Hadi ama, itiraf et artık. Sen de benimle aynı fikirdesin, Jimmy?
- Aller, tu vas admettre que tu es d'accord avec moi, Jimmy?
Sen de zevk aldığını itiraf et.
Admets que toi aussi.
- Ve itiraf etmeliyim, yalnız kalmasındansa bunu tercih ederim.
Et je dois admettre que je suis assez dans le flou.
"Liberallerle işbirliği yaptığını itiraf etmezsen seni keseriz."
Pour ta sœur et ton frère. Pour que tu puisses écrire l'Histoire.
Sonra da tek yapmam gereken, yanlış bir şey yapınca buraya gitmek ve itiraf etmek mi? Tekrar affedilecek miyim?
Et tout ce que j'ai à faire c'est de revenir à cet endroit chaque fois que je fais quelque chose de mal et l'admettre et je serais encore pardonné?
Bobby'e ne oldu da, bu şekilde Ryland'ın peşine düştü bilmiyorum ve beni dinlemeyi reddedip itiraf etmekte ısrarcı oldu.
Je ne sais pas ce qui vous est passé par la tête Bobby, aller après Ryland comme cela et ensuite il a refusé de m'écouter et a insisté pour se confesser.
Hayır, belki Tobias. Ve Michael oğlundan çok uzak kaldığını itiraf etti.
Et Michael avoua qu'il s'était éloigné de son fils.
Kalbindekileri itiraf et.
Accepte ce qui est dans ton coeur.
Huck, işlemediği bir suçu itiraf etmektense işkencede ölmeyi yeğler.
Mais reste le fait que vous avez la mauvais personne en garde à vue, et il mourra de votre mains plutôt que de confesser un crime qu'il n'a pas commis
SEAWORLD GÜVENLİK DURUŞMASI DAVE MCDANIEL emin olmadığını itiraf ettirdi. Onu sadece su altında görmüş ve at kuyruğu olduğunu tahmin etmiş.
Il l'a vue sous l'eau et en a conclu que c'était la queue de cheval.
Ellen ona masum olduğunu söylediğini ama sonra itiraf ettiğini söyledi.
Ellen a dit que tu lui avais dit que tu étais innocent, et ensuite tu as avoué.
Hasta gibi görünmemden nefret ettiğini itiraf et lütfen.
S'il te plait, avoue que tu déteste le fait que je paraisse malade.
Bayan Ryland, anneniz Ann Ewing'in babanızın hastane odasına girip onu vurduğunu itiraf ettiğini gördünüz.
Miss Ryland, vous avez vu votre mère, Ann Ewing, faire irruption dans la chambre d'hôpital de votre père et admettre qu'elle lui a tiré dessus.
Siyasetin birinci kuralı itiraf etmektir. Sen hata yaptığında bende bir tane yaptım.
La règle numéro un en politique est d'admettre quand on fait une erreur, et j'en ai fait une.
Bana ne yaptığını itiraf et.
Admettez ce que vous m'avez fait.
Ölü bir kızla yakalan, uyuşturucu sorunun olduğunu itiraf et ve rehabilitasyona git, sorun yok.
Se faire attraper avec une fille morte, admettre être drogué et aller en désintox, pas de problème.
Hayır ama o çocuğu sorgulamaya çağırıp itiraf ettireceğim.
Je vais l'interroger, et il avouera.
Belki de asıl risk, yalanını babasına itiraf etmekti. Çünkü bu yalanı babasını göndermek istediği için söylemişti. Böylece son senesinin geri kalan kısmını keyifle geçirebilecekti.
Peut-être le plus gros risque était de dire à son père qu'il mentait et qu'il avait eut cette idée parce qu'il voulait que son père s'en aille pour pouvoir profiter de ce qu'il restait de son année de terminale.
Yani müvekkilim istasyona doğru koştu hâkime danıştı ve itiraf etti.
Donc, mon client est juste entré dans le commissariat, a renoncé à un avocat, et a avoué.
Daha sonra Purcell kendi isteğiyle döndü ve suçunu itiraf etti.
Puis Purcell s'est rendu volontairement et a avoué.
Onunla cinsel ilişkiye girdiğini itiraf etti.
Et bien, il a admis avoir eu une relation sexuelle avec elle.
- Orada bir kemirgen olduğunu itiraf et.
Admets que tu caches un rongeur.
Ve düşündük ki, eğer hepimiz sevdiğini itiraf edemediği şarkıları söylerse... -... Bölgeseller için daha uyumlu bir takım haline gelebiliriz.
Et j'imagine que si sous partagions tous nos hontes musicales entre nous, on va devenir une équipe encore plus soudée pour les Régionales.
İtiraf etmeliyim en sonunda Acil bir işim var demek iyi hissettirdi.
Je dois dire, ça m'a fait du bien d'enfin dire à Sheila que j'avais trouvé une tique et que je devais aller aux urgences.
İtiraf etmeliyim baya bir heyecanlıydı. ve biraz da utanç vericiydi.
J'avoue, c'était vraiment enivrant et... un peu embarassant.
Polise gidersen yasadışı yollardan elde edilmiş itiraf kasedin de gider.
Aller à la police, et tes aveux enregistrés obtenus illégalement viennent avec toi.
Sana itiraf edip kıymetli kilisimden ve düşlerimden uzaklaşmalı mıyım?
Devrais-je confesser et m'éloigner de ma bien-aimé Église et mon rêve?
Umarım, onurlu itirafımı görürler ve bir gün beni bağışlarlar.
J'espère seulement qu'ils verront l'honneur de ma confession... Et qu'ils pourront un jour me pardonner.
- Marty. İtiraf et.
Apporte le.
Bunu görebiliyorum. Siz itiraf edene kadar ya da tersi için iyi bir sebep verene kadar, kimse tekneden ayrılmıyor.
Je peux le voir de mes propres yeux, et jusqu'à ce que tu l'admettes, ou que tu me donnes une bonne raisons du contraire, personne ne quittera ce bateau!
Ticari bir tatil olduğunu düşünmeme rağmen, İtiraf etmeliyim ki beni düşünen bir sevgilim olması iyi hissettiriyor.
Même si c'est une fête commerciale et cul-cul, je dois admettre qu'avoir mon propre Valentin me faisait plutôt plaisir.
MM hataları itiraf edip bir daha yapmamamız için var.
M M sont sur le point d'avouer Et s'assurer que ce genre de chose ne se reproduise pas.
İtiraf et.
Dis-le.
İtiraf olmadan gereken medya desteğini bulamayacağınıza göre...
Et Sally ne vous ne pouvez pas avoir l'attention des médias sans l'aveu donc...
Sizi korumamın tek yolu itiraf edip devlet lehine Flynnlere karşı tanıklık etmemdi.
le seul moyen de tous les protéger était d'avouer et de retourner les preuves contre les Flynns.
Emma, Henry ve o iki aptalı da uyandırıp yalan söylediğini itiraf edersin.
Emma et Henry et les 2 idiots, et tu leur diras que tu as menti.
İtiraf et!
Admettez le!
Savaş zamanı donanma kanunları üzerine yazdığın her şeyi okudum ve her ne kadar şartlar aksini gerektiriyorsa da itiraf edeyim, bir parça hayranınım.
C'est très gentil de votre part. Vous savez, J'ai lu tout ce dont vous avez écrit. Sur le code naval en temps de guerre, et même si les circonstances peuvent suggérer autre chose,
Kanser olmayan hastaya kansersin dediğini bile söylemedim. Altı haftalık ömrü kaldığını söyleyerek polise itirafını verdiğini.
Après tout, je n'ai même pas soulevé le fait que vous avez dit à un patient sans cancer qu'il ne lui restait plus que quelques semaines à vivre, et extrait une confession remise à la police.
Katil dışarıda bir yerde, Dexter ve itiraf edeyim, olacaklardan korkuyorum.
Le tueur est quelque part, Dexter, et j'admets volontiers que j'ai peur de ce qui va suivre.
İtiraf etmemi mi istiyorsun?
Et tu veux que je me confesse?
İtiraf et, Henri.
Admet le, Henri.
- İtiraf et o zaman.
Zoe et moi avons le même âge.
Peki. Ayrıca, itiraf da etmiyorum yaratıcımı görebilmek için günahlarımı kabul ediyorum.
Et je ne me confesse pas... ni... absoudre mes pêchés pour pouvoir voir mon créateur.
İtiraf et.
Admet le.
İtiraf et!
Admet le!
İtiraf et!
Admets-le!
Ama itiraf edeyim son günlerdeki tartışmaları gereksiz ve son derece hırçın buluyorum.
Mais je trouve le débat actuel totalement inutile et très, très criard.
İtiraf et.
Avoue-le.
- Peter! - İtiraf et!
Allez, admets-le!
itiraf etti 36
itiraf etmeliyim ki 124
itiraf etmeliyim 82
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
itiraf etmeliyim ki 124
itiraf etmeliyim 82
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47