Jö tradutor Francês
4,155 parallel translation
Başkan Jo.
Chef Jo.
Burada olmazsam Shunji Başkan Jo'dan acısını çıkarır.
Shunji harcèlera le Chef Jo.
Bu arada ben Jo.
En passant, je m'appelle Jo.
O kadar da zor değilmiş. Merhaba Jo!
Salut, Jo!
Daha yeni geldin. Korktuğumda bu, Jo.
C'est exactement ce que je craignais, Jo.
Yapma Jo.
Je t'en prie, Jo.
- Ve korecede jo-eun-koom-ku-wo.
Et en coréen :
Piers Courage, Jochen Rindt,... Jo Siffert, Roger Williamson ve bugun Watkins Glen pistinde, Formula 1 bir pilotu daha aramizdan aldi.
Piers Courage, Jochen Rindt, Jo Siffert, Roger Williamson et aujourd'hui, à Watkins Glen, la F1 a perdu un autre pilote.
Tüm sabah Jo ile birlikte olduğumu ve Wolf's Head'deki 30 kişinin teyit edebildiğini bilmelerine rağmen bana şüpheliymişim gibi davranıyorlar.
Ils me traitent comme un foutu suspect. Même si j'ai passé la matinée avec Jo et que trente personnes peuvent en témoigner.
Richard ile Jo'nun nasıl idare edeceklerini merak ediyorum.
Je me demande comment Richard et Jo peuvent supporter.
Duvarlardan Jo'nun tüm gece acı acı ağladığını duydum.
J'entends Jo gémir toute la nuit, à travers le mur.
- Jo...
- Jo...
Jo'ya bakmama yardım edecek.
Pour aider à s'occuper de Jo.
Jo üst katta.
Jo est là-haut.
Mutlu yıllar.
Jo yeux anniversaire.
- Jo küçük bir parti veriyordu.
Et Jo avait organisé une petite fête.
Şimdi kınamalarını duyuyorum ve bu iyi hissettiriyor. Jo-Jo bekle.
C'est à mon tour de vous humilier, et... ça fait du bien.
2014'de, Sochi'de, Rusya'da yarışacaksın.
Tu participeras aux JO d'hiver de Sochi, en Russie, en 2014.
Sonraki olimpiyatlar orada da, çalışıyorum biraz.
Les prochains JO sont là-bas donc j'apprends.
Ve bu da...
Oh, et je... Je te présente Jo.
- Selam Jo.
- Salut, Jo.
Ben ne vakit Jo'yu becermeliyim?
Quand est ce je dois niquer Jo?
- Bunu bir müzikale çevirmeliyiz ki... -... Jo'yu oynayabileyim.
Okay nous devons transformer ça en en comédie musicale comme ça je pourrais jouer Jo.
Jo'yla konuşmam gerek.
J'ai besoin de parler à Jo.
- Jo, cidden çok üzgünüm.
Jo, je suis désolé.
- Jo, sakinleş lütfen.
Jo, ça va aller!
- Jo, içeri gir.
Jo, entre.
Jo, Sarah'ın öldüğü zamanı hatırlıyor musun?
Jo, tu te souviens quand Sarah est morte?
Dinle tatlım, cidden Jo ve ailesi için çok üzülüyorum.
Écoute, petite, je suis vraiment désolé pour Jo et sa famille
Jo... Bence biraz izin alıp, ailenle zaman geçirmelisin şu anda.
Tu devrais vraiment prendre quelques jours de congé et rester avec ta famille.
Özürlü Olimpiyatları'na mı hazırlanıyorsunuz?
Vous vous entrainez pour les JO des demeurés?
Alkollüyken doktorluk yapamazsın Berduş Jo.
Tu ne vas pas pratiquer la médecine avec de l'alcool dans le sang, Jo-le-clochard
Berduş Jo mu?
Tu es Jo-le-Clochard?
Bana bir bira, Berduş Jo'ya da aynısından bira tane daha.
Une bière pour moi et un autre tour pour Jo le clochard.
Merhaba Jo.
Salut, Jo.
Barbados'a giden uçak biletini alamazsam öğle yemeğinde biraz laflamak ister misin?
Salut, Claire, c'est Jo. Si on prenait un sandwich ensemble? À moins que je prenne ce vol pour la Barbade.
Jo...
Jo...
Peki bu Jo...
Donc Jo...
Merhaba, Jo Danville, dedektif.
Salut. Jo Danville, lieutenant.
Ulusal seçmeleri geçtikten sonra Olimpiyat denemelerine çağrıldım.
Après avoir gagné le championnat national, j'ai été conviée aux essais pour les JO.
Olay yeri incelemelerinden, suç romanı yazarlığına...
Passons des scènes de crimes, aux romans policiers. Car Oppland semble avoir son propre Jo Nesbø,
Ty, ikinci ölçüden almamı ister misin?
Non, Jo.
Üzgünüm Jo. 15'den almalıyız.
Pause de 15 minutes.
Jo buraya geldiği günden beri adamın peşinde.
Jo flanait sur lui depuis son arrivée.
Oley.
Yay, Jo.
Pekin Olimpiyatları'nda çalınan davullar sayesinde havaya girmiştim.
J'étais gonflé à bloc après les tambours chinois aux JO de Pekin.
Bizde de Unabomber, Timothy McVeigh ve Atlanta Olimpiyatları'ndaki suçsuz olan ama kaba baktığı için suçlu ilan ettiğimiz şişko adam var.
On a Unabomber, Timothy McVeigh, et même ce gros aux JO d'Atlanta qui est innocent, mais il avait l'air méchant, alors on a dit que si.
Joe, normal olimpiyatlardan bahsetme sen.
Tu ne peux pas parler des vrais JO.
Onunla evlendi Jo.
Il l'a épousée, Jo.
- Jo cerrah olmak istiyor Mer.
Jo veut être chirurgienne, Mer.
Jo haklıymış.
Jo avait raison.