Müsaade et tradutor Francês
1,236 parallel translation
- Bana yarım saat müsaade et.
- Dans une demi-heure.
Müsaade et.
Excusez-moi.
- Müsaade et, nasıl olsa benim olacak.
- Je refuse de l'enlever.
Sen hala 5.sınıfta pantolonuna sıçan çocuk olmaya devam edeceksin... Kimse senin bu olayı unutmana müsaade etmeyecek.
Tu seras toujours le gars qui a chié dans sa culotte en CM2 et personne ne te laissera l'oublier.
Kesinlikle, sadece bir kaç dakika müsaade et.
Bien sûr, dans deux minutes.
Biraz müsaade et.
Arrête!
Gerçekten çılgınsın. Artık gitmeme müsaade et.
T'es gentil, tu me laisses, hein?
- Görmeme müsaade et.
- Laisse-moi voir.
Evet, imrenmeyle ölmelerine müsaade et!
Oui, ils en meurent d'envie!
- Yarağının üstünde çalışmama müsaade et...
- Laisse-moi travailler avec ta bite...
Bunu bırak ve birlikte çalışmamıza müsaade et...
Arrêtez et collaborons. On peut vous garantir...
Bir müsaade et.
Pour qui vous me prenez?
- Rance Burgess sadece bir erkek ve hiçbir erkeğin benim olanı almasına müsaade etmem.
- Rance Burgess n'est qu'un homme. Et je ne laisserai aucun homme me prendre quoi que ce soit.
- Önemli. - Bir dakika müsaade et.
- C'est important.
Hayır. Bana müsaade et.
Non, je t'en prie.
Bütün bunları temizlemem için bana müsaade et.
Laisse-moi tout arranger et je reviens.
Bir saniye müsaade et.
Je suis désolé. On se voit tout à l'heure.
Biraz müsaade et.
J'ai besoin d'un peu d'espace.
"Müsaade et" diye bağırınca sana sarılmayı bıraktım tabii.
J'ai arrêté de te tenir dans mes bras quand tu as crié : "J'ai besoin d'espace".
Lütfen müsaade et!
Mais enfin!
Kısaca anlatmama müsaade et. Yardımına ihtiyacım var.
Je vais être direct, j'ai besoin de ton aide.
Müsaade et biraz.
Donne-moi une minute.
Önce benden korktu ve beni dışarı atmak istediler. Sonra konuşmama müsaade ettiler.
Elle a d'abord eu peur et ils ont failli me jeter, puis ils m'ont laissé lui parler.
Tatlım, bana 10 dakika müsaade et.
Chérie, donne-moi 10 minutes.
Müsaade et.
Tu vas la fermer?
Hocam, böyle olmuyor, müsaade et de yanına geleyim.
Hadji, ce n'est pas bien, laissez-moi retourner là-bas
Müsaade et de konuşayım. Asla bir Hoca'ya el kaldırma... Hele de o adam Tahranlıysa.
N'essayez jamais de frapper un religieux, surtout s'il est de Téhéran
Zamanım yok ama, müsaade et sana eve kadar eşlik edeyim.
Je n'ai pas beaucoup de temps, mais je vais vous escorter chez vous
Lütfen, 6 ay daha müsaade et.
Pouvez-vous attendre...
Konuşmasına müsaade et!
Laisse-la parler!
Bana biraz müsaade et. Hemen döneceğim.
Donnez moi 2 minutes et j'arrive
Müsaade et.
Pars, vite!
Ama bana sadece bir gün müsaade et.
Accorde-moi une journée.
Müsaade et.
Je te prends ça.
- Müsaade et de yemeğini yesin.
- Laisse ce garçon manger.
Bir saniye müsaade et.
Juste une seconde.
Konuşmama müsaade et.
Laisse-moi lui parler.
Biletimizde 51 ve 52 numaralar yazılı ancak hanımefendi oturmamıza müsaade etmiyor.
On a des billets pour... les places 51 et 52, et la dame ne veut pas partir.
Müsaade et de onlarla konuşayım, tamam mı?
Je vais leur parler.
Daireni kullanmama müsaade et.
Prête-le-moi.
Çocuk değilim ben artık. İstediğimi yapmama müsaade et.
Je ne suis plus une gamine, laisse-moi faire ce que je veux!
Bazen insanların beni kullanmalarına müsaade ediyorum, çok mu önemli?
Je me laisse un peu abuser. Et alors?
Üzgünüm ama bunun gerçekleşmesine müsaade edemem.
Et je suis désolée mais je ne peux pas permettre ceci.
Bekle Marge. Bunlar olmadan evden çıkmana müsaade edemem. Alarm düdüğü biber gazı ve erkeklerin en zayıf noktasını gösteren bir harita.
Attends, je veux pas te voir sortir sans ce matériel, un sifflet d'alarme, une bombe lacrymo, et un plan des parties les plus vulnérables de l'homme.
- Ben hiç görmedim. Tamam, bana biraz müsaade et.
Attends, laisse-moi une seconde, que je finisse ça vite fait.
Zevahiri 80'ler ve 90'lar boyunca kitleleri, ülkelerinin bu yozlaşmadan etkilenmesine müsaade eden hükümdarlarına karşı ayaklanmaya ve onları devirmeye, ikna etmeye çalıştı.
Durant les années 80 et 90, Zawahiri avait tenté de pousser les musulmans à renverser les dirigeants qui avaient laissé cette corruption contaminer leur pays.
Ve Max'in hayatını derbeder etmene müsaade edemem.
Et je refuse que tu ailles et viennes dans la vie de Max.
Müsaade et de yardım edeyim.
Laissez-moi vous aider
Şimdi müsaade edersen babanla birlikte kendimizi romantik bir fanteziye kaptırmaya çalışıyoruz.
Si vous le permettez... votre père et moi essayons de nous perdre dans cette romance.
Eğer müsaade edersen bütün anlatmak istediğim de bu zaten!
- Laisse-moi finir et tu comprendras.
Şunu bil ki, senin yapmana da müsaade etmem.
Et écoute, je ne te laisserai Ie faire non plus!
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmiyor 21
etrafta kimse yok 27
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmiyor 21
etrafta kimse yok 27