Sadece bu gece tradutor Francês
670 parallel translation
- Sadece bu gece değil, her gece.
- Il ne s'agit pas seulement de ce soir.
Tamamen sona ermiş durumda. Sadece bu gece kısa bir dönüş yapacak. Yanına 5'erlik $ 1,000 alıp... minnettarlığının karşılığı olarak evsiz serserilere dağıtacak.
Il repart ce soir pour quelques heures distribuer des billets de 5 $ à ces vagabonds en guise de remerciement de ce qu'ils ont fait pour lui.
Sadece bu gece giymesine izin verdim.
Je lui avais permis de la porter.
Sadece bu gece dansa sensiz gitme düşüncesi...
Mais l'idée d'aller à ce bal sans toi...
Senin yüzünden lanetlendim, sadece bu gece de değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri. Sen etrafındaki her şeyi ve herkesi lanetliyorsun.
Vous m'avez jeté un mauvais sort depuis l'instant où j'ai appris votre existence, ainsi qu'à tous ceux qui vous approchent.
Senin yüzünden lanetlendim, sadece bu gece de değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri. Sen etrafımdaki her şeyi lanetliyorsun.
Vous m'avez jeté un mauvais sort depuis l'instant où j'ai appris votre existence, ainsi qu'à tous ceux qui vous approchent.
Neyse sadece bu gece için.
Ce n'est que pour ce soir.
Sadece bu gece için.
Juste pour l'occasion.
Sadece bu gece.
Juste pour la soirée.
Sadece bu gece için değil.
Ce n'est pas que pour ce soir.
Şimdilik sadece bu gece için kayıt yaptım.
Je vous inscris juste pour ce soir.
- Sadece bu gece.
- Cette nuit.
- Sadece bu gece.
- Seulement ce soir.
Beş yıl öncesinde Tricaud sadece tokat yemek isteyen bu garip palyaçoyu işe almıştı. Şimdiyse her gece büyük bir gururla yediği tokatları ve attığı kahkahaları sayıyordu.
Cinq ans auparavant, Tricaud avait engagé un clown étrange qui désirait seulement se faire gifler.
Hayır, bu gece sadece seninle dans etmek istiyorum.
Ce soir, c'est avec toi que j'ai envie de danser.
Bu gece sadece kendimizi temsil edelim.
Rejoignons-nous, ce soir.
Bu gerçek değil. Sadece gece için üniforma, bir anlam ifade etmiyor.
C'est juste un costume pour un gala.
Baban geri dönmeden sana bir şey söylemeliyim. Bu gece buraya sadece boğayla kapışmak için gelmedim.
Avant que ton père revienne... je voulais te voir.
Gazeteyi bu gece sadece dört kez baştan değiştirdiniz, o kadar.
Vous avez refait le journal juste quatre fois, ce soir!
Neden beni bu saatte kaldırdınız? Sadece gece vardiyasında çalışırım!
Me réveiller alors que je bosse de nuit!
Bu gece sadece kasko işini yapalım.
- Mais régions l'assurance auto.
Yani bu gece sadece ikimizin bilmesini tercih ederim.
Je préfère que nous soyons les seuls à le savoir, ce soir.
Bu gece hiç ağlama sesi duyulmadı, sadece sıcaklık ve güzel koku vardı.
On n'a pas eu de pleurs, mais de la chaleur, du parfum.
Sadece düşünüyorum. Onun bu gece buraya girdiğini gören olmuş mudur?
Je me demandais... si quelqu'un pouvait l'avoir vu arriver ici ce soir.
Bu arada, randevularımız sadece gece ve durum tespiti yapabileceğim zaman aralıklarında olacak.
Entre-temps, vos visites ici ne devront être qu'à intervalles... les soirs et aux heures que je désignerai.
Bu gece sadece bize ait.
La nuit nous appartient.
- Sadece bu gece.
- Juste pour cette nuit.
Bu gece, sende daha önce sadece bir kere gördüğüm o coşkuyla dans et.
Il faut que vous dansiez avec la même foi que le jour où je vous ai vue.
Tiyatronun sadece 300 kişilik olması çok yazık. Bu gece Albert Hall'u * bile doldururduk!
Dommage qu'il n'y ait que trois cents places on aurait rempli l'Opéra ce soir.
Hayır efendim, bu gece sadece tek bir boş yer var.
Non, une seule ce soir.
Karıma da söyledim, o bana sadece çok sinirli olduğunu söyledi ama yine de endişeliydim ve bu gece daha da kötü göründün.
Ma femme te trouve juste un peu tendu, mais je m'inquiète, et ce soir ça m'a l'air d'empirer.
- Sadece yürüdüm ve çıktım. Bu gece yanında olmadan duramadım.
Il fallait que je te retrouve.
Yeni bir anlaşmamız var, bir sürü heyecan yaşadık ve bu gece kasabaya gidiyoruz, sadece ikimiz. İlginç.
On a décroché un nouveau contrat, on s'est bien amusés, on s'apprête à sortir en tête-à-tête.
Bu andan itibaren sadece otel ve gece kulübü var.
A partir de maintenant, c'est hôtels et cabarets.
Bu gece sadece seninle dans edeceğim.
Cette nuit je ne danserai qu'avec toi.
Sadece onu düşünmem lazım ama bu gece sadece gidişinin üstünden geçen on ayı düşünebiliyorum.
Je ne devrais songer qu'à lui, mais tout ce que j'ai en tête, c'est que tu es parti depuis dix mois.
Ama bu gece sadece sen ve ben variz.
Ce soir... rien n'existe que toi et moi.
Bu sadece bir gece.
Ce n'est qu'une nuit.
Sadece bizimle kalacağınız için değil... bu gece yemekte sizin sayenizde Victor'un da sofrada olmasına sevindim.
Vous avoir pour hôte est un honneur... et votre présence assure celle de Victor.
Sadece bana anlatmakla kalmamış, bu gece bütün kasabaya yaymış.
elle l'a dit a moi mais aussi a toute la ville, ce soir.
- Sadece bir geceliğine. Birşeyler olma durumu var, bu gece, eee...
Le coup est pour ce soir, s'il devait arriver quelque chose...
Sadece bir dolar arttırdım ve bu gece bunu rahatlıkla karşılayabilirsin.
C'est qu'un dollar. Ce soir, tu peux te le permettre. L'alcool est légal.
Sadece sen varsın bu gece
À votre venue, je l'avoue
Bu gece sadece durumu anlaman için seninle yakın mesafeden tanışmak istedim.
Ce soir, j'avais envie de vous voir de près.
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
Cet homme est un voleur qui est venu piller une auberge hier soir avec un poignard. Et il n'était pas tout seul, il y en avait 3 autres.
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
Cet homme est un voleur qui est venu piller une auberge hier soir, un sabre à la main. Et il n'était pas tout seul, il y en avait 3 autres.
Bu gece 9 : 00. Sadece üç buçuk saatimiz var.
Ça nous laisse un peu moins de 4 h.
Hayır. Telgrafta "bu gece" diyordu sadece.
Non, le câble disait ce soir.
Sadece yakında Sara'yı buradan götüreceğine ve bu gece ona teklif edeceğine söz ver bana.
Promettez-moi d'emmener Sara loin d'ici et de lui demander sa main ce soir.
Bu küçük araba bu gece sadece bir şey yapmadı... açıklanamayan kısa devreler, yaylı kapılar, kapma direksiyon, aşınmış eklemler, belki biraz reklam hilesi.
Tout ce qui s'est passé peut s'expliquer par des courts-circuits, une direction rouillée, des joints usés. C'est peut-être un truc publicitaire.
Bu gece sadece izle.
Ouvre grand les yeux.
sadece bu gecelik 25
sadece bu mu 17
sadece bu 76
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
sadece bu mu 17
sadece bu 76
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gece görüşürüz 40
bu gece için 16
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece olmaz 199
bu geceye ne dersin 24
bu gece değil 77
bu gece ruhumu arıyordum 23
gece 187
bu geceye kadar 18
bu gece görüşürüz 40
bu gece için 16
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece olmaz 199
bu geceye ne dersin 24
bu gece değil 77
bu gece ruhumu arıyordum 23
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geçen gün 73
geceyarısı 22
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen gün 73
geceyarısı 22
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
geçerken uğradım 19
gece yarısı mı 17
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
geçerken uğradım 19
gece yarısı mı 17