English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yın

Yın tradutor Francês

341,681 parallel translation
"Tanrı'yı zora koşmayın"
♪ "Don't put your God to the test" ♪
Trajedinin hep Brick'in ilk ayını bizsiz geçirmiş olması olduğunu düşünürdüm ama artık bizle geçirdiği 14 yıl olduğunu düşünmeye başladım.
Je pensais que la tragédie c'était de ne pas avoir eu Brick pendant le premier mois de sa vie mais je commence à penser qu'en fait, c'est de l'avoir eu ces 14 dernières années.
Belle, onun iyi olduğuna inanmak istediğini biliyorum... ama dediğin gibi, kötü doğulmaz, kötü olunur... ve Kara Peri onun tam da öyle olmasını sağladı.
Belle, je sais que tu veux croire ce qu'il y a de meilleur en lui, mais comme tu l'as dit... Le mal n'est pas né, il est crée, et c'est exactement ce que la Fée Noire lui a fait.
İki yıldır da barın arkasındayım.
Au bar depuis deux ans.
Yıldırım akışının önüne göğüs germeye çalışıyorum.
J'essaie de plonger devant la foudre.
Bir yerlerde taş yok mu?
N'y a-t-il pas une pierre quelque part?
Ben Jessica Logan'ın kocasıyım.
Je suis le mari de Jessica Logan.
Beni, beş sene önce karımın sağ salim eve dönmesi için TV'de yalvarırken görmüştün. - Sana yalvarırken.
Vous m'avez vu à la télé il y a 5 ans, suppliant pour que ma femme revienne.
Jiya'yı makinenin yeni pilotu mu yapacaksın?
Vous avez fait de Jiya la pilote du vaisseau?
Bunu anlamamızın tek bir yolu var.
Il n'y a qu'un moyen de le savoir.
Yani altın yok, soygun da yok, bu cehennemin sonunda sadece birisi mi var?
Donc s'il n'y a pas d'or, ce n'est pas un vol, juste une personne au bout de ce cauchemar?
Yapamayız...
On n'y arrivera pas...
Eskiden kölelikten kaçana kadar yıllarca KızıIderililerle beraber yaşamıştın.
Vous avez vécu des années avec des indiens quand vous vous êtes libéré de votre esclavage.
Sen de yapacaksın.
Vous y arriverez.
Hiç başıma gelmedi.
Je n'y ai jamais pensé.
Kısa bir süre önce köleyken şimdi burada olup eski sahiplerinin yasaları için savaşmak seni rahatsız etmiyor mu?
Ça vous dérange qu'il n'y a pas longtemps, vous étiez un esclave, et que maintenant, vous vous battez tellement dur pour les lois de vos anciens maîtres?
Eğer geri dönüp onun kafasına kurşun sıkıp onu durdurabilseydim, hiç düşünmezdim bile.
Si je pouvais retourner en arrière, lui mettre une balle et l'arrêter, je n'y réfléchirais pas deux fois.
O makineye adım attığın her an da, küçücük bir hataya bile yer olmayacak.
Qu'à chaque fois que vous montiez dans la machine, il n'y ait pas de place pour la moindre erreur.
Rufus, Jessica'yı öldüren adam iki kadını daha öldürmüş.
Rufus, le type qui a tué Jessica a tué deux autres femmes.
Bak elimden geleni yaptım ama uzun lafın kısası önümüzdeki hafta bir tören olacak ve Brick ona katılacak.
Enfin bref, il y a une cérémonie la semaine prochaine et Brick fera sa confirmation.
Yapma, Axl her çamaşır yıkamaya geldiğinde omuzlarını gösteren bluzunu giyiyor.
A chaque fois qu'Axl vient laver son linge elle porte ce petit haut qui laisse entrevoir ses épaules.
Tanrı'yı ve kunduzların nasıl baraj yaptığını öğreneceğiz
♪ We'll learn about God and how beavers build dams ♪
Fazla sandalyeleri yokmuş, sormuştuk.
Il n'y a pas de chaises disponibles.
Hiç gitmediğim içindir.
Ce n'est pas parce que je ne savais pas qu'il y en avait une.
Dünyada başka kadın yok mu!
Il n'y a pas d'autres filles dans le monde?
Panoya kullanmak istediğiniz zamanları yazın.
Il y a une feuille pour réserver sa place.
20 yılı aşkın bir süredir bu şirketteyim.
Je suis dans votre société depuis plus de 20 ans.
Hatta kimse alerji olmasın diye iyi klordan aldım ama kimse kullanmıyor.
J'ai même acheté le bon chlore... celui qui ne donne pas de rougeurs... et personne n'y est allé.
Sen niye havuzda değilsin?
Pourquoi tu n'y vas pas?
Her neyse, dört yıllık işletme diplomasıyla hayata adımını atıyor.
Bref, il se lance dans le monde avec un diplôme de commerce.
Hesabında ne kadar paran olduğunu takip etmek zorundasın. Evden çıktığında nakde ihtiyacın vardır.
Tu dois surveiller combien il y a d'argent sur ton compte, tu as besoin de monnaie quand tu sors de chez toi.
Bundan sonra ön kapıyı kullanın.
Fais-le entrer par la porte maintenant.
Neden Şirin Lena'nın kıyafetlerini yıkamıyor ki?
Pourquoi Smurf ne lave pas les habits que Lena a déjà? - Je ne comprends pas.
Lena'yı tekrar görme planın var mı?
Tu prévois de revoir Lena?
Mesele sensin.
Il n'y a que toi.
Daima sen oldun.
Il n'y a toujours eu que toi.
Chresty Puller dedi ki, "Bir donanma doktoru donanmanın sıhhiyecisidir... ve bu işte ondan daha iyisi yoktur."
Un médecin des marines est un infirmier de la Navy. Pour les hommes du 8113e, Il n'y a pas mieux.
Teksas'a taşınmanın zor olduğunu biliyorum... ama söz veriyorum, her şey daha iyi olacak.
C'était pas évident de partir au Texas. Mais je te promets que tu t'y feras.
Çocuklar buna inanmayacaksınız.
Vous allez pas y croire.
Bu taş yığınının... iç tesisat ile bir ilgisi olduğundan emin değilim. - Yani hiç şansın yok.
À mon avis, il y a pas de chiottes par ici.
Gümüş Yıldızı'n kime gideceğini unuttum.
Qui va être décoré, déjà? Qui ça?
Yarın görüşürüz, Swagger! - Gümüş Yıldız!
Swagger!
Uygun bir uçuş yok.
Il n'y a aucun vol.
En azından kimin Viagra'yı aldığını biliyoruz.
On sait qui a eu le Viagra.
Her yıl 68 milyon Amerikalı güvenli sınırlarımızın ötesine geçiyor.
Plus de 68 millions d'Américains quittent notre pays chaque année.
Üç yıldır birlikteyiz, şimdi mi naz yapacaksın?
Après trois ans ensemble, tu vas me mener la vie dure?
Bilmediğim yerlerde boş konuşmamalıyım.
Je n'aurai pas du l'ouvrir dans un endroit que je ne connais pas.
Boğuşma izi olmadığından polis intihar kararı vermiş.
Il n'y avait pas de signe de lutte, donc la police locale a réglé ça comme étant un suicide.
Aynen öyle, Drew'un sevgilisi Bogota'nın yerlisi ve intihar edecek biri olmadığını söylüyor, o yüzden de cinayet şüphesiyle Elçiliğe resmi başvuruda bulunmuş.
Correct, la petite amie de Drew est originaire de Bogotá et elle a dit qu'il n'avait pas de raison de se suicider, donc elle a déposé une plainte officielle auprès de l'ambassade indiquant qu'il y avait quelque chose de louche là-dessous.
Uyuşturucu yüzünden Drew'un babasının hayatı mahvoldu, - o yüzden elini bile sürmezdi.
La vie du père de Drew a été détruite par les drogues, donc il n'y a jamais touché.
- İntihar izi de yok.
Il n'y a pas non plus de signe de suicide.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]