Öyle diyorsan tradutor Francês
1,016 parallel translation
Tamam, siz öyle diyorsanız.
Si vous le dites.
- Eğer sen öyle diyorsan.
Je l'ignore.
Öyle diyorsan aslan avı konusunda öğreneceklerin var demektir.
Vous devriez vous intéresser à la chasse au lion.
- Tamam, sen öyle diyorsan.
- Si tu le dis.
Eğer öyle diyorsanız. Bu kadar erken mi gidiyorsun?
- Ça, c'est une affaire, patron.
- Öyle diyorsanız...
- Si vous le dites.
- Eğer siz öyle diyorsanız.
Si vous le dites...
- Tabii, öyle diyorsan.
D'accord, si vous êtes sûr...
- Ama anlamı çok açık. - Sen öyle diyorsan.
En échange - et je crois que j'y perds - je vous supporte tous.
Öyle diyorsan, öyledir Şerif.
Si vous le dites
Öyle diyorsan.
Tu l'as déjà dit.
- Sen öyle diyorsan...
- Ah, dans ce sens-là...
- Pekala, öyle diyorsanız öyle olsun.
- D'accord, si vous le dites.
Öyle diyorsan.
Si tu le dis...
Öyle diyorsan...
Si tu le dis...
- Öyle diyorsanız. - Hayır!
- Si vous préférez.
Öyle diyorsan öyledir. Değil diyorsan değil.
Si vous dites que c'est faux, c'est faux.
Her zamanki gibi inatçısın. Öyle diyorsan.
Et vous, vous êtes toujours aussi dogmatique, si je comprends bien.
- Öyle diyorsanız.
- Si vous le dites.
- Siz öyle diyorsanız...!
Si vous le dites!
Öyle diyorsanız.
Puisque vous le dites.
Pekala öyle diyorsanız.
Alors, si vous le dites...
Sen öyle diyorsan.
Si vous le dites...
Öyle diyorsan, belki olmamıştır.
Bien.
- Öyle diyorsan öyledir.
- Si elles te plaisent.
Öyle diyorsanız.
Si vous le dites.
- Peki peki öyle diyorsanız
- Bon, bon, si vous le dites.
Öyle diyorsan.
À ta guise.
Tamam, Harry, öyle diyorsan.
Si c'est ça...
Öyle diyorsan.
Si vous le pensez...
- Siz öyle diyorsanız.
- Si vous le dites.
- Siz öyle diyorsanız.
Si vous le dites.
Sen öyle diyorsan öyledir.
J'imagine que non, si vous le dites.
Eğer öyle diyorsan, elbisemi çıkarayım da gör!
Puisque tu le dis, je vais me déshabiller.
Sen öyle diyorsan, ama niye?
Certainement, mais pourquoi?
Sen öyle diyorsan.
N'est-ce pas, ma caille.
Siz öyle diyorsanız öyledir.
Je vous crois sur parole.
- Gerçekten öyle diyorsan. - Kesinlikle.
- Si vous le pensez vraiment.
Öyle diyorsanız.
Si vous le dites...
Ülkeyi bölelim. Öyle diyorsan Eldorado'yu bombalarız.
Nous allons diviser le pays, et avec ton ordre, bombarder Eldorado.
Öyle diyorsanız öyledir.
Je vous crois sur parole.
- Ne diyorsan öyle olsun.
- Je sais ce que tu veux dire.
Eğer öyle daha iyi olur diyorsan.
Bien, si tu penses que c'est mieux.
Öyle olur diyorsan... ama kaynak yapmak daha iyi olmaz mıydı?
Si tu crois, que c'est suffisant... mais une soudure, c'est certainement mieux?
Öyle diyorsan...
Puisque tu le dis, c'est que tu ne l'es pas.
Saray mensubuna has bir gösteriş olarak görüyorsanız ve bu onlara yakışır diyorsanız. Pekâlâ, öyle değilim. Saltanat ya da zarafetin anlamını hiç bir zaman bilemeyeceksiniz.
Le raffinement fait de la sincérité un jeu semblable aux autres badinages.
- Nasıl diyorsanız öyle olsun.
- D'accord.
Evet, efendim. Öyle diyorsanız.
Oui, si vous le dites.
Nasıl diyorsan öyle olsun tuğgeneral.
Comme vous voulez, brigadier.
Öyle diyorsanız, ben...
Si vous voulez... je...
- Öyle diyorsan.
Comme tu veux.
öyle diyorsan öyledir 30
öyle diyorsanız 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle diyorsanız 22
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50