Bizimle kalın tradutor Português
150 parallel translation
Bizimle kalın Bay Caution.
Fique conosco, Sr. Caution.
Bizimle kalın ve tanrı aşkına şu kuleleri gözleyin.
Aguentem-se. Deus os abençoe.
Gelin aşağı! Bizimle kalın!
Não se vão embora!
- Evet. Bizimle kalın.
E você não se senta connosco?
Öğüdüm şu, bu sevimli genç kadınla evlenin ve Viyana'da bizimle kalın.
Aconselho-lhe que se case com esta encantadora menina e que fique connosco em Viena.
Bizimle kalın.
Venham curtir connosco.
Kafasını ezeceğim. Reklam arasından sonra arabayı çok hızlı kullanacağım.Bizimle kalın. "
Eu bato-lhe na cabeça, passamos a publicidade, e quando voltarmos guio um carro a alta velocidade.
Bizimle kalın. Bütün sorularınızı yanıtlayacağım.
Fique connosco, Responderei a todas as suas perguntas!
Bizimle kalın, Miss Halliwell.
Fique conosco, Senhora Halliwell.
Ya da ayakbağı olmadığınız sürece bizimle kalın.
Ou podem ficar connosco, desde que não nos atrasem.
"Ayrıntılar için bizimle kalın aradan sonra diğer olaylara bakacağız."
Fique ligado nos detalhes desta e outras histórias após o intervalo.
On dakika sonraki yeni bültene kadar bizimle kalın
Fique sintonizado para a actualização do trânsito daqui a 10 m.
Bizimle kalın.
Fiquem connosco.
- Lütfen bizimle kalın.
Por favor tenham paciência connosco.
- Bütün bunlar ve daha fazlası için bizimle kalın. - önümüzdeki saat içinde. - Katie!
Não mude de canal porque temos tudo isto e mais na hora seguinte.
99.0 FM'desiniz Bizimle kalın ve zevkinize bakın. Burası en sevilen müzik istasyonu.
99 FM, então feixa a porta e prepare-te.
Umarım uzun süre bizimle kalırsınız.
É muito bem vindo aqui.
- Bizimle kalır mısın, küçük adam?
- Vai ficar connosco, meu rapaz?
Sen bizimle kal. Servisi görevliler yapsın.
Tu ficas aqui, os serventes vão servir-nos.
O zaman burada kalıp, bizimle birlikte savaşmalısın, Chuka... ve senyoranı en iyi şekilde koru.
Então, terá de ficar conosco e lutar... e proteger a sua senhora o melhor que puder.
Bizimle kalırsan, kendi payını alırsın.
Se ficarem connosco, terão a vossa parte.
Kalıp bizimle savaşmalısın.
Um homem como tu deveria ficar e lutar connosco.
Bizimle kalırsın umarım.
Espero que possa ficar connosco.
Bizden hoşlanmamasının ve bizimle eğlenmemesinin sonucunda kendisine hiçbir zararı dokunmayacak olan geçirebileceği hoş zamanlardan mahrum kalıyor.
Ao não gostar de nós e ao não festejar connosco, ele perde momentos agradáveis que não lhe fariam mal algum.
Çünkü bizimle kalırsa, polis onun canını yakacak.
Se ficar, a policia vai magoá-lo.
Çok sıskasın. Zayıf çocuk istemem. - Bizimle birlikte mi kalıyorsun?
Tens de engordar, não quero um filho magrinho.
Gece boyunca bizimle mi kalıyor olacaksınız?
Ficará conosco para a função?
Bilmek istediğim şu kardeşim bizimle kalıp başladığın işi bitirecek misin?
O que quero saber, irmão, é se ficas connosco e terminas o que começaste.
Umarım bizimle olmaktan memnun kalırsınız.
Esperamos que desfrutem de uma agradável estadia.
Ya burada kalıp bizimle yaşa ya da orada şansını dene.
Ou fica aqui e faz o que lhe compete, ou arrisca-se ali fora.
Umarım bizimle çay içmeye de kalırsınız.
Espero que fique para tomar chá connosco.
Annen boşuna yalvarmasın sana Hamlet. Ne olur, kal bizimle, gitme Wittenberg'e.
Não negues as preces de tua mãe, Hamlet... imploro que fiques, não vá para Wittenberg!
Susan'ın arkadaşı iki haftadır bizimle kalıyor.
Um amigo da Susan que veio passar duas semanas connosco.
Belki de bizimle öğle yemeğine kalırsın bunu düzeltebiliriz.
É servido do nosso almoço? Talvez possamos esclarecer isto.
Bir hafta sonu gelip bizimle kalırsın.
E podes vir e ficar connosco um fim de semana.
Geri dönebilir ya da bizimle kalır ve sonsuza dek yaşarsın.
Podes voltar para o Andy ou ficar connosco e durar para sempre.
"Bizimle kal. Güvende olacaksın, belki."
"Alinhe connosco e vai correr tudo bem... talvez."
Burada bizimle birlikte kalın.
Tenho uma proposta melhor.
Ya Tinle ile gidersin, ya da bizimle kalırsın.
Ou vais com o Tinle ou ficas comigo.
- Adamlarınız ve siz bizimle yemeğe kalır mısınız?
Você e os seus homens querem juntar-se a nós?
Bizimle yemeğe kalır mısın?
Vai almoar com a gente?
Tamam.O zaman burada bizimle kalırsın.
Está bem. Então ficas aqui connosco.
Ama dikkat et, eğer düşer de bizimle beraber yürümek zorunda kalırsan, bilmiyorum, kendine bir bakış atabilirsin, belki bir aynada, bir su birikintisinde, ya da erkek arkadaşının devasa parlak kafasında ;
Mas é melhor ter cuidado porque se caíres e tiveres de andar aqui em baixo no meio de todos os outros, podes acabar por te ver ao espelho, ou na superfície de uma poça, a gigante e brilhante careca do teu namorado,
Bizimle akşam yemeğine kalır mısın? Ah hayır, ben yük olmayayım.
Apenas seja honesto... sim... ou não.
Döndüğünde, bizimle kalır mısın?
Tenho de esperar até que voltes?
Özel haber bültenleri için bizimle kalın.
Mais cavalos, turbocompressor... Atenção a um boletim especial.
Çocukların bizimle kalır, bir aile oluruz.
Os teus filhos ficarão connosco e seremos uma família.
- Bizimle kalırsın.
- Ele fica connosco.
- Selam. - Otelde bizimle mi kalıcaksın?
- Está a ficar connosco no hotel?
Dışarıda tarlada yatamazsın. Bu gece bizimle kal.
Não podes dormir por aí, ficas connosco esta noite.
Açık konuşalım. Ya bizimle çalışırsın ya da ömrünün sonuna kadar hapiste kalırsın.
Ou coopera connosco, ou passa o resto da vida na prisão.
kalın 63
kalın kafalı 19
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
kalın kafalı 19
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34