Durum nasıl tradutor Português
555 parallel translation
- Durum nasıl görünüyor?
- Qual é o aspecto, aí em cima?
Otelde durum nasıl?
Que tal o hotel?
Öteki uçta durum nasıl?
Como estão as coisas nessa ponta?
- Yarın için durum nasıl?
- Está tudo em ordem para amanhã?
- Frank'in yerinde durum nasıl?
- Como estão as coisas no Frank's?
- Peki, aşağıda durum nasıl?
- Como é que foi, lá em baixo?
Sweet River'da durum nasıl?
Como está em Sweet River?
Durum nasıl?
Como vai isso?
Hastanede durum nasıl?
Como está o hospital?
Oradan durum nasıl görünüyor?
Como esta tudo ai em cima?
- Yüzeyin altında durum nasıl?
- Qual a situação, debaixo de água?
- Durum nasıl?
- Como estão as coisas?
Durum nasıl olursa olsun, size dair elimizde bilgi olduğunu inkar edeceğiz.
Não importando as circunstâncias, temos que negar que o conhecemos.
Sence durum nasıl çiçeğim?
Como explicaria a sua presença, florzinha?
Anavatan'da durum nasıl?
Como vão as coisas pela pátria?
- Buralarda durum nasıl, Pete?
- Qual é a situação, Pete?
Durum nasıl, Court?
Que tal, Court?
- Durum nasıl görünüyor Teğmen?
- Como é que vão as coisas, Tenente?
Söyle, Dublin'de durum nasıl?
Diz-me, como vão as coisas em Dublin?
Örneğin, "Merhaba, orada durum nasıl?"
"Olá, o que se passa aí?"
Caddede durum nasıl, acil çıkışlar tutuldu mu?
Como estamos... como estão em relação à cobertura das saídas de emergência?
Victor. Aşağıda durum nasıl?
Victor, como vão as coisas aí embaixo?
Bayan Bensin, içeride durum nasıl?
O que se passa no interior?
Bertha 3-1'den Mabel 3-1'e, Durum nasıl?
Bertha 3-1 para Mabel 3-1, que tal?
Delaney, aşağıda durum nasıl?
Delaney, que tal aí em baixo?
- Durum nasıl? - İyi.
- Como estão as coisas?
John Norman Howard'layım, durum nasıl?
Estou com John Norman Howard.
- Durum nasıl?
- Está tudo bem?
Kesinlikle arkadalar. Önde durum nasıl?
Eles estão atrás de nós?
Git bak bakalım durum nasıl, idare ediyorlar mı?
Vai ver como vão os preparativos, está bem, querido?
- Akademide durum nasıl, Damien?
- Tudo bem na academia, Damien?
Federallerde durum nasıl bilmiyorum.
Não sei como é com o fbi.
Durum nasıl demek istedim.
Referia-me à situação.
Konuştuklarımız hakkında orada durum nasıl?
Que tal irmos lá dar uma olhadela como combinámos?
- Arkada durum nasıl Face?
Como vão as coisas aí atrás, Caras?
İleride durum nasıl değişirse değişsin, çılgına dönse bile unutma. - Seni yine de herkesten çok seveceğim.
Por mais que as coisas possam mudar no futuro ou vir a ser loucas adoro-te mais que a tudo no mundo.
Sende durum nasıl?
Como está isso contigo?
Durum nasıl?
Com está a coisa?
Bu sefer durum biraz farklı. Nasıl biraz?
- É um pouco diferente dessa vez.
Sence Duke City, New Mexico'da... nasıl bir acil durum vardır?
Que tipo de emergência acha que eles têm em Duke City?
- Bu durum planlarınızı nasıl etkiler?
- Afectará os seus planos?
Durum nasıl?
Não tem coisa melhor para fazer!
Mike, bu durum karşısında nasıl hissediyorsun?
Mike, como realmente se sente sobre isto tu?
Sevgili Larry, eğer son durum buysa,... Bunları partnerlerime nasıl açıklayacağımı bir türlü kestiremiyorum.
Bem, Lee... se estas são as suas últimas condições não sei como apresentá-las aos meus sócios.
Bizim içinde gizemli bir durum. Nasıl geldiğini bilmiyoruz.
É um mistério para nós, não sabemos como ele veio.
Görüyorsunuz ki, sivil savunma kitaplarında yerel otoritelere tıpkı, 15 Kasım sabahı gibi bir acil durum, felaket durumunda nasıl davranacaklarını gösteren herhangi bir ibare bulunmuyor.
Nos manuais de defesa civil, nada indicava às autoridades locais como agir numa situação de calamidade, tal como a da manhã de 15 de Novembro.
- 65'de durum nasıl?
- Como está no 65º?
Durum nasıl?
Vamos conseguir, Reuben?
Bu çok karışık bir durum, nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum.
Isso é complicado. Não sei como responder.
- Nasıl durum?
- Que tal?
Benimki de bu genç adamınkine benzer bir durum, kolejde... asılmış eski iskeletlerin nutuklarını incelediğimde... ben de bunun benzerini nasıl yapacağımı düşündüm.
E semelhante ao sofrimento daquele jovem foi o meu próprio problema... quando perante o velho esqueleto no qual a maioria dos os discursos da Escola são baseados, avaliei como poderia encarnar esse quadro familiar.
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsınız hanımefendi 16
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsınız hanımefendi 16
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701