English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Harika bir adam

Harika bir adam tradutor Português

606 parallel translation
Fakat unutmadığım bir şey var ki... O da çok nazik ve aşk dolu, harika bir adam.
Mas de uma coisa eu me lembro... e é de um homem muito carinhoso e maravilhoso.
Harika bir adam.
É fantástico.
O da harika bir adam.
Ele é um homem maravilhoso.
Babanız harika bir adam.
- Seu pai é um grande homem.
- Harika bir adam!
- Um homem maravilhoso!
Harika bir adam ölüyor ve ardında uzman kadrosunu bırakıyor.
Um grande homem parte, deixando para trás a equipa de peritos dele.
Şatoyu misafirler için hazır tutmasına bakılırsa harika bir adam olmalı.
Que homem maravilhoso por deixar este castelo pronto para receber viajantes.
Çok harika bir adam, değil mi?
É um homem e pêras, não é?
Bu adam harika bir adam.
Este homem... É um homem maravilhoso.
Yani, yaptığı işte gerçekten harika bir adam olmuş olabilir.
Deve ter sido uma beleza no que fazia.
Savaş sanatlarına çok katkıda bulundu. Harika bir adamı kaybettik.
Ainda não servimos o país, em breve, teremos a hipótese.
O harika bir adam! Ben onu tanıyorum!
Ele é um homem maravilhoso!
McRyan'ın yanına yaklaştım. Harika bir adam olduğunu söyledim. Benimle ilgilenmek istedi.
Aproximei-me dele, disse-lhe como achava que era fantástico e ele ficou louco por me mostrar.
Ben gerçekten harika bir adamım.
Sou de facto um tipo notável.
Usta bir hırsız, bir üstat, ve harika bir adam.
Ele é um ladrão mestre, e um grande homem.
Harika bir adam yani.
É um verdadeiro Sr. Rogers.
Ben yüksek sesle düşünen, zeki, harika bir adamım onu için.
Sou apenas este tipo fantástico que é brilhante e pensa em voz alta.
O harika bir adam.
É um homem maravilhoso.
Ve sonra bir gün, yaşlı bir adam olduğunda ve torunları ona Mata Hari'yi sorduğunda... koca bir yalan söylemeli ve O'nun harika bir kadın olduğunu anlatmalı.
E então, algum dia, quando ele se tornar um ancião e seus netos lhe perguntarem sobre Mata Hari ele deve dizer uma grande mentira, que era uma mulher maravilhosamente boa.
Onlar şehirleri bombalar, gemileri batırır, işkence yaparak adam öldürür, bu yüzden sen de altın tabakta yemek yersin. Ne harika bir felsefe.
Bombardeiam cidades, afundam navios, torturam e assassinam, para que você e os seus amigos possam comer em pratos de ouro.
Sevgili dostlarım bir hukuk adamı olarak konuşmam gerekirse, bizim ceza hukukumuzda bile adil biçimde düzenlenmiş bir şartlı salıverme yasası var ve ismini doğal olarak bu evde zikredemeyeceğim bu kişinin yaptıklarının bedelini fazlasıyla ödediğine inanmam için harika bir neden var.
Meus queridos amigos... falando como um jurista, posso dizer que sempre no nosso código penal... provemos sabiamente um sistema de códigos... e tenho excelentes razões para acreditar que a parte... Cujo nome eu, naturalmente, não vou mencionar nesta casa, tem pago amplamente pelo seu erro.
Ama bu adam bir harika.
Mas este tipo é muito bom.
Bence harika biri o. Eli yüzü düzgün iyi bir genç adam.
Eu acho ele óptimo.
Harika bir haberim var, Adam.
Adam, tenho grandes notícias.
Sığınmacı bir Alman, evsiz bir adam için harika bir şey.
É algo maravilhoso para um refugiado, um alemão, um homem sem lar.
Cesaretli, harika bir adam. - Evet.
Que homem tão maravilhoso e corajoso.
Teşekkürler genç adam, Bu harika bir bebek.
Obrigado, rapaz, ela é linda!
Pekala, bu harika ama bu adamın bir bahçesi yok.
Mas estes homens não têm um jardim.
Sizlere kendini toplum hizmetine adamış harika bir kanun adamını, bizlere daha iyi bir yönetim için vermiş olduğumuz mücadelemizde öncülük edecek olan Şerif Yardımcısı Alvin Potts'u takdim etmekten şeref duyarım.
Agora, gostaria de apresentar um homem que se dedica ao serviço público. Um grande agente da lei. Um homem que nos guiará na nossa luta para um melhor governo,... o Delegado de Xerife Alvin Potts.
Mutasyona uğramış bir adam, harika bir şey olabilir, yeni ve daha gelişmiş bir insan türünün ilk örneği.
Um homem mutante superior pode ser uma coisa maravilhosa. O precursor de uma nova e melhor espécie de seres humanos.
Tıpkı bir adamın hayatı gibi, yağdığı müddetçe harika.
É como a vida de um homem, linda enquanto dura.
Detroit'teki bir kulüpte çalışıyorduk ve hepimiz soyunma odasında soytarılık yapıyorduk. ... sonra şu davulcu adam geldi ve "Hey, harika bir şey denemek ister misiniz?" dedi.
Estávamos a trabalhar num clube em Detroit, e estava tudo a fazer palhaçadas nos camarins, e um baterista aparece e diz assim
Bu harika bir grup adam.
Arranjaste um belo grupo.
iyi bir adam, Jimmy de harika.
É simpático e o Jimmy foi fantástico.
O sadece harika arkadaşları olan çok iyi bir genç adam olmalı.
Ele deve ser um jovem magnífico para ter amigos tão maravilhosos.
Genç adam, bu çocuklara takıl, harika bir geleceğin olsun.
Meu jovem, mantém-te com esses rapazes, terás um grande futuro.
Arada bir, mantığa karşı koyan, tüm olasılıkları hiçe .. sayan ve harika bir rüyayı gerçekleştiren bir adam çıkar.
Muito de vez em quando aparece alguém que desafia o destino, a própria lógica e que realiza um sonho incrível.
Ben onurlu bir adamım. Çingenelerin Kralı, harika Stephanoyum ben.
Sou um homem de honra, o grande Stephano, rei dos ciganos.
Adamım nasıl? Pittsburgh dışında harika bir orkestramız var.
Estamos tocando em Pittsburgh.
Adam gerçekten bir harika.
É um homicídio em que se vem como se está.
Dostumuz Fred'in onuruna harika bir takdim töreni oldu... Köy Adamı!
Foi uma cerimónia maravilhosa em honra do nosso Fred "o Dorf" Dorfman.
Ama belki şampiyon dediğiniz bu küçük adamın kolayca yenilmesi toplumunuzun ne kadar zayıf bir hale geldiğini gösteren harika bir örnek olur.
Mas talvez esta simples derrota deste denominado campeão será o exemplo perfeito de como patética e fraca se tornou a vossa sociedade.
Adamım, gerçekten çok harika bir olaydı.
Foi um golpe do caralho. Dois milhões de dólares.
Evet ama gene de harika bir olaydı, adamım.
Mas foi do caralho, meu. E digo-te mais.
Özür dilerim ben ölü bir adamım. Harika!
Vou-me embora ou sou um homem morto.
Önem verdikleri bunlar olan bir adam bu harika otomobile lâyık değildir.
Um homem com essas prioridades não merece um automóvel assim.
Üç yıI önceki olayda, onun üzerinde Sodyum Amital denedik, -... adamın bize söylediği tek şey, bir sos tarifiydi. - Harika.
Tentámos sódio amital há três anos, e ele deu-nos uma receita de molho para batatas fritas.
Sadece yaşlı bir adam, aptal garson ve mutfaktaki harika görünen piliç.
É apenas o velhote, um empregado esquisito e uma boazona na cozinha.
Bir tahta parçası ısırmamı söyledi, ortalıkta çelik kasırgası esti, bir dakika içinde, üç adam yere serildi ve yepyeni harika bir takma dişim oldu.
Ele perguntou-me o preço de um prato, houve espadas pelo ar, num minuto estavam três homens mortos, e eu tinha um lindo par de dentaduras novas.
Sadece bunun ne kadar harika bir solo olduğunu düşünüyordum ve bu adamın ona ne yaptığını.
Só estava a ouvir como é um solo lindo e o que este homem lhe fez.
- Harika bir adam.
Tchau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]