Hat tradutor Português
109,659 parallel translation
Evet, onu hatırlıyorum.Sana bir şey göstereceğim, burada bekle.
Sim, lembro-me dele. Vou mostrar-te uma coisa, espera aqui.
Bana okuduğum bir şiiri hatırlattı.
Lembra-me um poema que li uma vez.
Yan komşu Ofglen'i hatırlıyor musun?
Lembra-se da Ofglen que vivia na casa ao lado?
Offred'e bir veda hatırası veriyordum.
Estava só a oferecer à Offred um presente de despedida.
Sommerville'deki yerimizi hatırlıyor musun?
Lembras-te do subaluguer que tínhamos em Sommerville?
Onu tanımak istiyorum. Hatırlamak. Böylece sonra hayaliyle yaşayabilirim.
Quero conhecê-lo, memorizá-lo, para poder revivê-lo depois.
En azından biri beni hatırlayacak.
Ao menos alguém se lembraria de mim.
Bunu hatırlayacağım.
Vou lembrar-me disso...
Hatırlamıyor musun?
Ou não te lembras?
Bunları aldığım için çok mutluyum. Bununla epey ilgileneceğim ama bunun üzerinde ne kadar uzun süre çalıştığını hatırlıyorum.
Não me interpretes mal, fico feliz de a ter mas sei o tempo que despendeste.
İşler bitince bunları hatırlayacaksın.
- Nunca te esqueças.
Nutella'lı iki somun ekmeği hatırladın mı?
Lembras-te que comeu dois pães de forma com Nutella?
Doğumhanede o kavun kafayı içinden çıkardığını hatırlamıyorum.
Ela não estava na sala de partos a fazer força para aquela cabeça sair.
Seni kiliseden hatırlıyorum.
Estou a reconhecer-te da capela.
Bir daha kampüste kendinize acıyarak yürürken bunu hatırlayın.
Lembrem-se disso na próxima vez que rastejarem pela universidade a sentir pena de vocês mesmas.
Ne iyi ettin de hatırlattın.
Obrigada por me lembrares.
Hatırlamıyor musun Klaus?
Não te lembras, Klaus?
Hatırlayacağı ve umursadığı bir şey olmalı.
Teria de ser algo de que ela se lembrasse e gostasse.
Dün gibi hatırlıyorum.
Lembro-me como se fosse ontem.
Annem ne derdi, hatırlıyor musun?
Lembras-te do que a mãe dizia?
Yakaladığın son Shepherd öldü. Hatırlıyor musun?
O último "Shepherd" que perseguiste acabou morto, recordas-te?
Beni hatırlıyorsun, değil mi?
Reconheces-me agora, não reconheces?
Görevimizi ve neden mücadele ettiğimizi hatırlayarak.
Recordas a missão.
Ve etrafını sana bunu en karanlık saatte bile hatırlatacak insanlarla doldurman.
E rodear-te por pessoas que te façam recordar isso, mesmo na tua hora mais escura.
Bir şekilde mızrak parçalarının yerini hatırlıyor.
De algum modo, ele recordasse de onde estão os pedaços da Lança.
Santayana'nın dediğini hatırla.
Recorda o que Santayana uma vez disse.
İsmini hatırlayamadım.
Não me recordo do nome dele.
Kim olduğumuzu hatırlamalıyız.
Temos que nos recordar de quem nós somos.
Evet, çünkü bir zamanlar o hayal küçük bir çocuk için dünyalara bedeldi. Ve o çocuk hala hatırlıyor.
Sim, porque há muito tempo atrás esse sonho significava o mundo para um miúdo pequeno, e ele ainda o recorda.
Önemsediği tek şey bir uyku masalında hatırlanmak.
Tudo que lhe parece importar é ser recordado - numa história de deitar. - Não o podemos deixar para trás.
Belki de sadece bize nereden geldiğimizi ve kimler olabileceğimizi hatırlatan hikayelerdir.
Talvez sejam apenas histórias para nos recordarem de onde viemos e em quem nos podemos tornar.
Herkesin en sevdiği uyku masalında nasıl hatırlandığını bilmek ister misin?
Queres descobrir como vais ser recordado na história de dormir favorita de todos?
Eğer burası kötü şeylerle doluysa Rip Zaman Efendisi olduğunu hatırlıyordur...
Se este sitio está cheio com todas as coisas más se o Rip se recorda de ter sido um Mestre do Tempo...
Ona aslında kim olduğunu hatırlatmalısınız.
Tem que o fazer recordar de quem ele realmente é.
Bana ortakların birbirine inanması gerektiği hatırlatıldı.
Fui relembrado que... que os parceiros tem que acreditar uns nos outros.
Demek hatırlıyorsun.
Então, tu recordas-te.
Seni öptüğümü hatırlıyorum.
Lembro-me de te beijar.
Hatırladım.
Eu recordo-me.
Hatırladın mı?
Lembras-te?
Galiba bu ona ne yaptığını hatırlattı.
Acho que o relembrava daquilo que havia feito.
İnsanlar bunu hatırlamaz, Kara, ama Clark ve Lex Luthor eskiden çok iyi arkadaşlardı.
As pessoas não se lembram disto, Kara, mas... o Clark e o Lex Luthor foram os melhores amigos.
Beni hatırladın mı?
Lembras-te de mim?
Çok dırdır hatırlar gibiyim.
Parece que me recordo de muitos resmungos.
Ne oldu? Her şeyde iyi olduğum zamanı hatırlıyor musun?
Lembras-te daquele tempo em que eu era bom em literalmente tudo?
Sizin ilk kez ateş ettiğinizi hatırlar gibiyim.
Recordo-me de vocês terem disparado primeiro.
Mon-El, hizmetçilerine sarayda ne kadar iyi davranıldığını hatırlarsın.
Mon-El, lembras-te quão bem os teus servos eram tratados no Palácio.
Çünkü bana, ben ve kardeşim Dünya'ya kaçırıldığımızda,... güverte altında kilitli kaldığım altı haftayı hatırlatıyor.
Porque me faz lembrar das seis semanas que estive trancada num porão quando eu e o meu irmão fomos contrabandeados para a Terra.
Bu sabah dövüştüğün uzaylıyı hatırlıyor musun?
Lembras-te daquele extraterrestre com quem lutaste esta manhã?
Hatırlıyor musun?
Lembra-se como?
- Ve sen burada dur. Belki onu hatırlarsınız.
Talvez se recorde dela.
Hatırlamıyorum.
Não me lembro.
hatch 95
hathaway 60
hatcher 31
hattie 31
hatta 361
hatırlamıyorum 685
hata 58
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hathaway 60
hatcher 31
hattie 31
hatta 361
hatırlamıyorum 685
hata 58
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatırlayacağım 21
hatırım için 37
hatırlamıyorum bile 17
hatırlarsan 31
hatırladın mı 1207
hatırlıyor musun 713
hatırladım 301
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatırlayacağım 21
hatırım için 37
hatırlamıyorum bile 17
hatırlarsan 31