Kendim tradutor Português
13,043 parallel translation
Kendim için sormuyorum, arkadaşım için.
Não é para mim. É para uma amiga.
" Başkalarına tuzak olsun diye açtığım çukuru kendim boyluyorum.
" Monto armadilhas para os outros e caio nelas.
Kendim hakkında konuşmayı pek sevmiyorum.
Não gosto muito de falar de mim.
Aslında var ya, bu boka ben bastım belki kendim geri çıkabilirim.
Queres saber, eu meti-me nessa, talvez me consiga safar.
Kendim gibi hissettiğim tek anı koşarken yaşıyorum.
E esse sentimento é o que me faz sair a correr.
Bir saniyeliğine Abdic'le kendim temasa geçmeyi düşündüm.
Por um momento, pensei em ir falar com o Abdic.
Kendim damıttım.
Eu próprio a destilei.
Bana ait olanı aldın ve bu sana iki seçenek sunuyor. Birincisinde bir parmak ya da kulak gibi... ufak bir ekstra ile geri verirsin. Ya da geriye kalan tüm uzuvlarını kendim doğrarım.
Levaste as minhas coisas, que te dão duas opções, primeiro, devolves com um extra, um dedo, uma orelha, ou não devolves, e eu vou-te extrair o resto dos teus dígitos.
Seni öldürüp onu kendim arayacağım.
- Vou-te matar e procurá-la.
- Evet, kendim yaptım.
Para mim? - Sim, fui eu que fiz. Tão querido.
Bizzat kendim kurdum.
Instalei-a na cave.
Kendim tanık oldum.
Eu próprio assisti.
Şimdi vazgeçersem kendim ile yüzleşemem.
Não conseguiria viver comigo próprio se desistisse agora.
Kendim düzelttim.
Eu posso tratá-la sozinho.
- Kendim yaptım.
Fui eu que fiz.
- Kızı kendim bulurum.
- Eu encontro a rapariga sozinho.
Bizzat kendim yerleştirdim.
Eu própria arrumei.
Yalnızca... Sonunda kendim olmaya karar verdim.
Apenas decidi ser eu mesmo, finalmente.
Bu kendim için, tamam mı?
Faço isto por mim, está bem?
Yüzünü kendim gördüm. Her şey bittikten sonra.
- Eu mesmo vi a cara dela, depois.
Eğer personelle ilgilenmek karımın işi olmasaydı, seninle kendim konuşurdum.
Se não fosse a minha mulher a tratar destes assuntos, eu mesmo falava consigo.
Kendim iletişime geçerim.
Eu mesma entro em contacto.
I Ona kendim bulacaksınız.
Eu mesmo vou encontrá-lo.
- Kendim için.
- Serão para mim.
Bunu kendim yaptım.
Fui eu que o fiz.
Bana bunları kimin aldığını sormuştun ve göğsünü kabartıp rakibinle savaşa hazırlandığını gördüm ama sonra kendim aldığımı söyledim.
Tu perguntaste-me quem comprou estes e eu vi-te a encher o peito, pronto para lutar contra um rival, mas depois disse-te que eu própria os comprei.
Ben, kendim ve ben!
Eu, eu mesmo, mais eu!
- Eve uğramıyorsun. Bende kendim getirdim.
Nunca estás em casa, então eu trouxe a tua correspondência.
Makyajımı kendim temizleyip kıyafetlerimi kendim mi değiştireyim yani?
Tenho que me desmaquilhar e mudar de roupa sozinha?
Nasıl olsa kendim yapacaktım.
Provavelmente teria o feito eu mesmo, eventualmente.
Polis iddiaları reddetse de kendim adıma bunun kendi kurallarını uygulayan bir süper kahramanın işi olduğu kanaatindeyim.
Embora a polícia o negue, este repórter acredita que isto é o trabalho de um vigilante. Um "super-vigilante," se assim quiserem.
- Eddie. Gazetede kendim hakkımda hiçbir haber okumak istemiyorum.
Eddie, não quero ler nada nos jornais que seja novidade para mim.
Burayı kendim korumam gerekecek. - Delirdin mi sen?
Vou ter de proteger este lugar.
- Kendim böyle davranmaya çalışıyorum.
- E tento pô-lo em prática. - Está bem.
- Kendim için istemiyorum.
- É para outra pessoa.
Kampı ve ateşi zaten sevmem, kendim de yakılmak istemem.
Não gosto de acampamentos nem de fogueiras. E não quero que me peguem fogo.
Neden kendim için yapmayayım?
Não posso depilar só por mim?
- Kendim için değil.
Não é para mim.
Kendim gireceğim.
Eu vou sozinha.
Kendim için değil kardeşim, Mary ve doğmamış çocukları için istiyorum.
Não o peço por mim. Peço pelo meu irmão, pela Mary e pelo filho que esperam.
Kendim için hayal ettiğim tarzda bir kadın değil.
Ela não é o tipo de mulher que eu imaginaria para mim.
Onu kendim de yaparım.
Posso fazer isso sozinho.
Bu cehennemden çıkmak için onu kullanıp Rackham'ın icabına kendim bakacağım.
Vou usá-lo para sair daqui e depois trato do Rackham.
Onu kendim arayacağım.
Eu ligo-lhe pessoalmente.
- Onu kendim tutuklayacağım.
- Vou buscá-lo pessoalmente.
Kendim gibi davrandım.
Eu pude ser eu mesma.
Kendim giderim.
Eu sei para onde vou.
Ona burada kendim gibi kasaplık yaptıramam.
Não posso mantê-lo aqui a vender carnes como eu.
Seninle bizzat kendim tanışıp Winesburg'a alışman konusunda yardım edeceğim bir şey var mı, sormak istemiştim.
Eu quis que viesses para nos conhecermos e descobrir se eu poderia ajudar-te a ajustares-te à Winesburg.
Bunlar kendi kişisel takdirlerim tıpkı dini tercihlerimi, sosyal hayatımı kendim yönetmem gibi.
São assuntos particulares, assim como a minha vida religiosa, a minha vida social e como eu as conduzo.
Bunu kendim yapabilir miyim?
Posso fazer isso sozinho?
kendimi 187
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendimizi 18
kendimi iyi hissediyorum 81
kendimi pek iyi hissetmiyorum 40
kendimi kaybettim 48
kendimi kaybediyorum 18
kendime bakabilirim 23
kendim için 55
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendimizi 18
kendimi iyi hissediyorum 81
kendimi pek iyi hissetmiyorum 40
kendimi kaybettim 48
kendimi kaybediyorum 18
kendime bakabilirim 23
kendim için 55