Nasıl bildin tradutor Português
927 parallel translation
- Burayı nasıl bildin?
- Como conhece este lugar tão bem?
- Nasıl bildin?
- Como sabias?
- Nasıl bildin?
- Como é que sabia?
Nick, nerede arayacağını nasıl bildin?
Nick, como sabia onde procurá-la?
- Bunu nasıl bildin?
- Como sabe?
Burada olduğumu nasıl bildin?
como é sque soubes-te onde estava?
O yolda olacağımı nasıl bildin?
Como sabia que eu estaria lá?
- Joe da öyle dedi. Nasıl bildin?
Joe falou mesmo.
- Nasıl bildin?
- E esta?
Evrak çantasının bende olduğunu nasıl bildin?
- Como sabia que tinha a pasta?
Burada olduğumu nasıl bildin?
Como sabias que estávamos aqui?
Adımı nasıl bildin?
Diga-me, como sabia o meu nome?
Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
Como soube onde me encontrar?
Jim, kaleyi nasıl bildin?
Como será, a partir de agora? Jim! Como soube desse forte?
doğru, evet. nasıl bildin?
Exacto! Como sabia? !
- Ben olduğumu nasıl bildin?
- Como sabia que era eu?
- Nasıl bildin?
- Como soube isso?
İhtiyar tilkinin altını öbür arabayla sevkettiğini nasıl bildin?
Que o velho crocodilo tinha mudado o ouro à carroça?
- Burada olduğumu nasıl bildin?
- Como sabia que eu estava aqui?
Kim olduğunu nasıl bildin?
Como sabe que é ele?
Nasıl bildin?
Como sabia?
Nasıl bildin, Georgie? Söyle bana, nasıl buldun?
Como soubeste, Georgie?
Burada olduğumu nasıl bildin?
Como soube que estaria aqui?
Şey, yani, Burada olduğumu nasıl bildin?
Como é que sabia que eu estava aqui?
Bunu nasıl bildin?
Como soubeste disso?
- Bunu nasıl bildin?
- Como sabia disso?
Takma adımın Nell olduğunu nasıl bildin?
Mas como sabia que o meu apelido é Nell?
Yeni kıyafetler getirdiğimi nasıl bildin?
Mas como sabia que eu trouxe roupas novas?
Söylesene değerli engereğim.. ... senin de şikayet ettiğin üzere sana bir şey anlatmadığım halde buraya geldiğini nasıl bildin?
Diz-me, minha... preciosa víbora... como soubeste que ele vinha cá... visto que, como me fizeste notar tão petulantemente, eu nunca te conto nada?
Evet, ama nasıl bildin?
- Exacto. Mas como...
Elimin kesildiğini nasıl bildin Paul?
Como sabias que tinha cortado a mão, Paul?
Nasıl bildin?
Como é que sabias?
Peki yerini nasıl bildin?
Como sabia que ela estava aqui?
Nasıl bildin?
Como você sabe?
Adımı nasıl bildin?
Como sabe que o meu nome é Eric?
Nerede olduğumu nasıl bildin...?
Como soube onde estava eu...?
İsmimizi nasıl bildin?
O Opto-aud revelou voces para nós.
Nasıl bildin?
Como sabias disso?
- Bunu nasıl bildin?
- Como sabe disso?
Nasıl bildin?
Como soube?
Buraya geldiğimi nasıl bildin?
Como sabias que vinha cá?
- Cesetin burada olduğunu nasıl bildin?
- Como sabia que o corpo estava aqui?
Onun kim olduğunu nasıl bildin?
Como soube quem ele é?
Nasıl bildin?
Como é que sabia?
Bu hikâyenin bana geleceğini nasıl bildin?
Como é que sabias que eu ia apanhar a história?
- Nasıl da bildin, sert erkek?
- Bem, como é que descobriu, valentão?
Nasıl bildin?
Nikko e eu estivemos na cidade.
- Burada olduğumu nasıl... -... bildin?
- Como soubeste que eu estava aqui?
Peki, Rusların yerini nasıl bildin?
Então como sabias que os russos estavam perto?
Nasıl bildin?
Como sabias?
- Nasıl bildin?
Quem näo sabe?
nasıl bildiniz 32
bildin 69
bildiniz 17
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
bildin 69
bildiniz 17
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16