Naşıl tradutor Português
301,343 parallel translation
Okyanus sıcaklığına bakıldığında, gelecekte nasıl değişeceklerine dair birçok projeksiyon var.
PROJEÇÃO DA TEMP. Quando vemos as temperaturas do mar, há uma série de projeções de como se alterarão no futuro.
Nasıl yakalandığına kimse anlam veremedi.
O que ninguém compreendeu foi a forma como o apanharam.
Fikri nasıl buldunuz?
O que achou da ideia?
Ama nasıl yapacağını merak ettim.
Mas eu estava curioso por saber como íamos fazer isso.
Numunelerimi laboratuvara nasıl vereceğimi henüz çözememiştim.
Eu ainda não sabia bem como ia levar as amostras para o laboratório.
Nasıl yapacağım?
Como faço isso?
Yani nasıl...
Não sei como...
Grigory nasıl nitelendirilir, bilmiyorum.
Não sei como classificaria o Grigory.
Asıl olay örgüsünü nasıl kuracağız?
Como reconstituímos o enredo maior?
Sonra sana "Los Angeles'ta hava nasıl?" ya da havayla ilgili bir şey dersem anla ki 15, 20 dakika sonra konuşacağız.
E quando eu disser... "Como está o tempo em Los Angeles?" ou alguma coisa relacionada com o tempo isso significa que falaremos daí a 15, 20 minutos.
Sağ salim sınırı geçtiğini nasıl bileceğim?
Como saberei se conseguiu sair sem problemas?
Kaçmaya karar verdim ama nasıl yapacaktım?
E decidi fugir, não sei como.
Peki o nasıl hayatta kalabilmiş?
E como conseguiu sobreviver?
Peki mesela ben ABD yasaları kapsamında nasıl bir suçla yargılanabilirim?
Que tipo de crime por exemplo, podia eu ter cometido contra ou sob a legislatura dos EUA?
- Catlin'in nasıl...
- Como o Catlin foi... Isso é...
Soçi listesinin doğruluğunu nasıl teyit edebileceklerini soruyorlar.
Perguntam-nos como podem verificar a autenticidade da lista de Sochi.
Soçi'de testlerin nasıl düzenlendiği hakkında bir FSB dosyası verdi.
Forneceu um ficheiro do FSB sobre a organização dos testes em Sochi.
Nasıl yani?
Como assim?
Bunu nasıl yaptıklarını aklım almıyor.
É incrível como conseguiam fazer aquilo.
Nasıl derler?
Como se diz isto?
Ama o kadar tecrübe nasıl kazanılır?
Mas como se adquire tal experiência?
Bu, Rusya'nın takas için binlerce temiz numuneyi nasıl topladığını ana hatlarıyla gösteriyor.
E isto descreve como a Rússia recolhia milhares de amostras limpas para troca.
Hayır, bunu gördük ama asıl sormak istediğimiz, nasıl yapıldığı, bunu anlamak...
Não, nós vimos isto, mas queremos fazer a pergunta e também saber como isso era feito, compreender...
Bunun nasıl yapılabileceğini aklım almıyor.
Mais uma vez, não vejo como isso é possível. Como podia ser?
Nasıl olabilir? Şunu tekrarlayayım, bu suçlamalar gerçek değil, söylenti ve spekülasyondan ibarettir.
Por favor, deixe-me repetir, estas alegações não são factos, são apenas rumores e especulações.
Nasıl bir düzenleme yapılacağını hâlâ bilmiyorum.
Ainda não sei como será organizada.
"Koruma" altına giriyorsan nasıl düzenleneceğini bilmezsin.
"Proteção" significa proteção que não sabemos como é organizada.
- Nasıl?
- Como?
İnsanlar nasıl dayanıyor acaba?
Não sei como há quem aguente.
İstemedikleri için değil, nasıl yapacaklarını bilmedikleri için.
Não por não o quererem, mas por não saberem como.
Nasıl?
Como?
Yani o kızı nasıl kaçırdın?
Não, como a assustaste?
Ama nasıl hem göz teması kurup hem başka yere bakarım?
Como faço contacto visual, se desviar o olhar?
- Seninki nasıl? Benimki rahatsız.
- A minha é desconfortável.
Peki, hanımlarla nasıl gidiyor?
Como vão os namoros?
Yaşamın nasıl?
Como é a tua vida?
Evet. Şimdi nasıl hissediyorsun?
Como te sentes agora?
Nasıl geğirdiysem oyunda öldüm.
Arrotei tão forte que morri no jogo.
Penny, nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama bu benim ilk kızlar gecem ve herkesin moralini bozuyorsun.
Penny, não sei como dizer isto, mas esta é a minha primeira noite de raparigas, e tu estás a entristecer toda a gente.
Godzilla'nın nasıl duş aldığını göstermen için eve getireceğim.
Eu trago para casa para me mostrares como o Godzilla toma banho.
- Seni nasıl neşelendirebiliriz?
O que podemos fazer para te animar?
Godzilla'nın nasıl sarhoş olduğunu göstereceğim.
Vou mostrar-te como o Godzilla fica bêbado.
- Affedersin, nasıl öz adı?
Então, o quer dizer, é seu verdadeiro nome?
- Gemiye nasıl geldiniz?
- Como você embarcou?
Bir senaryo seçeceğim, onu ileri sürüp nasıl gittiğine bakacağız.
Escolho um contexto, nós a jogamos... e vemos como ela se sai.
O nasıl olacak peki?
E como isso acontece?
- Nasıl farklı?
Diferente como?
- Nasıl, öldü ama o?
Como?
- Nasıl bilemezsin?
- Como pode não saber?
- Buraya nasıl geldim?
Como cheguei aqui?
Yukarı tekrar nasıl çıkabileceğimi.
Como volto para lá.
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701