Ne yaptınız tradutor Português
4,625 parallel translation
- Börek yediniz, başka ne yaptınız?
Comeram bolinhos. O que fizeram mais?
Hindistan, Ne yaptınız siz?
Índia, o que fizeram?
Asil zanaat. Ne yaptınız?
Profissão nobre.
Siz ikiniz başka ne yaptınız?
Que mais fizeram vocês os dois?
Sonunda. Büyük babanıza ne yaptınız?
Digam lá o que fizerem ao vosso avô, hã?
Amerika, ne yaptınız siz bu Korelilere?
América, o que fez a esses coreanos?
- Ya sizler, Fransa için ne yaptınız?
O que fizeram pela França? !
- Köpeğime ne yaptınız?
O que fizeste com o meu cão?
Karnıma ne yaptınız?
O que me fez ao estômago?
Ed'e ne yaptınız?
O que é que fizeste ao Ed?
Kocama ne yaptınız?
O que é que fizeste ao meu marido?
Ne yaptınız lan ona?
O que é que lhe fizeste?
- Bu "yürüyüş" te ne yaptınız peki?
- E o que é que fez nesse "passeio"?
Ona ne yaptınız ha?
Que raios fizeram com ele?
Tutuklanacak ne yaptınız, merak ediyorum.
Tenho de saber o que vocês dois fizeram para serem presos.
Ne yaptınız siz?
- Que raios é que vocês fizeram?
Siz millet geçen gece ne yaptınız?
O que fizeram na noite passada?
Ne yaptınız?
O que é que você fez?
Ne yaptınız dedim!
O que é que você fez?
Ne yaptınız yani?
Então, o que fizeram?
Gey bir öğrenci fiziksel şiddetin hedefi oldu ve sonunda kendini savundu ve siz ne yaptınız?
Um estudante gay confrontado com violência física, decide defender-se, e vocês vão o quê?
Ne yaptınız?
O que fizeste?
- Siz ne yaptınız?
- Que raios é que vocês fizeram?
Ben sana elimdeki her şeyi gösterdim. Tüm orduyu, 100.000 güçlü adam. Peki siz ne yaptınız?
Eu mostrei-te tudo o que tinha, um exército com 100 mil elementos e o que nos fizeram?
O testereyle ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Não use essa motosserra.
Ne yaptığınızı biliyor musunuz?
Sabes o que estás a fazer?
Bay Briggs belki bu zavallı çaresiz kadınları evlerine götürerek ne kadar büyük bir iş yaptığınızın farkında değilsiniz. Eğer değilseniz, yüce Tanrımız ve benim farkında olduğumuzdan emin olabilirsiniz.
Mr Briggs, talvez não perceba a coisa fantástica que faz levando estas pobres para casa, mas asseguro-lhe que o Bom Deus se apercebe, e eu também.
Ne yaptığınızı görüyor musunuz?
O que fizeram? Mataram-na.
Ne yaptığınızı biliyorum, Bay Hanley. Neden yaptığınızı tartışıyoruz.
Sei o que fez, Sr. Hanley, estamos a discutir o porquê.
Her ne kadar birlikte yaptığınız seanstan memnun kalsa da onu başka bir terapiste göndermeye karar verdim.
Como ela adorou muito a tua sessão que fizeram, Decidi mandá-la para uma terapeuta diferente,
Maître d'hôtel'e ne kadar ödeme yaptınız?
- Quanto pagou ao maître do hotel?
Ne yaptığınızı düşünüyorsunuz?
O que raio está a fazer?
Ne yaptığınız umurumda değil ona bir iş bulabilirsiniz, şeker hastalığını tedavi ettirebilirsiniz,..
Não importa o que fazemos por ela. Arranjámos-lhe emprego, curámos-lhe a diabetes, ensinámos-lhe a ler.
En son ne zaman seks yaptınız? - Şey...
Quando foi a última vez que vocês tiveram relações?
- Kızıma ne yaptın?
Se foi um acidente, diz-me.
Yaptıkları çalışmalara saygı duyuyorum... Ama ne zaman yenilik yapma zamanının geldiğini anlamamız gerekiyor.
Respeito o trabalho que eles fizeram... mas precisamos de saber quando é o momento de inovar.
İşlerin kontrolden çıktığını biliyorum ama bir durun ve ne yaptığınızı düşünün.
Eu sei que as coisas saíram do controlo, mas parem por um segundo e pense no que estão a fazer.
Evet, anlaşmayı yaptığımızdan bu yana, işin kaymağını ne kadar yediğinize dair üstünkörü bir hesaplama yaptım ve hesabını da ilerideki kazançlarınızı haczederek almak makul geldi.
Sim, fiz alguns cálculos, para tentar descobrir o quanto você tem roubado dos lucros, desde que começámos esta nossa parceria. Parece justo que use tanta conversa para encobrir o que tem feito.
Annie Jump Cannon o ve kız kardeşlerinin gerçekte ne yaptığını anlatan bir Noel tebrik kartı yollamıştı.
Annie Jump Cannon enviou um postal de Natal a explicar o que ela e as suas irmãs estavam a fazer.
Siz bize ne yaptığınızı hiç anlatmadınız Bay Taplinger?
- Não chegou a dizer-nos o que faz.
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
- Que raios estão a fazer?
Kes Şunu! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz, ha?
Que raios pensam estão a fazer?
Siz ikiniz ne yaptığınızı sanıyorsunuz, June?
- O que diabos estão vocês a fazer, June?
Hesaplamalarınızı yaptıktan, düzgün bir bakımdan geçtikten sonra uzun mesafede ne kadar tasarruf edebileceklerini gösterdikten sonra onlara imza attırmanız gerek.
Depois de fazerem as contas e de lhes mostrarem quanto pouparão a longo prazo, através de manutenção adequada, têm de conseguir que eles assinem.
Telif hakkını ihlâl edenlere ne yaptığımızı şimdi görürsün.
Estás prestes a descobrir o que fazemos aos infractores dos direitos de autor.
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz!
O diabo é que vão!
Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
O que pensam que estão a fazer?
Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
O que é que estão a fazer?
Eğer yaptığınızı ne düşünüyorsunuz?
O que acha que está fazendo?
Ne mi yaptın? Hayatlarımızı mahvettin geri zekalı!
Nos arruinou pela vida toda, idiota!
Üç. Ne sebeple olursa olsun ileride bu olursa ne yaptığınız ya da söylediğiniz fark etmeksizin halka açık şekilde yapacaksınız, çünkü bu benim yer alacağım aşama olacak.
Três, se por qualquer razão isso acontecer no futuro, não interessa o que faça ou o que diga.
yaptınız mı 19
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411