English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Ne yazıyor

Ne yazıyor tradutor Português

1,538 parallel translation
Üstünde ne yazıyor bize oku bakalım.
Lê o que tem escrito por cima da cabeça do Grant.
Benimkinde ne yazıyor?
O que diz o meu?
- Bakın sonunda ne yazıyor.
- Vejam o que ele diz no fim.
Ne yazıyor?
O que é que diz?
Ne yazıyor?
O que diz aí?
Ne yazıyor?
Vamos, o que diz?
Ne yazıyor?
O que diz?
Neden onu alamaz Jack, ne yazıyor ki?
O que é que tem no diário?
Ne yazıyor Jack?
O que está diário, Jack?
Jack, günlükte ne yazıyor?
Jack. O que tem no diário?
- Ne yazıyor?
Como disse?
Bunlar da ne? Ne yazıyor?
O que é isto, o que escreveram aqui?
- Ne yazıyor?
O que diz?
Bunda ne yazıyor?
Que diz aí?
- Ne yazıyor?
- É sobre o quê?
Mektupta ne yazıyor?
Bem, e a carta diz o quê?
- Ne yazıyor?
- Falava o quê?
- Ne yazıyor peki? - Daha o kadar çözemedim.
- Todavía, ela traduziu-o.
Ne yazıyor?
- O que é que diz?
Notta ne yazıyor?
O que diz o bilhete?
Bak burada ne yazıyor, "Hepimiz birer kahramanız".
Você viu onde diz? Heróis um por todos?
Burada ne yazıyor?
- O que diz este?
Haziranın... bekle, bana bir iyilik yapsana, burada ne yazıyor?
- Junho... Espere, faça favor. O que diz aqui?
- Ne yazıyor?
O que é que diz?
Peki burada ne yazıyor?
E, hum, o que é que diz exactamente?
Oğlum, ne yazıyor biliyor musun?
- Filho, sabes o que diz?
Ne yazıyor?
O que ele diz?
Ne yazıyor?
O que é?
- Çok yazık. Ne işle uğraşıyor?
O que é que ele faz?
Elimdeki kâğıtta ne kadar üzgün olduğum yazıyor ama bunların hepsi sahte gibi.
Há mais coisas aqui sobre como me sinto mal, mas parecem falsas.
Ne yazık ki, durumunuz şirketimizde, bir problem olarak sayılıyor.
Infelizmente, é um problema para a nossa companhia de seguros.
Ne yazık ki senin gibi bir aptalın göğsünde atıyor.
É pena que bata dentro de tamanho tonto.
Örneğin Hauser ne ile yazıyor? Gazeteci Paul Hauser... Olivetti'nin bir modelini kullanıyor.
O jornalista Paul Hauser escreve numa "Valentino", feita pela Olivetti.
Ne yazık ki, on cinayetten yedisinin aşk cinayeti olduğu yada dört kiralık katilden üçünün bir eşin diğerini öldürmek için tuttuğunu bilmek... pek de işe yaramıyor.
Infelizmente, capaz de te contar que sete em dez assassinos de crimes passionais ou... três em quatro assassinos profissionais são contratados por um parceiro... para matar o outro. Esta não é uma informação relevante.
Ne halt yemeye kahrolası "çırp" yazıyor o zaman?
E onde é que diz como bater o creme, caralho?
Bugünlerde ne için yazıyor?
Porque escreve ele, hoje em dia?
Ne yazık ki toplantıya basın mensupları alınmıyor.
Infelizmente, não foi permitida a entrada de câmaras para a cimeira.
Ne yazık ki, sana inanıyor olmamın ikimize de bir faydası yok.
Infelizmente, eu acreditar em ti não nos adiantará nada.
Ne yazık ki, sevgili liderimiz bizi, gerçekte olduğumuzdan daha güçlü sanıyor.
Temo que o nosso querido líder pense que somos mais poderosos do que realmente somos.
Üzerinde ne yazıyor.
Que inscrições tem lá dentro?
Anladım. Ne yazık ki Jenny, insanlar artık edebi kurgu almıyor.
Compreendo, Jenny, mas, infelizmente, as pessoas não compram ficção literária como antes.
Ne yazık ki bu yüzden Nathan'ı cezalandırıyor. Gerçekten üzücü bir durum.
Infelizmente, está a castigar o Nathan por isso.
Ne kadar ilaç verdiğimiz bir yerlerde yazıyor mu?
Podemos saber as dosagens para ele?
Araçlarında CDC yazıyor, her ne haltsa. Sen nereye gidiyorsun küçük adam?
A carrinha dizia CDC, o que quer que seja.
Cesetlere ne olduğu yazıyor mu?
- Diz o que foi feito dos corpos?
Oğlumuzun ne olacağını yazıyor.
Ele escreve sobre quem será o nosso filho.
Ne yazık ki, Koç Gebhardt burda olup sana "kız" deyip suratına basketbol topu fırlatmıyor.
O Treinador Gebhardt iria chamar-te menina e atirar-te bolas à cara.
Yani Bebek Patiği 38 kalibrelik standart mermi kullanıyor. Bu tür mermiler, ne yazık ki, mıknatıslanma özelliğine sahip.
Significa que o Sapatinhos-de-Bebé estava a usar um revólver calibre 0.38 de ponta oca, que, infelizmente, são ferromagnéticos.
Burada bir yönetici var. Ne zaman hastalansa reçeteyi bana yazıyor.
Há aqui uma administradora, que cada vez que fica doente, é a mim que me dá a medicação.
Ne yazık ki Dijital Gariplikler Duvarında kamuflaj gücüyle ilgili bir kayıt yok, ve Graham Garrett ismi hiçbir şey çağrıştırmıyor.
Infelizmente não há registos de poder de camuflagem no "muro do esquisito digital" e o nome Graham Garret não devolveu nenhum resultado na pesquisa. Esse gajo está totalmente fora do sistema.
Ne yazık ki kanıtlar bize başka bir hikaye anlatıyor.
Infelizmente, as provas estão a contar-nos uma história diferente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]