English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ N ] / Neyse işte

Neyse işte tradutor Português

1,278 parallel translation
Her neyse işte...
Como queiras.
- Neyse işte.
- As ideias eram minhas.
Bu çok aptalca, akılsız zevzekler, neyse işte.
Não sabem ter conversas interessantes!
- Her neyse işte.
- Que se dane.
Aman neyse işte.
Quero lá saber.
- Neyse işte.
- Ou isso.
Bu yüzden her neyse işte, Prensin sarayının üstüne yükselen bu kulede,
Por isso... vamos ao que interessa, nesta torre bem por cima do palácio do Príncipe...
Üzgünüm. İzinsiz girmek istemedim, kaptan ya da her neyse işte.
Perdão, não quiz atrapalhar, Sr Capitão, Patrão, ou o que seja.
Bayan Kaptan ya da her neyse işte demeliydin.
Ouve! Sou a Srta. Capitán Patrón Cosa para ti!
Neyse işte
Como queiras.
Neyse işte yandakiler nasıl?
O que quer que seja, é recíproco.
- Evet. Her neyse işte onu kullandım
Seja o que for, eu usei-o.
Rocky, Rocko... Neyse işte.
Rocky, Rocko, o que for.
- İndirdi, indiridi her neyse işte.
- Atacou-os, atacou-los, não interessa.
Neyse işte.
Não interessa.
Adı neyse işte.
Chama-lhe o que quiseres.
Neyse işte, küçük bir kızın bakımını üstlenmiştim.
Continuando, eu apadrinhava esta miudinha. Chamava-se Jemina.
Neyse işte. Bakıcı gelmişti ve Melody ile ikimiz...
Mas, de qualquer modo, tínhamos esta babysitter,... e a Melody e eu adorm...
Babamla, kuzenle ya da adı her neyse işte.
ou Papai ou seu primo ou a droga do nome que você quiser.
Neyse işte...
Certo?
- Sadece ham görüntüler var. Ama neyse ki birkaç yıl önce dudak hareketlerine göre ses yapılandırma programı yazmıştım. İşte bakın.
- Não editado, mas, felizmente, criei um programa de reconstituição de voz com base no movimento labial, há uns anos.
Neyse, maça giderdik işte.
... e a fazer claque nas bancadas.
- Her neyse, işte iğrenç, kaçak göçmen çöreğin.
De qualquer modo, aqui está o teu sujo, molhado tubo Hayley!
- Neyse, güzel günlerdi işte.
Seja como for, passávamos bons tempos nesses dias, sabes?
Her neyse. İşte böyle, tatlım.
Toma lá, querido.
Tamam her neyse, işte, bunların hepsini bilgisayarıma yükledim.
Como queiras.
Her neyse. Onda... Yine başlıyorum işte.
De qualquer forma, ela tinha, lá estou eu outra vez.
- Neyse işte.
- Sanchez. - Ou isso.
Her neyse, işte buradayız... daha dezavantajlı bir konumda olsak da, gücümüzden bir şey yitirmedik.
Seja como for, aqui estamos nós, talvez em desvantagem táctica, mas tal como antes, em termos de força.
Her neyse. İşte güzel gelinim.
De qualquer forma, aqui está ela, a minha linda noiva.
Bunu seçiyorum ve bir şekilde kaderim etkileniyor, ya da Tanrı'nın ya da Tanrıların benim için planları neyse, öyle işte.
Eu faço as escolhas que alteram o destino que Deus ou os deuses... reservaram para mim, que assim seja...
- Büyükannenle büyükbabanın düğünündesin, nikah tazeleme daveti bir şeyindesin işte. Neyse. İkisi de orada.
Estão mesmo aqui ao lado.
Her neyse, işte sonrada dönmedi,
De qualquer forma, quando ele não voltou, a Christina foi procurá-lo.
Neyse o işte.
Seja qual for a palavra, é dele.
Neyse, doğrusu bu işte.
De qualquer maneira, essa é a verdade.
Ve Roy'da bir ipod almış ya da.. .. bir tane ipod alacaktı işte.. neyse.
Além disso, o Roy comprou-me um iPod ou ia dar-me um iPod...
Her neyse, gömleğini elceğizimle yıkamak için onu daireme götürdüm. Sonra abra kadabra, hokus pokus, işte karşındayız.
Levei-o para o apartamento para "lavar a camisola à mão" e abracadabra, cá estamos.
- Her neyse işte.
Como queiras.
Her neyse. Buradayım işte.
No entanto, estou aqui.
Ya da her neyse. Ne olduğunu biliyorsun işte.
Tu sabes o que és.
- Neyse, icabına bak işte. - Tamam.
De qualquer jeito, põe-nos a trabalhar, Bob.
Neyse, anladın işte.
Estás a perceber!
Her neyse, işte buradasınız.
Mas, aqui está você.
- Her neyse. Öldü işte.
- Seja como for.
Neyse, David'in gelmeyeceğini biliyordu yani boş bir yer olduğunu, o yüzden, öyle işte.
E depois ela soube que o David não ia e há um lugar a mais, por isso.
Neyse, işte bitti.
Pronto, já está.
- Yapmam gereken neyse yapıyorum işte.
Não faz mal. Faço o que é preciso.
İşte, her neyse.
mas, tu sabes, tanto faz.
Neyse ki seninle evlenmeyecek kadar aklım varmış. İşte bu yüzden sana evini satma demiştim.
Por isso sabia que fazíamos bem em não nos casarmos... por isso disse-te para não te veres livre da tua casa
Her neyse, beni eve gönderdiler işte.
Seja como for, mandaram-me para casa.
Dekatlon neyse ne... ama bizim hakkımızdaki, daha da önemlisi Troy hakkındaki hislerin... işte asıl önemli olan bu.
O decatlo é o que quer que seja, mas o que pensas de nós e, mais ainda, do Troy, é o que realmente interessa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]