Oraya gidip tradutor Português
1,936 parallel translation
Oraya gidip neler oluyor kontrol etmelisin.
Devias ir dar uma volta por ali, a ver o que se passa.
Oraya gidip ona göz kulak olman gerek.
Preciso que você lá tomar cuidado e tomar conta dela
Oraya gidip onu sevdiğimi söyledim.
Como ajudou o Alex?
Yalnızca oraya gidip, eğer varsa hayaleti bulup diğer tarafa geçirebilir misin?
Podes só ir até lá e descobrir se há algum fantasma, e atravessá-lo?
Şimdi oraya gidip bir kontrol ediver.
Vai lá e vê.
Neden siz amcıklar oraya gidip bana Van Wilder'ı getirmiyorsunuz?
Porque é que vocês, seus conas, não vão lá e me trazem o Van Wilder?
Oraya gidip, birkaç resim çektim, neden bahsettiğimi anlayabilesin diye.
Então fui e tirei algumas fotografias, para que visses do que estava a falar...
Oraya gidip annemi bul.
Volta a onde nos conhecemos. Procura a minha mãe.
Oraya gidip, geri dönebilir misin bilmiyorum.
Não quero ir para o outro lado e nunca mais voltar.
Sence, oraya gidip yiyecek bir şeyler bulabilir miyiz?
Achas que podemos entrar e comer qualquer coisa?
Oraya gidip onların elini sıkmanızı istiyorum, tamam mı?
Quero que dêem as mãos.
Bir kaç adamla karakola götürteceğim seni. Oraya gidip, ifadenin vermeni ve bir kaç gün izin yapmanı istiyorum.
Deixa-me levá-lo para o escritório e lá fazes a tua declaração,
- Daha sert becer! Oraya gidip bişeyler söylemek istiyorum.
Eu só queria ir lá e dar algumas palmadas na insensatez dela.
Oraya gidip annemi bul.
Procura a minha mãe. Ela é a...
Boone'un öldüğü gece oraya gidip tüm gücümle yumruklamaya başlamıştım.
Na noite em que o Boone morreu fui até lá e pus-me a dar murros na escotilha.
Oraya gidip onu traş etmemiz gerekiyor.
Íamos lá e tosquiávamo-lo.
Belki de oraya gidip bunu öğrenmeliyiz.
Talvez devêssemos.
Oraya gidip halka karşı kralını desteklediğini göstereceksin.
Tu irás e apoiarás publicamente a posição do rei.
Oraya gidip oturacağım birkaç saniye içinde.
Tudo bem, vou sentar-me ali... dentro de um segundo.
Bu yolla, yapması gereken tek şey yılda bir ya da iki kere oraya gidip, iğne olmak.
Com este método, tudo o que tem de fazer é aparecer uma vez ou duas por ano e apanhar a injecção.
Oraya gidip suratını ezmek istiyorum.
Só me apetece ir até ali e bater-lhe na cara.
Tommy'nin ihtiyacı olan son şey bizim oraya gidip onu kurtarmamız, tamam mı?
A última coisa que o Tommy quer é que a família o vá salvar, está bem?
Oraya gidip bizi keşfedecekler mi bakalım mı?
Queres andar por ali e ver se somos descobertos?
Bu gıcır yüzlüğü ve kuponları alıp oraya gidip yarışan atlara bir bakarsın?
Agarres nesta nota de $ 100 que eu tenho aqui e nestes boletins.. E saltes lá para dentro para ver como os cavalos correm hoje, hein?
Sanırım oraya gidip onun suratına bir yumruk atmak isterim.
Acho que quero ir lá e dar-lhe um murro na cara.
Aslında, eğer izin verirseniz oraya gidip onu kendim getirmek isterim.
Se não se importarem gostava de ser eu a ir lá buscá-lo.
Oraya gidip herkese partinin sona erdiğini söyleyelim ve işimizin başına dönelim!
Vamos lá dentro, dizemos-lhe que a festa acabou, e voltamos ao trabalho!
Pekâlâ, siz beyler oraya gidip hastayı kesmeye başlamadan önce birbirinizden özür dilemelisiniz.
Muito bem, antes de entrarem e começarem a cortar o paciente, precisam de pedir desculpa um ao outro.
Oraya gidip bizimkileri sakinleştirmem gerek.
Tenho de ir até lá, acalmar os meus pais.
Niye oraya gidip ne bulduğunu söylemiyorsun?
Vai até lá. Avisa-me do que descobrires.
Oraya gidip bebeği doğurtmanı istiyorum.
Preciso que dês à luz ao bebé dela.
Oraya gidip onları bir şeyler içmeye davet edeceğim.
- Sim. Olha, vou lá ver se eles querem vir tomar um copo, sabes?
Şimdi, asistanım olarak, oraya gidip bunu değiştireceksin, çünkü tümör onu öldürecek.
Por isso agora, como minha residente, vais voltar lá e mudar-lhe a decisão, porque este tumor vai matá-la.
Belki oraya gidip eski kitapları okumalıyım.
Talvez vá ler alguns livros.
Oraya gidip, benimle birlikte dikkat çekecek bir ünlüyle... Altı Amerikalı çocuktan birinin altısından birinin yemek güvencesi olmadığını anlatmak istiyorum.
Preciso que outra celebridade vá comigo para chamar à atenção sobre o facto de que uma em cada seis crianças americanas, uma em cada seis, estão com falta de comida.
Oraya gidip, kız kardeşi ile görüşmeni istiyorum.
Vai até lá a casa e vê o que a irmã dela sabe.
Oraya gidip özür dilemelisin.
Vais ter de lá ir e pedir desculpa.
Sadece oraya gidip en başından gözden geçirmemiz gerekli.
Temos de voltar ao início e verificar tudo novamente
Sonra oraya gidip geri geldiğimde senin hayatımın en iyi parçası olduğunu gördüm.
E acho que foi preciso ir lá e voltar para perceber... que és a melhor parte da minha vida.
Bence oraya gidip kendin bir bakmalısın.
Agora, acho que deverias voar até lá e dar uma vista de olhos por ti próprio.
Eğer bu seni mutsuz ediyorsa, neden oraya gidip eşyalarını toplayıp buraya geri getirmiyorsun?
- É por causa do Justin. - Se te aborreceu tanto, porque não vamos lá buscar as tuas coisas e não as trazemos para aqui?
Sarah, lütfen, lütfen Oraya gidip onunla konuşabilir misin?
Sarah, por favor, podes ir lá a casa falar com ela?
- Oraya gidip işi tamamlayıp geri dönmek için iki saat dört dakikamız var.
- 2 horas e 4 minutos... se não formos até lá e terminarmos o trabalho.
Oraya gidip, onunla konuşmamız lazım.
Temos de lá ir, tentar falar com ela.
Ben her hafta sonu oraya iki kere gidip geleceğim.
Vou viajar até lá todos os fins de semana.
Oraya gidip onu bulup getireceğim.
Eu vou tirá-lo.
Oraya gidip yapacağız.
Certo.
Tommy'nin ihtiyacı olan son şey bizim oraya gidip onu kurtarmamız, tamam mı?
Entendo que esteja furioso...
Oraya erken gidip, bu işi bitirmeye karar verdim.
Decidi antecipar-me e acabar com aquilo.
Daily Planet'e gidip Lois'in bilgisayarına bakarken Tess'in oraya bir virüs yerleştirdiğini gördüm.
Fui ao Daily Planet para ver o computador da Lois e descobri que a Tess o carregou com spyware a sério.
Oraya üç gün içinde gidip dönebiliriz.
Podemos ir lá e voltar em três dias.
gidip 203
gidip getireyim 38
gidip bir bakacağım 19
gidip alayım 26
gidip bakalım 79
gidip alalım 19
gidip onunla konuşacağım 19
gidip bir bakayım 39
gidip bakacağım 35
gidip bakayım 56
gidip getireyim 38
gidip bir bakacağım 19
gidip alayım 26
gidip bakalım 79
gidip alalım 19
gidip onunla konuşacağım 19
gidip bir bakayım 39
gidip bakacağım 35
gidip bakayım 56
gidip bir bakalım 39
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya koy 38
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya koy 38
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya otur 27
oraya gittim 26
oraya gidemem 20
oraya gitmeyin 17
oraya giremezsin 27
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya otur 27
oraya gittim 26
oraya gidemem 20
oraya gitmeyin 17
oraya giremezsin 27