Peki bu tradutor Português
12,427 parallel translation
Peki bu emirler ne?
- Tal como eu. - E que ordens são essas?
Peki bu Nancy kim olabilir?
E este Nancy. ? Que pode ser isso?
- Peki bu esnada ne yapacağız?
- E neste meio tempo? Mantenham a cabeças baixas.
Öyle mi? Peki bu bayan? Daha önce gördünüz mü?
Já a viu antes?
- Peki bu evrakı daha önce gördünüz mü?
- Já tinha visto esse documento?
Peki bu yaygın bir uygulama mı?
Isso é prática comum ou...
Peki bu konu niye bu kadar önemli?
Para além de certos pormenores, para que interessa isto?
Peki buradaki kemiklerin çıkarılması için kullanılan yöntemi göz önüne alırsanız insana ait bu kalıntıların nerede yakıldığına dair kesin bir şey söyleyebilir misiniz?
Com base no método de recolha usado aqui, pode dar-nos a sua opinião sobre onde os ossos foram queimados?
Peki bu bahsettiğimiz olayla ilgili Dedektif Dedering'le konuştuğunuz sıralarda Dassey kardeşlerin 22 kalibrelik silahını iş yerinden Jay Mathis diye birisine satmaya çalışıyor muydunuz?
Na altura em que falou com o investigador Dedering na circunstância que estamos a descrever, estava a tentar vender uma das.22 dos Dassey a um homem chamado Jay Mathis, no trabalho?
Peki bu verilerden,... Bay LeBeau tarafından incelenen üç tane kan lekesinin, kan örneğinden,... yine incelenen Q-49 kodlu tüpten alınan kandan gelip gelmediği konusunda bir şey söyleyebilir misiniz?
A partir destes dados, pode exprimir uma opinião sobre se as três manchas analisadas pelo Sr. LeBeau poderiam ter vindo da amostra de sangue, do tubo Q-49 que também foi examinado?
Peki bu davada ifade vermek isteyip istemediğiniz hususunda bir karara vardınız mı?
E já tomou a decisão sobre se deseja ou não testemunhar neste caso?
Peki bu kim?
E quem é este?
Esas olan süreçtir. Peki bu durumda bu nasıl?
E que tal esta?
Peki bu durumda elveda.
Bom... Nesse caso adeus.
Peki bu kim?
E este aqui?
Peki bu?
Quem é essa?
Peki bu cadı nerede?
Onde está esta bruxa?
Peki bu şişme kız arkadaşını noel partisine davet edecek misin?
Vais convidar a tua namorada falsa para a festa de Natal mais logo?
Ne demek bu şimdi? Peki, söylüyorum işte.
Três minutos e 19 segundos, para ser preciso.
- Peki, bu dava için iyi olabilir fakat...
Bem, esse pode ser muito bem o caso, mas...
Eğer bu işi yapacaksam polis katilinin peşine düşeceğim. Peki.
Se vou fazer isto, vou ter de apanhar o assassino de polícias.
Peki ya bu?
Então e isto?
Peki şimdi. "Son konuşmamızdan bu yana hiç hayvan sahibi oldun mu?"
Agora... "Desde a última vez que falámos, compraste algum animal de estimação"?
Peki. Bu hap...
Cá vai, esta droga... e isto vai ser duro para assimilares...
Peki orada kalıp bu işi hallettikten sonra sana garanti ediyorum bir daha kıkırdama duymayacaksın.
Então se aguentares firme, garanto-te que ele estará a rir-se num piscar de olhos.
- Peki. Bazen, bu kadar mavi giymesen keşke diyorum çünkü sana çok yakıştığı için kıskanıyorum.
Por vezes, gostava que não usasses tanto azul porque sinto inveja por te ficar tão bem.
Peki, bu örnek vatandaş nasıl domuz yemi olmuş?
Nem sequer uma multa de estacionamento. Mas, como é que um cidadão cumpridor acaba como comida para os porcos?
Bu sana yardımcı olur mu peki?
E isso ajuda-te?
Peki. Bu yazışmadan siz ne anlıyorsunuz?
Segundo a sua perspetiva, o que está neste memorando?
Peki ya bu teori saçmalıksa?
E se essa teoria... não estiver correcta?
Peki ya bu?
Então e este?
Peki kurduğun bu hülyada çocuklara ne oluyor?
E nesta tua fantasia, o que acontece com as crianças?
Peki ya ben bu konu hakkında konuşmak istemezsem?
E se eu não quiser falar?
Peki, bu çok basitti. Peki.
Muito bem, foi muito fácil.
Peki, bu kimler için yazıldı?
Bem, isso foi escrito para quem?
Peki, bu güzel bi son oldu.
Bem, ainda assim foi um bom final.
Peki... Birlikte hareket edersek bu heriflerin hepsini öldürüp kendi yolumuza gidebiliriz.
Então... estou a pensar que, se avançarmos juntos, podemos matar estes tipos todos e cada um segue o seu caminho.
Peki, bu kimin hatası Francis?
Pois. E a culpa é de quem, Francis?
- Bu ne peki?
- O que é isto? - Bubba.
Peki, çocuklar, bu bizim son yıl.
Muito bem, pessoal. Somos finalistas.
Peki, bu kim soracak bağlıdır.
Bem, depende a quem perguntares.
Peki, Bay Joyner, arkadaşı Robert Wheirdicht... Bu cinayet ve ihanet için aranıyor... Ve yüksek devlet sırlarına sahip olduğunu...
Bem, Sr. Joyner, o seu amiguinho, o Robert Wheirdicht, é procurado por homicídio e traição e está na posse de segredos de estado altamente confidenciais que pretende vender aos nossos inimigos.
Peki, bu, Jet hikaye.
Bem, cá vai a história toda, Jato.
Peki, bu kadar mı?
E é assim?
- Peki. - Bu ilginç olmalı.
Isto vai ser interessante.
Peki çocuklar, dedemi bulmalıyız bu apartman dairelerin inşasını engelleyip hedefe ulaşmalıyız.
Muito bem, rapazes. Temos que encontrar o avô, impedir a construção das casas e voltar para o Árctico.
Peki ya bu ev?
E esta casa?
Bu hayaller yaşayacak mı peki?
E esses ideais, vão manter-se?
Peki, ya bu?
E este?
Peki ya bu?
Muito bem. E que tal isto?
Peki biz bu teknolojileri birleştirsek?
Mas e se fôssemos capazes de combinar essas tecnologias?
peki bu kim 24
peki bu ne 35
peki buna ne dersin 19
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
peki bu ne 35
peki buna ne dersin 19
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148