English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sadece beni dinle

Sadece beni dinle tradutor Português

304 parallel translation
Sen sadece beni dinle.
Agora escuta...
- Sadece beni dinle.
- Ouve-me apenas.
- Sadece beni dinle.
- Peter!
Sadece beni dinle.
Ouve.
Sadece beni dinle.
Só quero que ouças.
Anladın mı? Sadece beni dinle.
Ouves o que te digo?
Sadece beni dinle.
Ouve-me!
Bak, sadece beni dinle, tamam mı?
Olha, apenas escuta-me, pode ser?
Ne düşündüğünün çok önemi yok Sadece beni dinle
Não me importa o que diga. Escuta-me.
Ama sadece beni dinle.
Mas ouve-me.
Sadece beni dinle, tamammı?
- Estás a estragar tudo. Apenas ouve o que eu digo, OK?
Sadece beni dinle.
Apenas ouve-me.
- Sadece beni dinle.
Acredita em mim.
Sadece beni dinle yeter.
Só tens de me ouvir.
Sadece beni dinle.
Sim, ouve.
Sadece beni dinle ve bana güven.
Apenas ouve e acredita em mim.
Tamam. Sadece beni dinle.
Está bem, então escuta lá.
Sadece beni dinle.
Ouve-me só.
SadeCe beni dinle.
Ouve-me!
- Beni dinle Tommy. İstikbalin için bir sürü güzel şey planladım. Ve şu anda senden sadece bana dürüst davranarak büyümeni istiyorum.
Tommy, tenho muitas coisas planeadas para ti quando cresceres e quero que as mereças sendo honesto agora.
Dinle beni, ben sadece bir kasaba doktoruyum fakat ne bildiğimi biliyorum.
Ouve, sou apenas um médico do campo, mas eu sei o que sei.
Şimdi beni iyi dinle, Zookie'den uzak dur, o sadece benim.
Ouve, novata, larga o Zookie, ele é meu e só meu!
Şimdi beni dinle Caesar, bu dünyada sadece bir tane konuşan şempanze olabilir,
- Escute-me, César. Só pode haver um chimpanzé falante na terra.
Kyle, lütfen sadece bir dakika beni dinle olur mu?
Kyle, por favor, ouve-me me por um centon?
Dinle, kardeşin beni dövmedi. Sadece artık dövüşmek istemedim.
O teu irmão só me ganhou porque eu não quis mais lutar.
- Sadece dinle beni... - Öldürmekten hoşlanmam.
- Escuta-me lá...
Beni dinle Poirot, sadece Arlena'nın katilini bulamamakla kalmadın... dahası elmasımı da bulamadın. Bu yüzden mahsuru yoksa... artık gitmek istiyorum.
O Sr. não encontrou o assassino de Arlena, e não encontrou a minha jóia, e eu estou farto de esperar.
Ben öyle bir şey söylemek istemedim Tabii ki istemedin sadece biraz şoktasın, Dinle beni
- Sabe que foi sem intenção. - Claro que foi sem intenção. Ouça, vá para casa.
Sadece dinle beni.
Ouve-me.
Sesim yeter, beni görmek zorunda değilsin, sadece dinle.
Só a minha voz, não precisa ver-me, apenas ouvir-me.
Beni dinle Machiavelli, yapmamız gereken sadece Steve ve Marcie gibi o başvuruyu doldurmak. Kendi adresimizi, onların adresiymiş gibi doldurup yarışmaya katılmak.
Ouve lá, Machiavelli, o que temos de fazer é preencher o formulário em nome do Steve e da Marcy, escrever a nossa morada, em vez da deles, e ir ao concurso.
Beni iyi dinle Patricia, bunu sana sadece bir kere söyleyeceğim.
Ouve-me bem, Patricia, porque não me torno a repetir.
Sen sadece beni dinle.
Escuta-me só.
Sadece dinle beni.
Mas ouve...
Sadece.... Gözlerimi açabilir ve farklı olabilirim. Beni dinle.
Que eu possa apenas... abrir os meus olhos e ser diferente.
- Beni dinle. - Babam en büyük oğlunu sever. - Bırak sadece huzur içinde ölsün.
O meu pai gosta do Tsui.
Sadece lütfen beni dinle.Bir dakika boyunca bunu durdur, biz, buradan gitmek zorundayız
Ouça. Pare com isto um momento e deixe-nos passar.
Sadece beni dinle.
Ouça-me.
Dinle, ben sadece sana taşekkür etmek istemiştim... orada beni koruduğun için.
Escuta, só queria agradecer-te por ter-me protegido.
Hep birlikte poker oynuyorlardı ve önce sadece beni bir dinle.
Estavam todos a jogar cartas... Escuta, se fazes favor.
sadece beni dinle.
Ouve...
Zeyna, sadece beni bir dinle.
Xena...
Dinle beni beyaz yabancı. Benim salonumun kapıları sadece bir yönde açılır yani dışarıya.
olha, gringo maricas, as portas do meu saIoon só abrem para fora.
Peki, dinle beni,.. ... sanırım Robert seninle sadece arkadaş olmak istiyor.
Pronto, ouve, penso que... que o Robert só quer ser teu amigo.
Pekala, Piper, tatlım, sadece dinle beni, tamam mı?
OK, Piper, querida, ouve-me só, está bem?
Sadece sakin ol ve beni dinle.
- Ajuda-me! - Larga-me! Acalma-te e escuta.
Lütfen, sadece dinle beni.
Por favor, ouve-me.
Sadece dinle beni, tamam mı?
Ouve-me só, está bem?
Beni dinle sadece Kitty'in hareketlerine uyacak kadar.
Ouçam-me. Só o suficiente para apanhar os passos da Kitty.
- Sadece beni anlamanı istiyorum. - Dinle, bu o kadar önemli değil.
Ouve, isso não é assim tão importante.
Beni dinle, sadece bir dakika.
Apenas ouve-me. Por um minuto, por favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]