Söyleyebilirim tradutor Português
6,651 parallel translation
Sanırım artık araba düşkünü olduğumu söyleyebilirim.
Pode-se dizer que agora sou um motoqueiro.
Geri dönüp kontrol etmesini söyleyebilirim. - Olur.
Posso pedir para voltar e verificar.
Yani, en azından başka endişelerin olmadığı sürece... iyi durumda olduğunu söyleyebilirim.
A menos que comeces a ter outros problemas de saúde, podia dizer que estás em boa forma.
Aşkı. Baban hakkında başka bir şey daha söyleyebilirim.
Posso dizer-te mais uma coisa sobre o teu pai.
- Öyle olduğunu söyleyebilirim lordum.
- Diria que sim, Meu Senhor.
- Ona... alıştım. Bunu söyleyebilirim.
- Estou habituado a ele.
Şunu söyleyebilirim ki ; tavadaki görevi ateşin içine düşürdünüz.
É seguro dizer que é agora que a missão vai da frigideira para o fogo.
Nazik biri olduğunu söyleyebilirim.
Pode-se dizer que és bom.
- Söyleyebilirim ki... Her zamanki o bön şaşkınlığından daha fazlası var yüzünde.
Vi que sim, está mais perdido do que o normal.
Ayrışmaya dayanarak, bacağın en az bir haftadır suda olduğunu söyleyebilirim.
A decomposição indica que a perna ficou na água no mínimo uma semana.
Kemikteki izlere bakarak pervane ya da mutant deniz yıldızı ile uyuşmadığını söyleyebilirim.
Baseada nas marcas dos ossos, Diria que é inconsistente com uma hélice ou com uma estrela-do-mar mutante, mas...
Buradaki tahrişe bakarak yeni yapıldığını söyleyebilirim.
Com base nesta irritação, a tatuagem é nova.
Kalça leğen kemiğindeki siyatik şekline bakarak kurbanın erkek olduğunu söyleyebilirim.
Com base no corte do ciático do osso pélvico, posso dizer-te que a nossa vítima é do sexo masculino.
Yaklaşık 15 pound değerinde olduğunu söyleyebilirim.
Diria cerca de 6 kg.
Bu... Ama söyleyebilirim.
Mataria para trazê-lo de volta.
Sonra karımı öldüren adam öldü. Onu özlediğimi bile söyleyebilirim.
E então o cara que matou a minha esposa morreu, e eu sinto falta dele.
Hayırseverliğin benim tutkum olduğunu söyleyebilirim.
Tenho de dizer que a filantropia é a minha paixão.
Kesinlikle tamamının yendiğini söyleyebilirim.
Comeu tudo e mais um pouco.
En azından mesafeli biri olduğunu söyleyebilirim.
Ele era distante, no mínimo.
Size bu kadarını söyleyebilirim.
É tudo o que posso dizer-vos.
Annen ile ananenin yaşadığını söyleyebilirim.
A sua mãe e avó estão vivas.
Senin de mahallede bir çocuktan hoşlandığını söyleyebilirim.
Gosta de um rapaz do seu bairro.
Bakmama izin verirsen gerek olup olmadığını söyleyebilirim.
Posso decidir isso se me deres espaço para ver.
İlk bakışta, patlamada arabadan fırlamış olduğunu söyleyebilirim.
à primeira vista, diria que foi ejectado do carro na explosão.
Ve isterseniz bunu size tekrar, tekrar ve tekrar söyleyebilirim.
E posso repetir isso vezes sem conta se assim o quiser.
Ellis'i tanıdığım kadarıyla senden ayrılmanın hayatındaki en zor kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim.
Por conhecer a Ellis, deixar-te foi a escolha mais difícil da sua vida.
Aslında olasılıkları azaltıyor sayılır. Ve kokusuna bakacak olursak... kirpi, köpek, kedi, tilki ya da sığır olmadığını söyleyebilirim.
Isso já restringe um pouco, e pela prova aromática, não é upino, canino, felino, lupino ou bovino.
Kesiklere bakılırsa katil, liston çakısı kullandığını söyleyebilirim.
A julgar pelos cortes na vítima, diria que o assassino usou uma faca "Liston".
Ama şunu söyleyebilirim garajınızda bulduğumuz botlarla olay mahalinde bulduğumuz bot izleri uyuşuyor.
Mas, podemos dizer isto : encontramos um par de sapatos na sua garagem que correspondem às pegadas de uma das nossas cenas do crime.
Çocuğu sahiplenmezsen olacakları söyleyebilirim. Hayatlarınızın kalanı boyunca çocukla aranda mesafe olacak.
Posso dizer-te que, se não o reconheceres, haverá uma distância entre ti e aquele rapaz para o resto das vossas vidas.
Bugünün daha iyiye gittiğini söyleyebilirim.
Posso dizer que este dia já está a ficar melhor.
Bunu nasıl söyleyebilirim bilmiyorum.
Não sei como dizer isto.
Şu an süren operasyonlarda güvenlik açığı olmadığını söyleyebilirim ama.
Aquilo que lhe posso dizer é que não houve quaisquer falhas de segurança em nenhuma das nossas actuais operações.
Gençsin, her şeyi bildiğini sanıyorsun. Ama sana şunu söyleyebilirim, elinde bir ipucu bile yok.
És jovem e pensas que sabes tudo, mas posso dizer-te que não fazes a menor ideia.
Bu sorunun savaşı tehdidini tırmandıran bir soru olup olmadığını,... açıkçası sabrımızı taşırdığını da söyleyebilirim durumun.
O que não há dúvida é que estas atitudes temerárias estão a radicalizar-se.
- Yapma, bunu söyleyebilirim.
Ziva. Vamos, eu consigo dizer.
Kişiliğinize bakarak,.. ... buna alışkın olduğunuzu söyleyebilirim.
Pela sua personalidade, imagino que já está acostumado.
Sana bunu söyleyebilirim.
Posso dizer o seguinte.
52-48 Murray kazanacak bunu şimdiden söyleyebilirim.
Murray vai vencer, com 52 % a 48 %. Já pode declarar vitória.
Ancak şunu söyleyebilirim... İçindeki gücü, günahın cazibesiyle karşı karşıya kaldığında kıyamet için saklamak akıllıca olur.
Mas posso dizer que é sábio manter a força interior na presença da tentação através da morte e ressurreição do nosso Deus.
Hızlı gitti, bunu söyleyebilirim.
Andava depressa, admito.
Sana başka birşey getirmelerini söyleyebilirim.
Podem trazer outra coisa.
Nereye gittiğini, ne yediğini söyleyebilirim.
Posso dizer aonde ele foi, o que comeu.
Evet, şey... Biraz temiz hava gibi geldiğini söyleyebilirim.
Sim, é uma lufada de ar fresco, se me permite.
Şehir çocuğu olmama rağmen sana şunu söyleyebilirim... -... Whitney kesinlikle buradaydı.
E por ser um morador da cidade, posso dizer-te, com toda a certeza, que a Whitney esteve aqui.
Ne söyleyebilirim?
O que é que posso dizer?
Oturduğum yerden çok şanslı biri olduğunu söyleyebilirim, ikinci bir şansın oldu ve üçüncü, ölümü aldattın.
No meu ponto de vista, és um sortudo filho-da-puta. Conseguiste uma segunda hipótese. E uma terceira.
Bunu söyleyebilirim çünkü ben bir kadınım, ama o da muhtemelen ayaklı bir kaltak.
Posso dizer isto porque sou mulher, mas, ela é uma verdadeira cabra.
Genç bir ağaç, 10 yıllık olduğunu söyleyebilirim bu gölgede bile çok iyi büyüdüğünü söyleyebilirim. Anlaşılacağı üzere ağaç fazlasıyla gübrelenmiş.
Para uma árvore jovem, quer dizer, com cerca de 10 anos, estar a crescer tão forte, sob a sombra deste velho bosque, sugere que tenha sido unicamente fertilizada.
Bunu sana söyleyebilirim.
Quê?
- Karına söyleyebilirim.
- Posso contar à tua mulher.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39