English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Söyleyin

Söyleyin tradutor Português

10,536 parallel translation
40 milyon dolarlık projeyi tek bir oyuyla geri çevirenin kim olduğunu söyleyin.
Quem pensou que era prudente negar um projecto de 40 milhões só com um voto?
" Söyleyin, söyleyin! Çıkıyor musunuz?
" Digam-nos, ainda namoram?
Nelerin eğlenceli olup olmadığını bize söyleyin.
Digam-nos o que vos agrada e o que não.
Söyleyin, şu kulübede ne var?
O que há na cabana?
Söyleyin işte, kulübenin olayı ne?
O que se passa com aquela cabana?
Doğrudan söyleyin avukat hanım.
Seja sincero, doutora.
Karıma başımdan büyük işlere girdiğimi söyleyin.
Digam à minha esposa... que dei um passo maior que a perna.
Bilgi sızdırmamaları gerektiğini de söyleyin.
E avise-os também que estamos num bloqueio de informação.
Beni isteyen herkese tam burada olacağımı söyleyin.
Se alguém me quiser... digam-lhe que estarei mesmo aqui.
Hadi bakalım, sınır yok. Aklınıza ne geliyorsa söyleyin.
Vá, o céu é o limite, o que vos ocorrer.
Peki. Bana kafayı yedirtmeden önce söyleyin. En son ne zaman CompuServe'ün başkanıyla telefonda konuştunuz?
Certo, antes de eu ir à fava, há quanto tempo não fala com o diretor da CompuServe?
Ortağıma nerede olduğumu söyleyin. Sizinle ilgilenecektir.
Diga ao meu colega onde estou, ele tratará de si.
Bana tuvaletin yerini de söyleyin çünkü çok hastayım ve her an kusabilirim.
Digam-me onde é a casa de banho. Estou muito maldisposto. Posso vomitar a qualquer momento.
- Ona ne verdiğinizi söyleyin!
- Digam-me o que é que lhe deram!
Şimdi lütfen ne yapabileceğimi söyleyin.
Diga-me o que posso fazer.
O adama... Ajan Booth'a söyleyin abim hiçbir şey yapmadı. Yemin ederim.
Precisa de dizer ao outro tipo, o agente Booth, que o meu irmão não fez nada, juro.
Söyleyin Sam nerede?
Vai falar?
Kiminle uğraştığımı söyleyin bana.
Diz-me com quem estou a lidar.
Memur Hogan'a biber gazını kapalı tutmasını söyleyin.
Lute! Diz ao agente Hogan para esperar com a equipa.
Karev'e 911 çağrısı gönderip buraya gelmesini söyleyin. 10'luk neşter.
Chamem o Karev, rápido.
Bilmem. Siz söyleyin.
Não sei, digam-me vocês.
Lütfen Deeks'i buraya girmeden dezenfekte ettiğinizi söyleyin.
Por favor, digam-me que desinfectaram o Deeks antes de o deixarem entrar.
Eğer biri sizi görürse, kaybolduğunuzu ve sizi buradan çıkarmaya yardımcı olduğumu söyleyin.
Se alguém vos vir, ajam com naturalidade. Digam que se perderam e que eu vos vou levar à saída.
Bize günlükte ne aradığınızı söyleyin hanımlar.
Então, senhoritas, digam-me o que é que procuram realmente no diário.
Söyleyin, ben ne mesaj atayım?
Digam-me o que escrever.
Şimdiyse, ezilen taraf biziz ve şu anda bağışa ihtiyacı olanlar bizleriz bu yüzden cevabı söyleyin.
Agora nós estamos nessa situação, e precisamos de uma mãozinha, então dê-nos a resposta.
Söyleyin size nasıl yardımcı olabilirim?
Digam-me, como posso ajuda-los?
Söyleyin.
- Diga logo...
İyice kafayı sıyırsın istiyorsanız o şeylerden 2 tane olduğunu söyleyin.
Querem deixá-lo estupefacto? Contem que há duas dessas coisas.
Hadi söyleyin. Sen de işi kolaylaştırmıyorsun Rick.
Não nos facilitas a vida.
Başkana çok üzgün olduğumu ama bu iş için başkasını bulmasını gerektiğini söyleyin.
Diga ao Presidente que lamento muito, mas ele precisa de outro, para o trabalho.
Sağ elinizi kaldırın ve söylediklerimi söyleyin.
Levante a mão direita e repita depois de mim.
Söyleyin, eğer bu görev gücünün yaptıkları gerçekten ulusal güvenliği etkiliyorsa, neden FBI, bu görevi sizin gibi az deneyimli birine verdi?
Mas se o trabalho dessa equipa de intervenção na verdade afecta a Segurança Nacional, porquê o FBI ia escolher alguém com tão pouca experiência?
Bunu neden yapacağımı düşündüğünüzü söyleyin bana.
Diga-me porque acha que eu devo impedir.
Söyleyin Bay Misraki, hayat uzatma şirketiniz yeni bir müşteriyle anlaştığında satış temsilciniz onlara bedenlerinin günün birinde et deposunun birine atılacağını da açıklıyor mu?
Diga-nos, Sr. Misraki, quando a sua empresa de prolongamento de vida recebe um novo cliente, explicam que os restos mortais congelados um dia vão ser despejados num frigorífico?
Geç kalmadığımı söyleyin lütfen.
Por favor, diga que não é muito tarde.
Lütfen Monty'nin de bizimle olduğunu söyleyin.
Por favor, diga-me que o Monty está nisto connosco.
Çocuklar, söyleyin işte.
- Digam-me de uma vez.
Izgaramı bulacağınızı söyleyin!
Diga-me que vai encontrar o meu defumador!
Şu an hissettiklerinizi tam olarak ifade eden durumu söyleyin.
Diga-me qual das seguintes afirmações descreve melhor o que está a sentir.
O yüzden oyun oynamayı bırakın ve aklınızdaki rakamı söyleyin.
Agora pare com os jogos e dê-me um número.
Şuna mantıklı olmasını söyleyin biraz.
Façam-no recuperar a noção.
"Lütfen bana içeride olduğunu söyleyin."
Por favor, diga-me que ela está aí. "
Söyleyin.
Diga.
Bana gördüğünüzü söyleyin.
Diga que sim.
Ona tek başına olduğunu söyleyin.
Ela está por sua conta.
Bu duruşmadan midesi bulanan tek kişinin o olmadığını da söyleyin.
Diga-lhe que não é o único que se sente indisposto com isto.
- Bunu hatırlıyorsanız söyleyin.
Bem, me diga se você se lembra disso.
"İyiyim" deyin ve bunu içten söyleyin.
Diga "bem", mas, sentido.
Lütfen, söyleyin dursun.
Por favor.
Korumalara Narcisse'i yakalamalarını söyleyin ve onu zindana götürsünler. Eğer yaşarsa,
Impedir-nos-á.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]