Yeni bir hayat tradutor Português
1,207 parallel translation
Genç bir kadın ülkesi için uzun bir dulluk yolculuğuna çıktıktan sonra yeni bir hayatın sığınağında korunma arayamaz mı?
Poderá uma jovem mulher, após a odisseia de uma viuvez suportada pelo amor à pátria, esperar protecção no abrigo de uma nova vida? !
Seninle Tazmanya'ya gitsek... yeni bir hayat kurmak icin?
Que tal a gente ir a Tasmania e começar uma vida juntos?
Sana hiçbir şeyin zarar veremeyeceği yeni bir hayat sunabilirim. Sonsuz bir yaşam. İyi ve kötülüğün ötesinde bir yaşam.
Posso oferecer-lhe uma vida nova, em que nada lhe pode fazer mal, vida eterna, para além do bem e do mal.
Kendine yeni bir hayat yarat.
Construa uma nova vida para si mesmo.
Kaptan, bu insanlar kendilerine yeni bir hayat kurmak üzereler.
Capitã, estas pessoas estão à beira de criar uma nova vida para eles.
Ayrıca, yeni bir hayat kurmak bizim için bir seçenek değil.
Além disso, para nós o iniciar uma nova vida não é uma escolha.
Ona daha önce yeni bir hayat verilmiş.
- Ela ganhou uma nova vida uma outra vez.
Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Kendime yeni bir hayat kuracağım.
Na verdade é mesmo isso que estou a tentar fazer, ter uma vida.
Miranda ve Steve yakınlıklarında yeni bir hayat bulurken Charlotte da hiç tanımadığı bir şeye doğru gidiyordu.
E enquanto a Miranda e o Steve descobriam uma vida nova no familiar, a Charlotte avançava ás cegas pelo desconhecido.
Kendine yeni bir hayat bul Marsh!
- Faz-te à vida, Marsh!
Belki kabileye katılan yeni bir hayat hepimize iyi gelir.
Talvez trazer uma nova vida à tribo seja bom para todas.
Yeni bir hayat.
Começar de novo.
Mesela, düşersen, istediğin yeni bir hayatı seçersin. En sevdiğin balık olabilirsin.
Por exemplo, se caíres, podes escolher a vida que quiseres ou seres o teu peixe preferido.
Lucy yeni bir hayat kurmaya çalışıyor Sam.
A Lucy teve que reconstruir toda a vida dela, Sam.
Yeni bir hayat yaratmak büyük bir iş.
Criar uma nova vida é um... trabalho árduo.
Hmm. "Yeni bir hayat yaratmak".
Criar uma nova vida...
İtiraf etmeliyim ki, o bana yeni bir hayat gibi geldi.
E também às vezes o meu pesadelo.
Dalıp beni kurtardı, bana yeni bir hayat verdi.
Quando ele me puxou para fora, deu-me uma vida nova.
Alkışlanacak bir adam bu Ajan Scully. Zorlukların üstesinden gelmiş ve kendine yeni bir hayat kurmuş.
Este tipo ultrapassou os obstáculos e começou uma vida nova.
Fikrini değiştirdiğinde göreceğim... aynı zamanda fikrini değiştirebilirsem... ve seni tekrar geri alabilirsem... birlikte yeni bir hayat için HK'yi alabiliriz.
Aqui, as coisas aparecem misteriosamente. Entretanto, vejamos se consigo fazer-te mudar de ideias. Não te vás embora.
Annie ve ben, Los Angeles'a... beraber yeni bir hayat kurmaya gidiyorduk... ve onun annesini de yanımızda götürüyorduk.
Eu e a Annie fomos para Los Angeles... começar uma nova vida juntos... e levamos a mãe dela conosco.
Ermenilerin katledilmek üzere olduğunu bildiği aşikar değil mi? Bu yüzden ailesine yeni bir hayat kurmak için Amerika'ya gitmiş.
Ele sabia que massacrariam os armenios e foi ao Estados Unidos para levar sua família.
Kendimi, yeni bir hayat kurmaya hazırlamıştım.
Estava determinado a construir uma nova vida.
- Yeni bir gün, yeni bir hayat.
- Novo dia, novo rumo.
Ama sana yeni bir hayat ve kimlik sağlayacak kaynaklara sahip.
Mas ele tem os recursos para te dar uma nova vida.
Sana şunu söyleyeyim Velma Kelly artık yeni bir hayatım var.
Saiba de uma coisa, Velma Kelly.
Eğer böyle bir şey yapacak olursam.. ... işte o zaman yeni bir hayat başlar.
Se fizer isso, começará uma nova vida.
Soru sormayan bir patron. Kendine yeni bir hayat kurar ve asla geri dönmezsin.
E recomeças a tua vida e nunca voltas a casa.
Beni yeni bir hayat için Amerika'ya yanına aldı...
Ele reapareceu tinha eu 7 anos, desintoxicado e de mulher nova uma tal de Dora. Levou-me para a América.
Ve sana yeni bir hayat edineceğimi söyledim.
E eu disse-te que ia arranjar uma vida.
Hepsi sivildi, aileler, ittifağa bağlı vatandaşlar.. ... yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlardı, ve siz buna tahammül edemezdiniz, değil mi?
Eles eram civis, famílias, cidadãos fiéis à Aliança, tentando criar uma vida nova, e você não aguentou isso, pois não?
Willow hayatına yeni bir yol verdi.
Com a Willow, é como se ela tivesse uma coisa nova na vida.
- Peter, bu hayatımın yeni bir bölümü.
- Peter, este é um novo capítulo na minha vida.
Hayat üzerine yeni bir teorim var.
Tenho uma nova teoria.
Hayat macerasında her zaman yeni bir şeyler vardır.
A aventura da vida é o facto de haver sempre algo de novo.
Yapacak hiç bir şey kalmadı,..... sadece yeni öğrencim genç Moac'ın hayatını kurtarabildim.
Restava apenas tentar salvar a vida ao jovem Moac, - o meu mais recente aprendiz.
Yeni bir Enkaralı hayatı.
A uma nova vida Enkaran.
Diriltilenlerin yeni hayatı sadece bir gün sürüyordu.
Aqueles que foram ressuscitados só viveram um dia de vida renovada.
Bence yeni bir ev inşa edebiliriz. Başka bir yerde daha iyi bir hayatımız olur.
Devemos sair daqui, reconstruir, ter uma vida decente noutro lugar.
Hayatımda bir dönemin bittiğini, yeni bir dönemin başlamak üzere olduğunu biliyordum.
Sabia que uma fase de minha vida acabava... e que uma nova estava para começar.
- Yeni bir bilim : Bitmeyen Hayat.
- Uma nova ciência : extensão da vida.
Evet, bir emeklinin yoğun hayatı. Her gün yeni bir macera.
Sim, a vida atarefada de um aposentado, todos os dias uma nova aventura.
bu adamın hayatının hatıraları. Bu küçücük bedene bir tane daha... Yeni bir yara daha...
Por causa desse homem este corpo ia ter novas feridas.
Onu hayatımıza sokarak kuralları çiğnedim. Bunun çok kötü bir fikir olduğunu yeni fark ediyorum.
Quebrei as regras quando o trouxe para as nossas vidas... e percebi agora que isso foi uma má ideia.
Ve şimdi de başka bir yeni hayat başlıyor.
E este era outro, o começo de uma nova vida.
Ve hayatımda yeni bir dönem başladı.
E começou uma nova parte da minha vida.
Hayatını değiştirmek, yeni bir dil öğrenmek...
Mudar a tua vida. Aprender uma língua nova.
Bana yeni bir hayat için bilet aldı.
Ofereceu-me uma vida nova.
Yani, hayatımda yeni bir evre.
É uma fase complemente nova da minha vida.
Stan Freeberg, Ash. Sinead O'Connor da var. Çünkü hayat kötü gittiğinde sana yeni bir bakış açısı kazandırabilir.
Tens a tua Sinéad O'Connor, porque, quando a vida nos corre mal, a Sinéad é óptima para nos dar outra visão.
- Sana yeni bir sosyal hayat bulmaya.
- Encontrar uma vida social para ti.
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatta olmaz 273
hayattasın 50