English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok geç kaldın

Çok geç kaldın tradutor Português

424 parallel translation
- Çok geç kaldın.
- Tarde demais.
- Çok geç kaldın. - Belki de şimdiye dek ölmüştür.
- Ela pode já estar morta.
- Zaten çok geç kaldın.
- Atrasar-se-à para a partida.
Yemek için çok geç kaldınız beyim.
Chega muito tarde para jantar, senhor.
Çok geç kaldınız.
Demoraram.
Ne için geldiğini biliyorum ama çok geç kaldın.
Eu bem sei ao que vinhas, mas estás atrasado.
Korkarım çok geç kaldın, sensiz başladık.
Temo que tenhas chegado tão tarde que começamos sem ti.
Çok geç kaldınız.
Estão atrasados.
Ayrıca sen de çok geç kaldın.
E vocês também chegaram tarde.
Yardıma geleceğinizi söylemişti ama çok geç kaldınız.
Jim Mackay falou-nos de si. Disse que vinha ajudar-nos, mas chegou demasiado tarde.
Ama özür dilerim çok geç kaldınız.
Mas lamento, você chegou muito tarde.
Çok geç kaldın Eddie.
Chegaste tarde, Eddie.
Biliyorum, Otto, ama vergilerin için de çok geç kaldın.
Bem sei, Otto. Mas também te atrasaste nos impostos.
Çok geç kaldın.
Chegou tarde demais.
Çok geç kaldın Bond.
Tarde de mais, Bond.
Üzgünüm ahbap, çok geç kaldın.
Lamento mas já é tarde.
Yapabilirsin. Benim adımı kötüye çıkarabilirsin, İş arkadaşlarımı dolduruşa getirebilirsin ama artık çok geç kaldın.
Podes informar, denunciar-me, incitar os colegas contra mim, mas já é tarde!
Çok geç kaldınız.
Chegam demasiado tarde.
Çok geç kaldın.
É tarde de mais!
- Çok geç kaldın.
Onde está?
Çok geç kaldın serseri.
Demasiado tarde para ti, sacana.
Çok geç kaldın.
Agora é tarde!
- Bugün çok geç kaldın, Cynthia.
- Estás muito atrasada hoje, Cynthia.
- Her halükarda çok geç kaldınız, memur bey.
- Contudo, chegaram tarde demais.
Çok geç kaldın, Homer.
Vens tarde de mais, Homer.
Paran ve doğru içgüdülerin var ama çok geç kaldın.
Tu tinhas o dinheiro e o instinto, mas chegaste tarde demais.
Çok geç kaldın.
- Demoraste bastante.
Özür dilerim, Müdür Bey, ama çok geç kaldınız.
Desculpe, Herr Direktor, mas está muito atrasado.
- Üzgünüm çok geç kaldınız.
- Desculpe, já é tarde.
Çok geç kaldınız.
Lena, não! Chegaram tarde demais.
Silahşörler, çok geç kaldınız!
É demasiado tarde, Mosqueteiros!
Quark, bilmen gereken bir şey var. Çok geç kaldın.
Quark, há uma coisa que devia saber.
Çünkü hamleni yapmak için çok geç kaldın ve artık arkadaş bölgesindesin.
Porque esperaste demasiado para avançar... e, agora, estás na "Zona de Amigo".
Çok geç kaldın, Sharat.
Chegou tarde, Sharat.
- Çok geç kaldınız. - Özür dilerim Başkan.
Está muito atrasado.
- Çok geç kaldın. Atla.
- Ele está muito atrasado.
Dedi ki,... " Çok geç kaldınız.
Ele disse... "Vieram tarde demais. Estamos por todo o lado."
Çok geç kaldınız.
Já é tarde demais.
Biliyor musun Tommy? Çok geç kaldın.
Agora é tarde de mais, Tommy.
Ben çok geç kaldım. Kendime geç kaldın dayağı atacağım.
Estou tão atrasado que vou dar uma advertência a mim mesmo.
Zaten geç kaldım. Aile meseleniz yüzünden pazar yemeğimi daha çok geciktiremem. Çıkın dışarı.
Fizeram-me atrasar e näo vou adiar mais tempo o meu jantar por causa de brigas de família.
Sonunda şöyle dedim, "Striker, hayatta çok aptalca şeyler yaptın." "Ama son zamanlarda yapmadın ve geciktin." Geç kaldığım için üzgünüm.
Por fim, disse para comigo que já tinha feito muito disparate na vida, mas que há muito não fazia nenhum e estava na hora de fazê-lo.
- Çok şom ağızlısın Clank. - Öyle mi? Geç kaldın.
- É, e tu estás atrasado!
Ziyaretinize gelmekte çok geç kaldım sayın bayan.
Senhora, peço perdão pelo atraso na visita.
- Her şeyi sonra açıklayacağım. Trajediyi önlemek için çok geç kaldık. Adaletin bir an önce yerini bulmasını istiyorum.
Eu explico mais tarde, mas como já não vamos a tempo de impedir a tragédia, quero certificar-me que é feita justiça.
Çok geç kaldın.
Chegou atrasado.
Domuz nişanlın çok geç kaldı.
O teu porco de noivo chegou tarde.
İşini yaptığını biliyorum, ama çok geç kaldım.
Eu sei que está a cumprir o dever, mas eu estou atrasado.
Çok küçük bir çaba gösterdin ve geç kaldın.
O esforço foi muito pouco, tarde demais.
Çok geç kaldığımı söylemeyin bana, o değerli duyguların sonsuza kadar kaybolduğunu söylemeyin.
Não diga que é demasiado tarde, que seus sentimentos se foram para sempre.
- Çok geç kaldın.
Némesis, não o faça!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]