Anlattım tradutor Russo
4,544 parallel translation
Anlattım çünkü birileriyle konuşmalıydım. Sokak ortasında, merkezin yarısının önünde ortağımın üzerine atla diye anlatmadım.
Сказала, потому что мне нужно было кому-то рассказать, а не для того, чтобы ты избил моего напарника посреди улицы, на глазах у половины моего участка.
Hayır, Bay Holmes'e açıkça anlattım.
Нет, я все разъяснил Мистеру Холмсу.
Bunu başardığımda ona her şeyi anlattım.
Но когда я сделал, я сказал ей, все, все,
Annemi arayıp her şeyi anlattım, bütün hikayeyi.
Я позвонил маме, рассказал ей все, всю историю.
Her şeyi anlattım sana.
Я расскажу.
Ben de ona bir mektup yazdım. Bildiklerimi anlattım. O kadına yazdığı canım cicimli şeyleri ve ona söylemek istediğim bütün kaba sözcükleri döktüm.
В общем, я написала ему письмо, в котором рассказала всё, что мне известно, обо всех тех милых словах, которые он ей писал, и... и все те гадости, которые я хотела ему высказать.
İyi ve tehlikeli hale geldiğine emin olduğumda ona Ava'yı anlattım.
Когда я уверен, что он выпил достаточно, чтобы стать злым и опасным,
Neleri arayacağını anlattım ona.
Я уже сказал ему, что искать.
Ona her şeyi anlattım!
Я рассказал ему все!
Anlattım ya.
Я сказал тебе.
- Phoenix'e anlattım bile.
Я уже говорил с "Phoenix".
Evet, anlattım.
Да, говорил.
Kozaları anlattım zaten.
Я уже рассказывал вам о "коконах".
Ben anlattım, siz inandınız.
Вы мне поверили.
Belki tek seferde çok fazlaydı ama evet, her şeyi anlattım.
Возможно, это было чересчур для одного раза, но я рассказал ей все.
Babasının imzasını taklit ederek aldığım kredi kartlarını anlattım.
О кредитных картах, которые я получил, подделав подпись ее отца.
On dakika boyunca yaşlı hanıma bir yere gitmem gerektiğini ama geri geleceğimi anlattım.
Я потратил целых десять минут, объясняя той леди, что мне нужно кое-куда сходить и я вернусь.
Seninle bugün iki dakika görüşmek için gelmişler ama durumu anlattım.
Она хотела поговорить с тобой, но не волнуйся.
Sana bunu anlattım.
Я говорил вам это.
Anlattım sana, Lucille.
Люсиль, я тебе уже все объяснил.
Ben anlattım, sen de anlat.
Я что-то сказал, теперь ваша очередь.
Bense değil, senin adi herifine anlattım görüşme olmayacak.
А я нет. Как я сказал твоему помощнику, я не хочу встречаться.
Ona taksi madalyon işini anlattım.
Я рассказала ей о наших вложениях.
- Sana da mı anlattı?
Она тебе о них тоже говорила?
Sean sana 31. bölgeden neden kaybolduğunu hiç anlattı mı?
Шон когда-нибудь говорил, почему он исчез из 31 участка?
Sana hiç transfer olmasının gerçek nedenini anlattı mı?
Он тебе рассказывал, почему он перевёлся?
Bize bir şeyler anlattı mı?
Что-нибудь сказал?
Anlattım ya.
Я же говорил.
- Ama Toplayıcı'ya anlattığımı söylemeyin.
Но, не говорите принимающему, что я вам рассказал.
Karımın sana anlattığı saçmalıklar hakkında en ufak bir fikrim yok umrumda da değil.
Я не имею ни малейшего понятия, какую ерунду наплела тебе моя жена. И мне все равно.
Onlara Wabac'ı mı anlattın?
О, ты уже рассказал им про "ВИТОК"?
Komiksin ama Vince'e anlattın mı?
Ты забавный. Уже сказал это Винсу?
Anıları kendi açımdan anlattığım için suçlu olduğumu biliyorum.
Я знаю что виновен в редактировании.
- Joe, bunları kimseye anlattın mı?
Джо, вы когда-нибудь пытались рассказать кому-то об этом?
Hayatım boyunca bana bu hikayeyi anlattın, şimdi de ben anlatacağım.
Ты мне это всю жизнь рассказывал, а теперь я расскажу тебе.
Lisa ona daha önce anlattığım şeylerle ilgili sorular sorup duruyor.
Лиза постоянно спрашивает меня о том, что я уже говорил ей.
Sana küçükken anlattığım, Doğu'nun Kralı olan babası tarafından bir inciyi aramak için Mısır'a gönderilen bir prensin bir şövalyenin hikayesini hatırla.
Помнишь историю, которую я тебе рассказывал, когда ты был маленьким.. о молодом принце. О принце, посланном отцом, Королем Восточных земель,
Yani oğlunuz, kocanızın sizi 19 yaşında biri için terk ettiğini anlattığında sizin şey gibi olacağınızı sanmıştım... Hani lisede ilk tanıştığınızda çekici olan ama sonra kendini bırakıp göbeği, gıdısı ve sakalları çıkan türden biri olduğunuzu sanmıştım.
Просто когда ваш сын сказал, что муж бросил вас из-за какой-то 19-летней, наверное, я подумал, что вы из тех, кто бывает такой сексуальной в старших классах, а потом у нее вырастает пузо, шея становится дряблой,
Francis size nasıl tanıştığımızı anlattı mı?
Фрэнсис говорил, как мы познакомились?
Ona bu olanları anlattın mı hiç?
Ты ей об этом говорил?
- Bütün hikâyeyi anlattı mı peki?
И он рассказал тебе все?
- İhtiyacım olanı anlattı.
Он рассказал то, что мне было нужно.
Kamyoneti anlattığım zaman, bana vurdu.
Когда я рассказал о машине, она ударила меня.
Anlattı mı?
Он тебе рассказал?
Anlattıklarım çok mu zor?
Что я слишком сложно объясняю?
Ben anlattıkça anlatırım ama işin aslı şu ki, bu gencin aklına bir fikir geldi.
Я могла бы рассказывать и рассказывать, но в конечном счете важно то, что у этого юноши возникла идея.
Senin hakkında anlattığım her şeyin doğru olduğunu kendi gözleriyle görecek.
Она сама увидит, что все, что я о тебе рассказывал, правда.
Utanıyorum. Dün Healer'la tanıştığımda her şeyi anlattığımı düşününce sadece ölmek istiyorum.
Мне ужасно стыдно. хочется умереть.
Darnell, James'e neden hapse gittiğini hiç anlattın mı?
Дарнелл, ты поделился с Джеймсом, как загремел?
Rachel onun için yaptığımız filmi ona anlattığını söyledi.
Так, Рейчел сказала мне, что ты рассказал ей про, эм про фильм, который мы делаем для неё.
Daniel'in anlattığı gibi çılgınca olan sistemi kıran ve eski olan yazılımın mimarisi benim.
Один из его авторов - я.
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43