Başkan yardımcısı tradutor Russo
1,775 parallel translation
Görüşmeyi Başkan Yardımcısı Waters denetliyor.
Заместитель комиссара Уолтерс осуществляет надзор над комиссией.
Şef içimizden birinin Başkan Yardımcısı ile Fitzpatrick davası hakkında konuştuğumuzu düşünüyor.
- О чем? Шеф думает, что кто-то из нас рассказал заместителю комиссара о деле Фитцпатрика.
Başkan Yardımcısı Walters hemen basın duyurusu yayınlamak istiyor.
Заместитель комиссара Уолтерс хочет пресс-релиз как можно быстрее.
- Sayın Başkan Yardımcısı!
- Заместитель комиссара!
Başkan Yardımcısı kim oluyor?
Вице-президент, кто это?
Dr. Wedd'in başkan yardımcısından aldığı red mailini sana gösterebilirim.
Я могу показать вам e-mail об отказе, который доктор Ведд получил от вице-президента лиги.
- Herkes başkan yardımcısıydı.
- Там вице-президентами были все.
Ama Leslie kazanırsa, benim eski işimi alacak ve başkan yardımcısı olacaksın, değil mi?
Но если Лесли выиграет, то ты получишь мою старую работу, помощника городского управляющего, так?
Başkan yardımcısının toplantısında sana yarım saatliğine ihtiyacım olacak.
И ты будешь мне нужен на полчаса на встрече с заместителями.
- Başkan Yardımcısı'na yumruk mu attı?
Он ударил Вице-президента?
Başkan Yardımcısı ol.
Стань моим Вице-президентом.
Daha önce Başkan Yardımcısı olmanı istediğimde reddetmiştin.
Я уже просил тебя стать моим Вице-президентом, ты отказалась.
ABD Başkan Yardımcısı'na yumruk mu attın?
Ты подрался с Вице-президентом Соединенных штатов?
Görevimde kalmamı ve gelecek seçimde Başkan Yardımcısı olarak ona katılmamı istiyor.
Хочет, чтобы я осталась в Администрации и баллотировалась в его команде на следующих выборах в качестве Вице-президента.
Başkanlığın yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısına veriyor.
Она позволяет президентской власти временно перейти в руки Вице-президента.
Sabre Perakende'nin yeni başkan yardımcısı oldu, ve sonsuza kadar Florida da kalacak.
Его повысили до вице-президента розничной сети магазинов, он остаётся во Флориде навсегда.
Sanırım, başkan yardımcısı özelliğine hiç sahip değilmiş.
Видимо, должность ему была не по зубам.
ve işte Ulusal Tüfek Birliği başkan yardımcısı Wayne LaPierre MSHK'da konuşuyor, - Muhafazakar Siyasi Hareket Konferansı
А вот слова Уэйна Лапиерра, исполнительного вице-президента НСА на конференции консервативных полит. действий :
Kendisi ast başkan yardımcısı.
Младший вице-президент.
Başkan Yardımcısı kusura bakmayın.
Прошу прощения, г-н Вице-президент.
Eski Alaska Valisi ve başkan yardımcısı adayı Sarah Palin bugün Fox Haberleri'nde konuya değindi.
Бывший губернатор Аляски и кандидат в вице-президенты Сара Пэйлин выступила сегодня на Fox News.
" Dawson...'İyi iş çıkardın, Başkan Yardımcısı Malcolm.'
Доусон : отличная работа, Сопрезидент Малкольм.
Başkan Yardımcısı... Düzeltiyorum, Başkan Stevenson şu bildiriyi yaptı.
Заместитель мэра, прошу прощения, мэр Стивенсон сказал следующее :
Başkan yardımcısı gerçekten de bunu söyledi mi?
Далее... действительно ли вице-президент сказала это?
Pekâlâ, başkan yardımcısının kırdığı pot ile geri döneceğiz.
Хорошо, подготовьте текст по Вип, когда мы вернемся.
Tamam, bak, Norman Snyder, Belediye Başkan Yardımcısı.
Смотри, Норман Снайдер, заместитель мэра.
Banaysa, birileri senin gözde dedektifinin Rahibe Teresa olmadığını anlayacak ve şehirdeki kodamanların toplantılarına davet edilmeyip Belediye Başkan Yardımcısıyla sıkı fıkı olamayacağın için endişeleniyorsun gibi geldi.
Будто ты волнуешься, что люди узнают, что твой первоклассный детектив вовсе не мать Тереза, и тебя, вероятно, больше не пригласят на великосветские вечеринки запросто поболтать с заместителем мэра.
İntihar bombacısı, az kalsın Başkan Yardımcısı Walden'ı havaya uçuruyordu.
Вице-президента Уолдена чуть не подорвал террорист-смертник.
Aslında Başkan Yardımcısı öldürmeye çalıştığından dolayı sanırım.
Я полагаю, он сделал это, потому что пытался убить вице-президента.
Başkan Yardımcısı'nı öldürme girişiminde bulunmadın?
И вы не устроили заговор, с целью убийства вице-президента?
Brody, Başkan Yardımcısı'nın emrinde.
У него есть поручения от вице-президента.
Amerikan Başkan Yardımcısı'nın emriyle yapılan hava saldırısında öldü.
Он был убит ударом беспилотника по приказу вице-президента США.
Bu yüzden 17 Aralık sabahı intihar yeleği giyip panik odasında Başkan Yardımcısı'nın yakınında olmak için bir plan yaptın.
Именно поэтому вы, утром 17 декабря, надев жилет смертника, постарались оказаться рядом с вице-президентом в убежище Госдепартамента. Нет.
Daha neler. Başkan Yardımcısını milyonlarca parçaya ayırmana ramak kalmıştı.
Ты подобрался так близко, чтобы взорвать его на миллион кусочков.
Başkan Yardımcısı Walden tam olarak babanın patronu sayılmaz.
В любом случае вице-президент Уолден не совсем его босс.
Babam Amerika Birleşik Devletleri'nin Başkan yardımcısı.
Мой отец вице-президент Соединенных Штатов.
Bilirsin, böyle zamanlarda Başkan ve Başkan Yardımcısını da ayırırlar.
Ты же знаешь, что в таких случаях президента и вице-президента разделяют.
Başkan yardımcısı geliyor.
Будет назначен новый вице-президент.
Şirketimin başkan yardımcısı geldi.
Прибыл вице-президент нашей компании.
Başkan yardımcısı Glazer istifa ediyor.
Заместитель мэра Глейзер в отставке.
Belediye başkan yardımcısı mı?
Заместитель мэра?
Glazer'dan iki kat iyi bir başkan yardımcısı olacak.
Ну, из неё заместитель мэра был бы вдвое лучше Глэйзера.
Başkan yardımcısı tanımı gereği bu ofisin aleyhtarıdır.
DMO по-любому будет противником этого назначения.
Başkan yardımcısı atanır.
Заместитель мэра назначается.
Öyleyse Erin halam başkan yardımcısı olursa senin patronun mu olacak?
Получается, если тетя Эрин станет заместителем мэра, она будет твоим боссом?
Başkan yardımcısı olamayacağını bir saniye bile düşünmedim.
Я не допускал и мысли о том, что ты не подошла бы на должность заместителя мэра.
Geniş özetleme masanızın üzerinde, Daha sonra saat 10.00da başkan yardımcısı temenni kahvaltısında ona katılmanızı umuyor, sonra.
Информационная справка у вас на столе, потом в 10.00 вице-президент хотела бы, чтобы вы присоединились к ней за утренней молитвой, и потом...
Rossmeyer Global'in başkan yardımcısı şehir merkezindeki ofisindeki televizyonun arkasında sahte hesap defterleri saklıyormuş.
'ранил кипу левых бухгалтерских отчетов за телевизором у себ € в офисе.
Garcetti'nin başkan yardımcısı olmakla ilgili yaptığın anlaşma ne kötü.
Вот облом. Я о сделке, что ты заключила с Гарсетти, согласившись стать его Вице-президентом.
Ben Mandy Oh. Yapım başkanının yardımcısıyım.
Я Мэнди О. Вице-президент по производству.
İcraattan sorumlu başkan yardımcısı büyük devlet dairelerindeki gözüm kulağımdır.
Заместитель мэра по операциям.
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başkanım 138
başka yok 64
başka bir şey yok 82
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başkanım 138
başka yok 64
başka bir şey yok 82