Beklemek tradutor Russo
2,844 parallel translation
Acının gelmesini beklemek, acının kendisinden daha fena bir şeydir.
Ну, ожидание боли гораздо хуже чем сама боль.
Amerikan Psikologlar Derneğinin eski hastalarla çıkmadan önce en az beş yıl beklemek zorunda olduğuna dair bir tüzüğü olduğunun farkındasın değil mi?
Ты ведь понимаешь, что Американская Ассоциация Психологов предписывает воздержание от отношений с бывшим пациентом в течение 5 лет?
Faydalanmak istediğin ateşli bir parça var ama onun için beklemek zorundasın.
Ты хочешь наколоть горячую штучку, но нужно подождать
Üstünde minik benekler var. Biberondan süt içiyorsun. Muhteşem erkek geyiğin için beklemek zorundasın.
Вся в белых пятнышках, сосете из бутылочки молочко, и вы должны дождаться своего рогача.
Bu soruşturma bitene kadar beklemek zorunda kalacak.
Вам придется подождать окончания расследования. Мне очень жаль.
Beklemek yerine yeni bir geleceğe başlayabiliriz.
Ну и, мы могли бы, могли бы начать новое будущее сейчас, а не ждать.
AJ'in durumu iyi gider diye bir gün daha beklemek istiyorum ama ameliyat yakın zamanda olmak zorunda.
Я хочу подождать момента, когда увижу улучшения у Эй Джея, но скоро процедура понадобится.
Sen eve hapsolmuşken, bu dansı dört gözle beklemek benim için zor.
Так трудно для меня, с нетерпением ждать этого танца. пока ты застряла у себя дома.
Çünkü sağlamıyorsa, içeride beklemek yerine dışarıda beklemenin... -... Drew'yu yakalamaktaki avantajını göremiyorum.
Потому как если нет, то неясно, почему у нас больше шансов поймать Дрю, стоя снаружи.
Diş fırçanı 64 kez oynatmak, babanınkini de 64 kez oynatmak sonra ikisini birlikte sekizer kez oynatıp 64'e ulaşana kadar beklemek de normal.
потом переставляешь свою зубную щетку 64 раза потом папину зубную щетку 64 раза затем ты ходишь туда-обратно между ними, двигая каждую из них восемь раз, пока не насчитаешь 64 раза но потом понимаешь, что и это не помогает тебе
Gerçekten Cristina'yı beklemek istiyorum.
Я хочу дождаться Кристину.
Sen dışarıda beklemek isteyebilirsin.
Подожди-ка снаружи.
Açıklıklarda, yağmur ihtimalini beklemek gerekiyor.
На открытых равнинах жизнь вынуждена ждать случайного дождя.
Bence suların durulmasını beklemek en iyisi olacak.
Я подумал будет лучше если мы подождем пока все слегка поуляжется.
Onu aramadan önce bir müddet beklemek zorundayım.
Нужно переждать, не звонить пока.
Yapabileceğimiz tek şey ateşinin düşmesini beklemek.
Остается лишь ждать, пока болезнь не отступит.
Oturup beklemek iyi olurdu. Ne yazık ki zaman aleyhimize işliyor.
но... время играет против нас.
Beklemek zorundayiz.
Дождитесь. А погибшие там есть?
Axl, Sue yaşlandığında bunu gibi şeyler olmasını beklemek zorundasın.
Ну, Аксель, Сью взрослеет, и рано или поздно это должно было случиться.
Mark'ın elinden tek gelen azmedip fırsat beklemek.
Всё, что остаётся Марку, - упорно продолжать поиски и надеяться на перерыв.
Beklemek zorundayım sıfıra tekrar- -
Придётся ждать, пока...
Birini kızdırmayı beklemek için uygun zaman hangisidir.
Сколько нужно ждать, перед тем как вынуть?
Şimdi gitmezsen sonsuza dek beklemek zorunda kalırsın!
тебя схватят.
Çalışanlarımıza okumak için oldukça güzel bir mesajdı. Ama belki de en iyisi personel revizyonunu tamamlamayı beklemek olacak.
Это прекрасное обращение для служащих, но, может, лучше подождать пока мы сделаем все перемены в персонале.
Dışarıda beklemek istemedim,... çünkü ziyaretim tamamen gizli.
Я не хотела ждать снаружи. потому что этот визит по личному делу.
Arabada mı beklemek istersin...
Ты хочешь подождать в машине или...
Bu da otomatik olarak ücretsiz klinikte sırada beklemek yahut acı çekmek anlamına geliyor.
То есть я должен стоять в очереди в бесплатной клинике или же страдать.
Sırf evli değiliz diye, ki ekleyeyim hukuken böyle bir özgürlüğümüz de yok sağlık sigortasından faydalanamıyorum. Bu da otomatik olarak ücretsiz klinikte sırada beklemek yahut acı çekmek anlamına geliyor.
Но из-за того что мы не женаты, чего закон даже не разрешает, я мог бы добавить, мне не разрешается делить с ним его страховку, что для меня означает встать в очередь в бесплатной клинике или страдать.
Beklemek ile aram pek iyi değil.
- Прости. Я не умею ждать.
Tanrı'yı beklemek gibi...
Словно в ожидании Бога, или...
Evet öyle ancak Bayan Maguire siz gelene kadar beklemek istediğini söyledi.
Да, правильно, но мисс Магуайр сказала, что хочет дождаться вас...
Biyopsi sonucunu beklemek gibi.
Ощущение, будто ждёшь результатов биопсии.
Bana kaç kere yapılacak en iyi şeyin bazen beklemek olduğunu her davanın size yeni bir şey öğrettiğini söylediniz?
Сколько раз вы мне говорили, что иногда лучше просто ждать? Что каждое преступление учит вас чему-то новому?
Sorun değil ama hastam var yani beklemek zorundasınız.
Ладно, я с пациентом, так что вам придется подождать.
14 00 : 00 : 41,821 - - 00 : 00 : 43,988 Burada işini yapıyor, işi ise benim onunla ne zaman evlenmene izin vereceğimi beklemek.
Ребенок не мой. Никто не знает о нашей истинной связи. - Но если они узнают, что моя дядя был предателем...
Henry'den mektup beklemek zorunda değiliz.
Нам не нужно ждать письма от Генри.
Sırada beklemek zorunda kaldım.
Мне пришлось ждать в очереди.
Bir akrabanın ortaya çıkmasını beklemek zorundayız.
Полагаю, придётся ждать, пока к нам не обратиться кто-нибудь из его родственников.
Minivanda beklemek ister misin?
Хочешь подождать в фургоне?
- Sen de beklemek istemiyorsun.
- и ты не хочешь ждать.
Telefona bakıp çalmasını beklemek.
Если будешь смотреть на телефон, это не заставит его зазвонить.
Matthew'nun da benimle gelmesini istiyorum ama o beklemek istiyor ki tam da bu yüzden mükemmel biri çünkü benim istediğim de bu.
И я хочу, чтобы Мэттью пошел со мной, но он хочет подождать, и поэтому... поэтому он идеален, потому, что и я этого хочу. Я всегда хотела подождать, но не подождала.
Hep beklemek istemiştim ama beklemedim.
И сейчас я просто каждую ночь подталкиваю его к этой мысли.
Gece yarısı kim bir telefon için sıraya girer bilmiyorum ama birileri beklemek istememiş.
Не знаю, кто станет занимать очередь за телефоном в полночь, но кто-то не захотел ждать.
Bence bir ilişkiden daha fazlasını beklemek adilce.
Думаю, справедливо ожидать от отношений большего.
Beklemek istemiyorum.
Я не хочу ждать.
Dünyadaki en yalnız şeydir bulunmayı beklemek.
Одинокие трупы, которые никто никогда не найдет.
Görünüşe göre Barney, Wanshington'daki haftasonunu kalbinin kırılmasını beklemek için geçirmiş.
Да, похоже что Барни провел выходные в Вашингтоне на шествии за право разбить мое сердце.
Bunun için yemeği bekleyecektim ama beklemek beni öldürüyor.
Я собиралась сделать это после обеда, но ожидание убивает.
Herhângi bir uzmanlık için beklemek istemiyorum.
Я не хочу ждать военно-учетную специальность.
Clark, beklemek istemiyorum.
Кларк, я не хочу ждать.
beklemek istemiyorum 17
beklemek mi 33
bekle 9205
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
beklemek mi 33
bekle 9205
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleriz 49
bekleme 36
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyemem 97
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyemem 97
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541