English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Ben de

Ben de tradutor Russo

123,475 parallel translation
Teşekkürler, harika bir tavsiye. Ben de bebeğimi birinin kapısına bırakıp kendimden geçene kadar içerim.
Отличный совет Я просто.. оставлю ребенка на чужом крыльце и напьюсь в говно
Ben de öyle düşünmüştüm.
- ( лив ) Так и знала.
Evet, ben de öyle düşünmüştüm.
Да, так и думал. - ( бабино ) С чего ты решил, что...
Uslu bir çocuk ol ben de sana Clive'ın sorularını Latince cevaplatmayayım.
- ( лив ) Будь хорошим мальчиком, и не заставлю отвечать Клайву на латыни.
Süper Max katliamını ben de birinci elden yaşadım.
- ( вивиан ) Я сама видела резню на презентации "Суперулёта".
Ben de öyle.
И мне тоже.
Ben de istiyorum diye beni yargılamaya kalkma.
Не смей осуждать меня за то, что я тоже этого хочу.
Ben de senin kadar şaşırdım.
Я так же удивлён, как и вы. Мэн?
Ben de kendimi zor tanıyorum.
Я и сама себя не узнаю.
Ben de öyle.
И я тоже.
Önceleri ben de maldım.
Я тоже была собственностью.
Doğru olanı yapmaya her deneyişim burnumun boka batmasıyla sona erer ve ben de boklu burunları hiç sevmem.
каждый раз, когда я делаю правильно, я оказываюсь по уши в дерьме. а мне не нравится постоянно оттираться.
ben de Quinn'in ölmesine izin verebilirdim. İkimizin de bunun için takati yoktu ve şimdi bedelini küçük oğlum ödüyor.
и ни у одной из нас нет силы и теперь мой сын за это платит.
Fakat şu gerçek ki onu cezalandırmayı ben de istedim.
но по правде сказать я тоже хотела ее наказать.
Niyetimin iyi olduğuna kendini daha çok inandırmalısın. Ben de senin kadar kayıp verdim.
Я теряю не меньше твоего.
Keşke ben de senin için aynısını söyleyebilsem.
Хотела бы я о тебе сказать то же самое.
Ben de sana aynısını yapacağım.
Именно это я и делаю для Вас.
Ben de çocuğumu kaybettim.
Я тоже потеряла ребёнка.
Lexa biliyordu, ben de biliyorum.
Я это знаю, и Лекса знала.
Ben de kalıyorum.
Я тоже.
Aslında ben de gidip Patterson'a yardım etsem iyi olur.
Знаешь, думаю, мне стоит помочь Петерсон.
- Bunu ben de istemiyorum.
– Мне это тоже не нравится.
Ben de yandan giriyorum.
Я пойду сбоку.
Ben de aynı yerde aynı şekilde büyüdüm.
Я выросла в том же месте, в тех же условиях.
Ben de oradaydım tek tek canlandırmaya gerek yok.
Я был там, не надо проигрывать кадр за кадром.
Ben de neredeyse atılıyordum.
Меня самого чуть не исключили.
- Ben de.
– Мне тоже.
Peki ya ben de aç değilsem?
А что, если я не голоден?
Sana söyledim, bunları ben de yaşadım.
Говорю же, я прошёл через это.
Sen ve Jason ben de çoktan söndüğünü düşündüğüm ateşi yeniden yaktınız.
Вы с Джейсоном разожгли во мне пламя, которое, как я считал, давно погасло.
- Evet, ben de görmedim ama bunlar onu bilmiyor.
- Ага, я тоже, но они же об этом не знают.
Ben de.
Я тоже.
Ben de ağladım.
Я плакал.
Ne demek olduğunu ben de bilmiyorum.
Я не понимаю, что это значит.
Daha önce Newyorklulardan duymuştum, sırası geldi, ben de söylemek istedim.
Я просто слышал, что другие Нью йоркцы гнобят его и решил примерить на себя.
Ben de gerçek bir şeyler yaşayabilmek adına buradan uzaklaştım.
Так что я уехала на время, чтобы найти оригинальность.
Tamam ben de büyüğüm ama insaf yahu.
Я большой мальчик, но Господи.
Ben de iyiyim, teşekkürler.
Я в порядке, спасибо. Что ты делаешь?
Ben de seni seviyorum.
Я тоже тебя люблю.
Ne yapacağımı bilemedim, ben de buraya getirdim.
Не знал, что делать и принес его сюда.
Ama ben yaşamları değiştirebileceğimize inanıyorum, ve derinlerde senin de umursadığını biliyorum.
Но я правда верю, что мы можем изменить жизни, и знаю что глубоко внутри вам не все равно.
Dokuz hafta önce ülkede bir seçim yapıldı ama iki eyalet sonuçları tasdiklemeyi reddettiği için ne Conway ne de ben kazanmak için gereken 270 seçici kurul oyunu alabildik.
Девять недель назад в этой стране были выборы, но из-за того, что два штата отказались удостоверить итоги, ни Конуэй, ни я не получили двухсот семидесяти голосов, необходимых для победы.
Ben zorlayana kadar diğer eyaletler de öyleydi.
А я уламывал Висконсин и Нью-Гэмпшир.
İkimiz de çaylaklıktan baronluğu yükseldik. Ben kılıcımın gücüyle bunu yaparken sen diğer silahlar kullandın.
мы оба рабы, которые поднялись до баронов я - силой меча, а ты.... ну, силой другого оружия.
- İyi de ben anımsıyorum.
Но Я помню.
Pekâlâ, ben oldukça pragmatik biriyimdir Miranda ve senin de öyle olduğunu seziyorum. Yani saçmalığı bir kenara bırakalım tamam mı?
Ладно, я весьма прагматичный человек, Миранда, и у меня такое чувство, что и ты тоже, так почему бы нам не покончить с этой белибердой, хорошо?
- Ben de öyleydim.
– Он террорист.
Ben senin kararlarını etkiliyorum sen de benim.
Я затуманиваю твои суждения, а ты затуманиваешь мои.
- Ben de istemiyorum.
- Я пас.
Ben gerçekten bir iblisim fakat lanet de kendimin. Vermek için hediyem yok karanlık veya aydınlık.
Я и вправду демон, но моё проклятье - только моё.
Ve bunların hepsi, ben oyunun hem yapımcısı hem de oyuncusuyken gerçekleşiyor.
И всё это происходит пока я продюссирую спектакль, играю в нём.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]