Bir b tradutor Russo
23,802 parallel translation
Bir bıçak taşıyorsun!
Вы принесли нож!
Büyük yaşlı bir b planı gibiyim.
Просто дерьмово.
Tabii ki her zaman bir B planı vardır.
Конечно, всегда есть другой план.
Evet, edepsiz bir bıçak.
Да уж, приятного мало.
Oyuncakları semavi bir bıçakla birbirini bıçaklamaya başlarsa... -... belki cevap verir diye düşündüm.
И я подумала, если его марионетки начнут колоть друг друга божественным кинжалом, может он найдет время.
Los Angeles'da Ölüm Meleğine ait sihirli bir bıçak mı var?
Магический кинжал в Лос-Анджелесе, принадлежащий Ангелу Смерти?
Aynı tarz bir bıçağı herhangi bir nalburdan temin edebiliriz.
Подходящее лезвие можно найти в любом магазине.
İyi bir izlenim bırakmazsak kimse bize yardımcı olmaz.
Никто не станет помогать нам, если мы не произведем хорошего впечатления.
- Bunu benimle bıraktın,... küçük bir çocukmuş gibi kaçtın.
- Ты оставил мне это, а потом сбежал, как ребенок.
Oh. Sizin için dolabın içerisine bir şeyler bırakmıştık.
Мы оставили для тебя в шкафу немного одежды.
Peki, Bir adam bu işi senin için bırakti ve baktı... dürüst olmayan.
Ну, вам принес записку некий... непривлекательный человек.
O bıçağı çeken adamsa sadece bir radyo fanatiği
Парень, что вынул нож... всего лишь фанат общественного радио.
B-Benim seninle konuşmam gereken bir şey var.
Я должен был сказать тебе.
Duygularımı bir kenara bırakıp düşük riskli bir görev var mı bakacağım.
Я задействую разведчиков, пускай поищут задания с малым риском.
Eski karım taşınırken bir kutu kıyafet bıraktı.
Моя бывшая жена оставила ящик одежды, когда съехала.
Geriye cevaplanmamış tek bir soru bırakıyor, değil mi Master Bruce? O nedir?
Хотя один вопрос остается без ответа, да, господин Брюс?
Değil. Babamın şirketindeki soruşturmamı bir kenara bıraktım. Hayatıma devam etme zamanı.
Я отложил это расследование в долгий ящик, пора двигаться дальше.
İnşaat işçisi kızıl saçlı bir kızın onu bayıltıp, soyup sonra da bunu bıraktığını iddia etti.
Один строитель утверждал, что какая-то рыжая его вырубила, ограбила и оставила вот это.
Bir kere polis olunca bırakamıyorsun.
Однажды коп, всегда коп.
Fakat en ufak bir ihtimal bile varsa işimizi şansa bırakmamalıyız.
Но если есть хоть шанс, мы должны знать.
Bu küçük butona basarsanız bıçağı durdurabilirsiniz. Fakat basarsanız Butch'a ölümcül bir elektrik dalgası verecek.
Но в таком случае... это отправит смертельный разряд электричества на Бутча.
Çok dolu bir programım var... B planına geçmemiz gerek
Я слишком занята, поэтому я предполагаю, что мы должны перейти к плану "Б".
- Bana bir eşya kutusu bıraktı.
Она оставила мне коробку с вещами.
Onu yeşil bir Mustang'in arkasında, parkta kanlar içinde bıraktım sınırın karşısındaki I-20 yolundan çekip gittim.
в багажнике зеленого Мустанга прямо у бордюра
Neyse, B tarafında az bir vampir kanının düzeltemeyeceği şey yok.
В любом случае чего бы не смогла исправить капля вампирской крови.
Seni böyle dramatik bir çekişmeyle mi bırakayım?
И оставить тебя в такой драматический момент?
Aç bırakmak da bir işe yaramadı.
Голодание не помогло.
Seni serbest bırakmanın bir yolunu arıyordum Sybill. Sadece mahzenden değil, her şeyden. Ve tam da çözüme yaklaşmıştım,... ta ki sen ortaya çıkıp maskemi düşürene kadar.
Сибил но и от всего и у меня это почти получилось как ты выбралась и сорвала мое прикрытие.
Şarabı bir yana bırakırsak, iyi.
Не считая вина, она в порядке.
Ayakkabı dışında bir şey bıraksaydı daha fazla şey öğrenebilirdik.
Ну, мы могли бы узнать больше если бы она не только обувь тут оставила.
Yani sizi arasam uğraştığınız şeyi bırakıp benimle bir şey içmeye geleceğinizi mi söylüyorsunuz?
Вы говорите, если я вам позвоню, вы все бросите, приедете и выпьете со мной?
Cehennemden lanetli bir ruhu serbest bıraktığım için mi?
Потому что я выпустил грешную душу из Ада?
Kaşar kıyafetler, insanların bütün yasakları bir kenara bırakması maskeli seks partileri. - Aman ne güzel.
Распутные наряды, люди, отпустившие тормоза, маскарад оргий.
İşin peşini bıraktırmaya çalıştım ama bir türlü laf dinlemedi.
Я хотел заставить его не лезть в это. Но он не понимал намеков.
İnsandan insana dolaşarak ardında hayal edilemeyecek bir yıkım bırakıyor.
Переходя от человека к человеку, оставляя только невообразимый след разрушения на своем пути.
Sana bir seçenek sunuyorum. Ya isteyerek bıçağı bulmama yardımcı ol. Ya da aklını başına getirmesi için Maze'i buraya göndereyim.
Выбирай : либо ты помогаешь мне найти кинжал, либо я пришлю сюда Мейз и она вдохновит тебя.
İkisi de 19 kere bıçaklattıracak bir sebep değil.
Но это не причины, чтобы нанести 19 ножевых ранений.
- Ben de. Bıçağı bulsak bile geçici bir çözüm olacak.
Даже, если мы и найдем кинжал, это временное решение.
Siyanürlü meyve suyu içmek bir şey ama bir sürü insan birbirini mi bıçakladı yani?
Одно дело выпить отравленный сок, но массовая резня?
- Bir diğerini de arkamda bırakmayacağım.
И я не оставлю еще одного
Bana bak, benim hakkımda ne duyduğunu bilmiyorum ama K-Dog bir şeyin kokusunu alırsa asla peşini bırakmaz.
Послушайте, леди. Я не знаю, что Вам обо мне наговорили, но когда "Ищейка Кевин" находит кость, он ее ни за что не отпустит.
Dan, Boris'in katili konusunda Perry'i zan altında bırakabilecek bir ipucunu takip ediyor.
У Дэна есть зацепка по убийству Бориса. Возможно, Перри причастен.
Bu yaratıkları, şeytanları ve pis gizlenme yerlerini arkada bırakmak için bir şans.
Это мой шанс позабыть монстров и демонов и замшелые укрытия.
Bilirsin herkes bir seçeneği açıkta bırakmalı.
Ты знаешь, что нужно использовать все возможности.
Hayır, berbat bir fikir ama bırak da bir aptal olduğunu kendisi fark etsin.
Нет, это ужасная идея. Но пусть она сама поймет что она идиотка.
Bana sürekli, pizza almak ya da bir yerlere bırakmak zorunda değilsin, sorun yok.
Ты не обязана покупать мне пиццу - и подвозить меня. Все же в порядке.
- Bir cinayet silahı bulacağız. Gerçekten Tetch'in kullandığı bıçağı sakladığını mı düşünüyorsun?
Ты правда думаешь, что Тэтч не выбросил нож?
Torpidoda kırmızı bir tükenmez kalem ile bıçak bulundurmak suç değildir.
Наличие красного маркера в бардачке - не преступление. Как и владеть ножом.
Bu ağrı kesiciler işe yaradı. Bir kolumu istasyonda bırakabilirdim ve yine de bunu farketmezdim.
Эти болеутоляющие которыми меня напичкали, я мог бы оставить руку в участке и не заметил бы.
Bu çekmecelerde bir sürü bıçak var.
Ножи лежат во всех этих ящиках. Боже.
Bir dakika. Siki kalmış kızgın bir Rus'u yatak odamızda öylece bırakacak mıyız?
Мы оставим злого русского мужика со стояком в нашей спальне наверху?
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir baksana 40
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir baba 17
bir bayan 21
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir bak bakalım 22
bir beyefendi 18
bir bu eksikti 116
bir baba 17
bir bayan 21
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir bak bakalım 22