Bir nedeni yok tradutor Russo
194 parallel translation
- Bir nedeni yok, yalnızca önsezi.
- Нет особых причин, просто предчувствие.
Özel bir nedeni yok, sadece vermek isteyeceğini düşünmüştüm.
Я просто подумал, что тебе будет приятно отнести это ей.
- Bir nedeni yok.
Не знаю.
- Bir nedeni yok ama...
- Да так... но.
Hayır, özel bir nedeni yok.
– Просто так. Безо всякой причины.
Bir nedeni yok.
Ничего... неважно.
Özel bir nedeni yok.
Да ничего особенного.
- Özel bir nedeni yok.
- Просто так
Bir nedeni yok.
Просто так.
- Burada kalmanın bir nedeni yok.
Нет смысла оставаться здесь.
Törless'in ansızın kaçmasının bir nedeni yok mu yani?
Однако, может вы нам как-то объясните странный побег вашего товарища Терлесса?
Özel bir nedeni yok.
Грустно видеть как все уезжают.
- Neden gülüyorsun? - Bir nedeni yok.
Почему вы смеетесь?
Belli bir nedeni yok.
Просто так, без особого повода.
Nora'nın cinayeti işlemek için bir nedeni yok anladığınızı umuyorum.
- Да, сэр. Я надеюсь, мы разобрались, что у Норы не было причин убивать этого этого журналиста?
Makul bir nedeni yok bunun. 9 dakika içinde patlamaya programlıyım.
Я запрограммирован взорваться через 9 минут.
Bir nedeni yok.
Да просто так.
Belli bir nedeni yok.
Просто так.
Hem Marcaillou'nun kaçmasına izin vermenin bir nedeni yok.
Но это не повод все спускать Маркаю.
Bir nedeni yok. Hepsi bu.
Нет никакой причины, вот и все.
- Başka bir nedeni yok.
- И больше ничего.
- Bir nedeni yok.
- Почему нет?
Bir nedeni yok.
Нет причины.
Bir nedeni yok.
Он меня не спрашивал.
Bir nedeni yok.
Просто удивлен.
Bir nedeni yok sadece Paylaşmak istiyorum Benim her hareketimi kontrol etme.
А я не понимаю, почему тебе нужно контролировать каждый мой шаг.
Tek bir nedeni yok.
Это было из-за всего.
Hiç bir nedeni yok, Ve tanığı var.
У него нет мотива и есть алиби.
Suçlanan kişiden başka, dünyada hiç kimsenin..... bu cinayetleri işlemek için bir nedeni yok.
Ни у кого не было мотивов к этим убийствам, кроме обвиняемой.
Bir nedeni yok.
Не знаю.
Bir nedeni yok.
Да так.
Bir nedeni yok.
- Просто так.
Bilmem, özel bir nedeni yok.
Не знаю, просто нет.
Fakat Stacy'nin bunu Mark'tan saklamak için bir nedeni yok.
Но у Стейси нет причин скрывать всё это от Марка.
Bir nedeni yok.
Нет никакого "почему".
İdiyopatik bilinen bir nedeni yok demektir.
Идиопатический подразумевает, что причина неизвестна.
- Sayısı zaten nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok diyorum. Beni duymadınız mı?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
O istatistikler bunun nedeni. Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok. Biliyor musunuz?
Эти факты и есть причина почему среди репортеров нет ни одного с таким синдромом?
Bir nedeni yok.
Если почему-то...
Bir nedeni yok.
Ничего.
Galiba bunun nedeni atmosferden kaynaklanıyor. Atmosferin çok yavaş bir şekilde işleyen yıkıcı bir özelliği var. Bu yüzden pencereler yok.
Нет, я думаю, что в воздухе есть что-то, ээ что обладает слабой разрушающей способностью и поэтому нет окон, мм?
Bir nedeni yok.
Нет особых причин на то.
İsim söylemenin anlamı yok çünkü düşman muhtemelen dinliyordur, ve bana göre düşmana nereye saldıracağımızı söylemenin de bir nedeni olamaz.
Не будем также называть имена, поскольку враг может подслушивать, и по той же причине не станем говорить, куда мы будем наносить удар.
biyolojik bir tehdit olduğu rapor ediliyor... bilinmeyen biyolojik... salgın hastalık... bu konuda resmi bir açıklama yok esrarengiz patlama bir grup tarafından üstlenildi... metrodaki patlamanın nedeni açıklanmadı... kurtarma ekipleri içeride böceğe benzer yaratıkların olduğu konusunda ısrar ettiler...
Производство "Нео Арт и Лоджик" МУТАНТЫ 2 Аликс Коромзай
Özel bir nedeni yok.
Не почему.
- Bir nedeni yok.
- Просто так.
Bir nedeni vardır çünkü bedeninde acımasız bir tane bile kemik yok.
Если его здесь нет, значит на это есть причина, в нём нет ни капли жестокости.
Bunun nedeni sefil, huysuz bir seçkin olmam ve bence mahsuru yok.
Я несчастный, сварливый аристократ, и меня это вполне устраивает.
Bir nedeni yok.
Это не имеет значения.
Pek bir nedeni yok.
Просто так.
O yüzden onu sevdiğime eminim, çünkü hiç bir mantıklı nedeni yok.
Вот поэтому я и уверен, что я люблю её, потому что разумной причины для этого нет никакой.
bir nedeni olmalı 22
nedeni yok 43
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
nedeni yok 43
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16