English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Söylemişti

Söylemişti tradutor Russo

7,650 parallel translation
Emma kaybolduğunu söylemişti.
Эмма сказала, он исчез.
Bir keresinde, bilge bir adam bana şöyle söylemişti...
Один мудрый человек мне сказал...
Aslında, Caleb hepimize erken çıkabileceğimizi söylemişti.
Калеб заранее дал нам отгулы на вечер.
Gibson'daki travma nedeniyle Powers, onu görevden aldıklarını söylemişti.
Пауэрс сказала, что они запретили Гибсону летать из-за посттравматического синдрома.
Beni götürmek istediğini söylemişti.
Он говорил, что как-нибудь меня прокатит.
Carter onun zeki bir bombacı olduğunu söylemişti, değil mi?
Картер сказал, что он мастер по бомбам, так?
Palmer hızlı olduğunu söylemişti.
Палмер говорил, что ты быстрая.
Bana iki hafta süreceğini söylemişti.
Она сказала, что у меня это займёт две недели.
Charlie bana büyükannenin eskiden büyükbabanın terliklerini ısınmaları için fırına koyduğunu söylemişti.
Знаешь, Чарли однажды мне сказал, что твоя бабушка клала дедушкины тапочки в духовку, чтобы их подогреть.
Teğmen bunun benim vakam olduğunu söylemişti.
Лейтенант отдал это дело мне.
Bunun yapılamayacağını söylemişti.
Я - Омек.
Hayır, Kyle'ın sponsoru olduğunda kardeşin söylemişti.
Нет, ваш брат, когда стал спонсором Кайла.
Tamam, Dr. Hamza bunu tetikleyen bir şey olduğunu söylemişti.
Ладно. Доктор Хамза сказал, что утром ее что-то спровоцировало.
Annen ve ben pek iyi geçinemezdik ama sen küçükken bunu sana her gece okuduğunu biliyorum çünkü bana söylemişti.
Мы с твоей мамой не всегда ладили, но я знаю, что она читала ее тебе каждый вечер, когда ты был маленьким ; она сама говорила.
Gerçi Penny de aynını söylemişti.
Хотя Пенни сказала то же самое.
Arastoo kurbanın bir hafta önce bir kavgaya karıştığını söylemişti.
Арасту говорил, что жертву избили неделю назад. Да.
Ama ayrılacaklarını söylemişti. O yüzden zarar yoksa suç yoktur, değil mi?
Но он сказал, что они расстаются, значит, никто не пострадает, верно?
Çok fazla kişiye yalan söylemişti... karısına bile... kimse ona inanmazdı.
Он столько врал всем и каждому... даже своей жене... Он знал, что ему никто не поверит.
Annem bir daha gelmeyeceğini söylemişti.
Мама сказала, что ты никогда не вернешься.
Eski sevgilim oğlumu önemsemediğimi söylemişti tek önemli şeyimin işim olduğunu söylemişti neden onlardan ayrılmayacaktım ki?
Мой бывший сказал мне, что я не забочусь о своём сыне, что меня заботил лишь мой бизнес. и почему они должны мешаться?
Henshaw onların kavgada mahvolduklarını söylemişti.
Хэншоу сказал, что они были уничтожены в борьбе. Он лжет.
Hafızam beni yanıltmıyorsa Lucky Luciano ailemden birisine aynı bunun gibi bir şey söylemişti.
Если мне не изменяет память, на этом самом месте Счастливчик Лучано говорил те же слова одному моему предшественнику.
Bakıcıya ben eve gelinceye kadar kızına bakmasını söylemişti.
Она попросила няню посидеть с дочерью, пока я не приеду домой.
Bana ölürse bir gün, ölümünün sıkıcı olmasını istemediğini söylemişti.
Он сказал мне, "Братан, если я когда-нибудь умру", "я не хочу, чтобы вы там сопли жевали."
Ölümünün hayatı gibi olması gerektiğini söylemişti.
Он сказал, что хочет, чтобы его смерть была похожа на его жизнь.
Peter içeride ne kadar tıkılı kaldığını sana söylemişti.
Питер рассказал вам об аде, в который попал.
Dorian saldırıya uğradığı zaman bir iki sağlam tekme attığını söylemişti.
Дориан говорил, что несколько раз пнул напавшего на него человека.
Bana 150 kilo olduğunuzu söylemişti.
Он сказал мне, что вы весите 130 кг.
- Öyle. Ajan Harris de ne yaptığını bildiğini söylemişti.
И агент Харрис сказала тебе, что именно мы делаем.
O kadın sadece bir hemşire olduğunu söylemişti.
Женщина сказала, что она просто медсестра.
Trubel bana Chavez'in grubunun ortaya yeni çıkmaya başlayan bir çeşit wesen hareketi ile mücadele ettiğini söylemişti.
Беда рассказала, что группа Чавес борется с неким восстанием Существ.
Grace, Khala'da bir arkadaşında yatıya kalacağını söylemişti. Ama yalan söylemiş, ve North Shore'daki... -... bir ev partisine gitmiş.
Предполагалось, что Грейс ночует у друзей в Кахале, а оказалось, что она соврала, и отправилась на вечеринку на Северное Побережье.
Bana Charlie hakkında yalan söylemişti. Ama bunun konumuzla bir ilgisi yok.
Она врала мне о Чарли, но сейчас... разговор не об этом.
Max, kurbanların üzerinde mumyalama malzemelerinin bulunduğunu söylemişti.
На жертвах Макс нашёл следы химикатов для бальзамирования.
Adını bilmiyorum ama o yerin "Mahallede kötü etki" yarattığını söylemişti.
Я не знаю, как его зовут, но он сказал, что "это место отравляло квартал"
Charlie deli olduğunu söylemişti.
Чарли говорил, ты безумец.
Onu durdurmanın tek yolunun bu olduğunu söylemişti
Сказала, что только так могла его остановить.
Mia katilin oje çıkarıcısı gibi koktuğunu söylemişti.
Миа сказала, что от убийцы пахло жидкостью для снятия лака.
- Samoa mafyası olduğunu söylemişti.
Он сказал, что это банда с Самоа.
Herkes ikincide her şeyin değişeceğini söylemişti.
Все говорили, что два ребенка - это совсем не то, что один.
Yeni ev bulana kadar burada kalabileceğimi söylemişti.
Он сказал, что я могу остановиться здесь до тех пор, пока мое новое жилье не будет готово.
Lane tarzınızın bu olduğunu söylemişti.
Лейн рассказал мне о вашем стиле.
Dr. Hamza ameliyattan sonra gözlemlememiz gerektiğini söylemişti.
Доктор Хамза сказал проследить за этим после операции.
Büyük çocuklardan biri halüsinasyon gördürdüğünü söylemişti.
Один из парней сказал, что у меня будут глюки.
Laurel, Frank'in hallettiğini söylemişti.
Лорел сказала, что Фрэнк избавился от нее.
Babam bir erkek olmaya çalıştığımı söylemişti.
Мой отец сказал, что я пыталась походить на мужчину.
Annem iyi bir kocayı korkutup kaçırmayacağımı umduğunu söylemişti.
Мама, – что надеется, что я не спугну хорошего мужа.
Tamam, sorun yok. Bir keresinde doktorun biri türbülansın uçağı düşüremeyeceğini söylemişti.
Всё нормально, мне однажды врач сказал, что из-за турбулентности самолёты не падают.
Verdiant'ın, Silver Ridge'deki bir depoda çok gizli bir araştırma yürüttüğünü söylemişti.
Сказал, у "Вердиант" шла сверхсекретная разработка на складе в Сильвер Ридж.
- Kelly söylemişti.
Келли мне рассказывал.
Babam gidemeyeceğini söylemişti.
Папа сказал, что тебе нельзя.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]