Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / She'll never know

She'll never know перевод на турецкий

225 параллельный перевод
She'll probably be much happier. Of course, you know, she never really understood me. I was a bit too much for her.
Aslında o beni hiç bir zaman anlamadı, ben ona biraz fazla geliyordum.
Outside of the improvement, she'll never know the difference.
Benim daha iyi olduğumun dışında farkına bile varmaz.
No good asking her, she'll never know a thing like that.
Faydasız, o böyle bir şeyi asla bilemez
And the beauty of it is she'll never have to know until I've passed on.
Güzel yanı ben ölene kadar bunu bilmek zorunda değil.
And from the looks of her when I put her on the streetcar, she'll probably ride clear out to Coney Island and never know the difference.
Onu tramvaya bindirirken yüzündeki ifadeye bakacak olursanız büyük ihtimalle Coney Island'a kadar farkına bile varmadan giderdi.
I know her haunts, but she'll never confess. I'll manage.
- Yerini biliyorum ama itiraf etmez.
"She'll never know the difference"
Farkı asla anlayamaz.
If she never writes him a letter, he'll never know the difference.
Kocasına hiç mektup yazmazsa, adam da farkı anlamayacak bile.
Now she'll never know how much I wanted to come home.
Eve ne kadar çok gelmek istediğimi artık asla bilemeyecek.
She'll never know what love is.
Aşkın ne olduğunu bilemeyecek.
She'll never know.
Nereden bilecek ki.
But she won't, I know she won't, she'll never leave that island.
Ama gelmez, biliyorum gelmez. Adadan asla ayrılmayacaktır.
I don't know how it happened, but she loves me in a way she'll never love any other man.
Bu nasıl oldu anlamadım ama daha önce kimseyi sevmediği kadar beni sevmiş.
Why she didn't marry years ago, I'll never know.
Yıllar önce neden evlenmedi, hiç bilemeyeceğim.
Put this on. She'll never know the difference.
Bunu kullan, farkı anlamaz.
I'll catch the next Number 7 and she'll never know.
Bir sonraki 7 numarayı yakalarım, haberi bile olmaz.
She'll never know what she missed.
Ne kaçırdığını asla öğrenemeyecek.
Cause you and me, buddy we got secrets she'll never know.
Çünkü sen ve ben dostum bizim onun asla bilmeyeceği sırlarımız var.
Careful, mummy. If you follow daddy, you'll never know where you are going to end up. Was she getting back at me?
dikkatli ol anne eğer babama uyarsanız hiç durmaz devam eder bitirmez ondan bir işaret alıyordum o benim günlüğümü okumuştu ya o Laszlo'nın düşünüyorsa bir an panikledim
And this way, if she doesn't like it... she'll never even know who wrote it.
Ve böylece, eğer hoşuna gitmezse kimin yazdığını bilmez bile.
And Peggy never drives my car, so she'll never know.
Peggy benim arabamı kullanmadığı için, bunu asla öğrenemez.
She'll never know it was you.
- Senin olduğunu asla öğrenmez.
I know you're having fun with your sister, her being, well, a dullard and all... but if Kelly doesn't get out of high school, she'll never leave home.
Ne de olsa ahmak... Ama Kelly liseden mezun olamazsa, Evden asla ayrılmaz.
I know you're having fun with your sister, her being, well, a dullard and all... but if Kelly doesn't get out of high school, she'll never leave home.
Çocuklar, dikkatli olun. Biraya kum kaçırmayın. Seni sık sık düşünüyorum, Al.
I'll never know if she really exists.
Var olup olmadığını asla bilemeyeceğim.
You'll never know how precious she is until you lose her.
Değerini kaybedince anlıyorsun.
She'll say, "I'll sit in a corner. You'll never know I'm there."
"Bir köşede otururum, fark bile etmezsiniz" diyecek.
She'll never let you leave, you know.
Ayrılmana asla izin vermeyecek, bunu biliyorsun.
Yeah, I know. But she'll probably never talk to me again.
Ama benimle bir daha asla konuşmayacak.
# You never know where she'll come from
# Asla nerden geldiğini anlamazsın
I'll never know what happened to her, how she felt!
Ona ne olduğunu bilemeyeceğim!
We'll leave. When we pass her she won't know me, because we never met!
Onun yanından geçerken beni tanımayacaktır, çünkü tanışmadık!
She'll never know.
Asla bilemeyecek.
If you don't, she'll move on and you'll never know what you might have had and living with that is worse than having a broken heart.
Denemezsen, o gidecek sen de ne kaçırdığını hiç bilemeyeceksin ve bununla yaşamak kalbinin kırılmasından daha kötü.
She'll never forgive you, you know.
O da değil.
Sandrine, you know... in her state... she'll never come back to live here.
Sandrine, o durumdayken buraya asla geri dönemeyecek.
After an inspiring morning on the Mall, - - I was on my way to the Holocaust Museum, when... I'll never know if she saw me.
Alışveriş merkezinde geçirdiğim "zevkli bir sabahtan sonra, Holocaust Müzesi'ne giderken," birden beni görüp görmediğini bilmiyorum.
She'll never even know.
Ruhu bile duymayacak.
She has creases and crevices and folds I'll never know in my lifetime!
Onun gerdanıyla rekabet edemezdim. Kırışıklıları ve çizgileri var.
I never do, Soon she'll know him better than I do,
Ben bunu asla bilemeyeceğim. Yakında onu benden çok daha iyi tanıyacak.
She'll never know.
Farkı anlamaz.
Girl, she'll never know the difference.
İnan bana farkına varmaz.
I guess we'll never know what she was thinking.
Galiba ne düşündüğünü hiç öğrenemeyeceğiz.
Well, she've never met her. If you bring on your girlfriend to my aunt's funeral in front of everyone I know, it'll be completely humiliating for me. Listen, Steve.
Onunla hiç tanışamamış.
- # She'll never know # # - Ahh!
- Asla haberi olamaz. -
She'll never know the difference.
Farkını anlayamaz.
She'll never know.
Hiç haberi olmaz.
We-want-her-to-be-exactly - she'll-never-be-exactly-I-know - the-only-really-real-Buffy-is really-Buffy-and-she's-gone who?
Aynen onun gibi olmasını istediğiniz ve asla aynen onun gibi olmayacak olan gerçekten gerçek olan tek Buffy, ve gitmiş olan gerçek Buffy kim?
She'll never even know...
Asla haberi bile olmaya...
No, she'll never know the difference really.
Hayır, gerçekten hiçbir şey fark etmeyecek.
She'll never even know he existed.
Babanın varlığını asla bilmeyecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]