Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / So happy

So happy перевод на турецкий

10,478 параллельный перевод
You've made me so happy!
Beni çok mutlu ettiniz.
I'm so happy for you.
Sizin adınıza çok mutluyum.
Oh, I'm so happy.
Oh, çok mutluyum.
Please, I'm just so happy to be able to help.
Lütfen, yardım edebilirsem ne mutlu bana.
She was still in a little pain, but... she sounded so happy ; so hopeful.
Hala biraz ağrısı vardı, ama sesi mutlu geliyordu, çok ümitliydi.
And I just want you to know, we all love you, and... we're so happy you're gonna stick around with us for a long, long time.
Bilmeni isterim ki hepimiz seni seviyoruz ve uzun bir süre bizden kurtulamayacağın için çok mutluyuz.
I'm so happy you're healthy.
Sağlıklı olmana çok sevindim.
Oh, believe me, I am so happy you're here.
İnan bana burada olduğuna çok sevindim.
When you say things like that, you make me so happy.
Sen böyle şeyler söyleyince öyle mutlu oluyorum ki.
It's a boy. I never knew I'd be so happy to have a son.
Bir oğlum olacağı için hiç bu kadar sevineceğimi düşünmezdim.
Yeah, so they were so happy, they insisted on meeting her.
Evet, çok mutlu olup onunla tanışmak için ısrar ettiler.
Well... strange to see Oscar looking so happy.
Oscar'ı bu kadar mutlu görmek çok tuhaf.
Look, she's just so happy.
Çok mutlu görünüyor.
This kid is so happy.
Çocuk mutlu gibi gözüküyor.
Well, she can do much better, but I'm so happy for you.
Çok daha iyisini bulabilirdi, ama senin adına sevindim.
The sound of the birds in the morning... always used to make me so happy.
Sabah öten kuşların sesi beni hep mutlu etmiştir.
You're always running down the hall so happy.
Her zaman koridorda mutlu bir şekilde koşuyordun.
Does Dad coming home after such a long time make you so happy?
Babamın uzun aradan sonra dönmesine mi bu kadar sevindin?
I was so happy I couldn't speak.
O kadar heyecanlıydım ki konuşamadım bile.
I am so happy we're all together again.
Tekrar bir arada olduğumuz için çok mutluyum.
I've never been so happy.
Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'm so happy.
Çok mutluyum.
I was so happy to have gotten out of reality and come into my world of imagination.
Gerçekçilikten kurtulup kendi hayal dünyama gelmekten çok mutluydum.
We were so happy to be together again.
Tekrar birlikte olduğumuz için çok mutluyduk.
Anyway, I'm so happy. I prefer to be alone.
Ama çok mutluyum, yalnız olmayı tercih ederim.
We were so happy there.
Orada inanılmaz mutluyduk.
We were always so happy when we met up again.
Her yeniden buluşmamızda çok mutlu oluyorduk.
Okay, I'm so happy you're here.
Burada olduğun için gerçekten çok mutluyum.
Now the truth has come out about me and Layla, and Martun is not so happy with me, so Toros will take over a lot of my business.
Ben ve Layla hakkındaki gerçek ortaya çıktı. Martun benimle ilgili mutlu değil. O nedenle Toros benim birçok işimi devralacak.
How come you're so happy?
Neden bu kadar sevinçlisin?
We're so happy for you.
Senin adına çok mutluyuz.
You just seemed so happy.
Çok mutlu görünüyordun.
I am so happy for you, man.
Çok sevindim adamım.
He was so happy. Oh, so happy... and I ruined it.
Çok mutluydu.... ve ben de bunu mahvettim.
It makes me so happy to see you all living together.
Birlikte yaşıyor olmanız beni mutlu etti.
You serious? We need to know exactly what we're dealing with here, so happy manniversary.
- Burada uğraştığımız şeyin ne olduğunu bilmemiz gerek bu yüzden mutlu yıldönümleri.
So are you happy now?
Yani şimdi mutlu musun?
So you will call tonight, make everyone very happy.
Öyleyse bu gece arayacaksın, herkesi çok mutlu edersin.
I'm so happy.
Çünkü çok mutluyum.
I'm so mad that we never got a happy ending between Heathstead and Beatrix.
Heathstead'le Beatrix'in mutlu sona ulaştığını göremediğimize sinir oluyorum.
I feel bad for walking out yesterday. But I'm happy that I'm here now, so I can tell you... what nasty mother ( bleep ) y'all are!
Dün çekip gittiğim için üzülmüştüm ama bugün geldiğime sevindim böylece içimi döküp de nasıl orospu çocuğu olduğunuzu söyleyebilirim!
Heh, I don't think so. Not if you want them to go away happy, and leave behind what's not theirs.
Mutlu ayrılmalarını ve kendilerine ait olmayanları yanlarına almamalarını istiyorsanız şayet.
I believe we are right together but I so very much want to feel that you're happy for me, as I'd be happy for you, my darling.
Birlikte olmamız gerektiğine inanıyorum. Fakat senin de benim adıma mutlu olduğunu hissetmeyi öyle istiyorum ki. Tıpkı benim de senin için mutlu olacağım gibi, hayatım.
Rosa, I know you don't like anyone wishing you a happy birthday, so crappy day to you.
Rosa, insanların doğum gününü kutlamasını sevmediğini biliyorum o yüzden kötü günler sana.
Yeah, so I told my parents that I had a girlfriend... a serious girlfriend... to make them happy.
Evet, bizimkilere "Sevgilim var," dedim. "Ciddi bir sevgili," dedim. Mutlu olsunlar diye.
So you're happy here in Defiance?
Defiance'da mutlu musun bari?
So I guess everyone's happy.
Herkes mutlu demek ki.
A couple atheist teachers, rational, happy fellow travelers so far.
İki akılcı ateist yoldaşlarız şimdilik.
I know, but I know that you weren't happy with the position I put you in regarding Harvey's compensation, so I just wanted to make sure that you and I were okay.
Farkındayım ama biliyorum ki Harvey'nin geliriyle ilgili seni soktuğum konumdan memnun değilsin o yüzden aramızın iyi olduğundan emin olmak istedim.
You know, and so I... focused on what made me happy, and it just made you miserable.
Böylece ben beni mutlu eden şeylere odaklandım ve bu seni sadece mutsuz yaptı.
So, you happy?
- Mutlu musun peki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]