Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bir tane bile

Bir tane bile перевод на английский

1,599 параллельный перевод
Sizin iki tane babanız var, ama benim bir tane bile babam yok.
You guys have two dads, and I don't even have one.
Bizim bir tane bile babamız yok.
We don't even have one.
Evinde hiç küllük yok, bir tane bile.
You have no ashtrays in your whole house, not one.
Ama ne gariptir ki, evde bir tane bile bulamadık!
Problem is, we couldn't find any in her house.
Hayatımda bir tane bile sigara içmedim.
I have never smoked a cigarette in my life.
Kelly Preston'nın ağrı eşiği çok yüksek bile olsa, doğal bir doğumu hiçbir şey söylemeden atlatabilecek bir tane bile kadın tanımıyorum.
WHILE KELLY PRESTON MAY HAVE A VERY HIGH TOLERANCE FOR PAIN, THERE IS NOT ONE WOMAN I KNOW
Geldiğimizden beri bir tane bile güvenlik kamerası görmedim.
I haven't seen a single security camera since we've been here.
O gece kulüp mahşer günü gibiydi. Camden şehir merkezinde bir tane bile heteroseksüel erkek kalmamıştı.
Had a bomb gone off in there that night, there wouldn't have been a straight man left in Camden.
Bir tane bile iyi açı yok.
Not one good angle.
FBI'daki işimiz yüzünden bir tane bile öğrenci kötü duruma düşmedi.
Not one student has suffered from our work at the FBI.
Bir tane bile.
Not one. To the contrary.
Yetmiş iki dandik yarışma ve büyükbaba bir tane bile madalya kazanamadı mı?
72 lousy events and Grampa hasn't won a single medal.
30 yıllık deneyler sonucunda bir tane bile uygun kişi çıkmamış.
30 years of experiments never produced a single viable candidate.
Bir tane bile atmadınız!
You haven't even scored one!
Bir tane bile satacağımızı beklemiyordum.
Mr. And Mrs. Fiss said they want them every morning now.
Sadece bir tane bile mi anne?
Just one, Mom?
Bayan Hewes bir tane bile dikkate değer tanığa sahip değil.
Ms. Hewes has been unable to provide even one significant witness.
Bir tane bile kutucuğu karalayamamıştım.
I couldn't even fill in one stupid answer bubble.
Bahse girerim 1983'ten önce yapılmış bir tane bile film izlememişsindir.
I bet you haven't seen a single movie made before 1983.
- Bir tane bile.
- Not one.
Ama bu daha bir tane bile görmeden ya da duymadan önceydi.
And this was before I had even heard of one or seen one.
"İlginçtir ki bize bir tane bile sırf esrar kullandığı için kanser olan birisini gösteremezsin"
"That's interesting, because you can't even show us one case of cancer being caused by cannabis use alone."
Bir tane bile yok! Ama yine de insanlar öyle ya da böyle, aynı şeye yol açar diye düşünüyorlar.
They don't have one, yet people, somehow or other, think that it might cause the same thing.
Bir tane bile bulamazsın.
You can't find one.
- Hayır, bir tane bile satmam.
- No, I won't sell you one tampon.
- Bir tane bile uçak kalmamış?
- There's not one more plane?
- Bir tane bile yok.
- I don't have one.
Bir tane bile mi?
Not one?
Bir tane bile görmedim.
I haven't seen any.
Ruh halimi güzelleştirecek bir tane bile haber olmaz mı ya?
Why can't I find any good news to make my mood better?
Daha bir tane bile yapamadın, Farley?
Not even one chin-up, Farley?
Daha bir tane bile yapamadın, Farley?
Not even one pull-up, Farley?
- Ondan sonra bir tane bile yıkamadın.
You've never washed one since.
Henüz bir tane bile görmedim diyorum. Ama eyaletler arasında kalan bazı çaresiz oteller böyle rezil uygulamalar yapıyor.
I'm saying I've never seen one, but they're awful convenient for desperate hotels when the interstate moves away.
- Bir tane bile yok. - Peki ya...
Not a one.
Evde bir tane programlama kitabı bile yok,... sadece bir dizüstü bilgisayarın var ve oyuncakların hiç biri gerçek bir bilgisayar manyağında olmasını beklediğim şeyler değil.
There isn't a programming book in the house, you only have one laptop and none of the toys I'd expect a real computer geek to have.
Motelde bir tane var, hatta elektrik bile harcamıyor.
We got one back at the motel that doesn't even take electricity.
30 tane uyku hapı bir fili bile öldürebilirdi.
30 sleeping pills could kill an elephant.
O halde bir tane yemek aklından bile geçmez.
Then I guess you wouldn't mind eating one.
Bir hafta içinde gidecek ve sen daha bir tane özgeçmiş bile okumadın mı?
He's gone in less than a week, and you haven't even read a résumé. Doesn't even need to.
Siktiğimin Leroy Brown'ı bile tatlı niyetine bir tane içer.
Even fucking Leroy Brown would do one more for dessert.
Eğer sakladığın bir şey varsa ki bana var gibi geliyor O bulup çıkaracaktır. Şimdiden bir milyon tane kadar ipucu buldu bile. Anlat ona.
If you have anything to hide... and I have a hunch that you do... he's gonna find it he's already found, like, a million clues tell him.
Şu an bir tane olsun bile istemiyorum.
I don't even want one now.
Ama bir tane almış bile.
Mmm. But he'd already gotten one.
Muhtemelen, bir kaç tane 50 kalibrelik bile taşıyabilir, .. hatta küçük tank bile taşır.
It could probably carry a few 50-caliber machine guns maybe even a small tank.
İki ay oldu, bir tane botoks iğnesi bile yapmadık, Christian.
It's been 2 months without even a botox shot, christian.
Daha önce bir tane kızın bile geri döndüğünü hiç duymadım.
I haven't heard of a single girl coming back.
Bir tane ATM makinesi bile vardı.
It even has an ATM machine
Bir tane tencere ya da tavamız bile yok.
we don't have a single pot or pan.
42 tane yeni soru var, hala bir tek cevap bile yok.
42 new questions and no God Damn answers.
- Bir tane taktım bile.
- It's already got one.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]