Bir tanem перевод на английский
1,507 параллельный перевод
Bir tanem, seninle çok gurur duyuyorum.
Oh, honey. I am so proud of you.
Ama bir tanem, kendini kandırmayı bırak.
But, darling, stop kidding yourself.
Çok özür dilerim, bir tanem.
I'm so sorry, dear.
Bir tanem, babacık seni ne kadar sevdiğini gösterecek.
Sweetie, your daddy is going to show you just how much he loves you.
Tatlı rüyalar bir tanem.
Sweet dreams, honey.
Bu tarafa gel, bir tanem.
Now, come over here.
Adeta bir biblo gibisi bir tanem. Gerçek bir sanat eseri gibi.
You look a picture, a real picture.
Oh, sağo, sağol bir tanem..
Oh thank you. Thank you dear.
Tatlım. Bir tanem.
Honey, muffin.
Teşekkür ederim, bir tanem.
Thank you, baby.
- Merhaba bir tanem.
- Hey, baby.
Gel bir tanem.
Come on, honey.
- Bir tanem, Iütfen...
- Baby, no.
Teşekkür ederim, bir tanem.
Thank you, dear.
Saat 9 : 59, bir tanem.
It's 9 : 59, sweetheart.
Ne yazık ki bir tanem, yeni insanlar sadece bir günlüğüne yenidir.
Unfortunately, honey pie, new people are only new for a day.
Bir tanem.
Hey, sweetheart.
" sen de yapmış olacaksın bir tanem.
" is your doing, my darling.
- Sadece bir sevgi gösterisi bir tanem,
- I'm ten. Just an expression of endearment.
- Seni seviyorum bir tanem.
I love you, Miss Darling.
- Benim bir tanem Yvan dışında.
- Except my darling Yvan.
Korkma bir tanem.
It's okay darling.
Canım, bir tanem.
My dear darling.
Evet, bir tanem.
Yeah, sweetheart.
Siz de. - Pekala bir tanem.
- All right, sweetheart.
- Göz açıp kapayıncaya kadar orada olacağız, bir tanem.
- We'll be there in a heartbeat, baby.
- Merhaba, bir tanem.
- Hello Dear.
Seni sevdiğimi biliyorsun, bir tanem.
You know I love you, baby.
Aşkım, bir tanem, erkeğinin kalbinden geçeni biliyorsun değil mi?
Sweetie, my sweet, you know what's in your man's heart, right?
Bir tanem, tabii ki gelirim.
Sweetheart, of course I will.
Ama Siena'da olanlar, bir tanem bir daha olmayacak.
But what happened in Siena, sweetheart... that won't happen again.
Bak bir tanem, seni neyin endişelendirdiğini biliyorum.
Look, sweetheart, I know what you're concerned about.
Bir tanem.
Sweetheart.
Neden bilmem, çok yorgunum bir tanem.
I don't know why I'm so tired, sweetheart.
Annen babana hep "bir tanem" derdi.
Your mother used to call your father "sweetheart."
Bir tanem, bir şey mi oldu?
Sweetheart, is something wrong?
Bir tanem, o senin arkadaşın, ben karınım.
Sweetheart, he's your best friend.
İnançlı ol bir tanem!
Have faith, sweetheart.
Francine, bir tanem. Bu otoriter tavrına bayılıyorum.
Oh, Francine, Liebchen, I love the way you rule with an iron fist.
Hayır, bir tanem... Kanlı canlı.
No, my dear... in the flesh.
İçeri gel, bir tanem.
Come on inside, sweetie.
Bir tanem sensin.
You're the one.
Sen onu dinleme bir tanem dümdüz devam et.
Don't listen to him, love, straight on.
Demek istediğim sen her kuruşuna değersin bir tanem.
I mean, you're worth every penny, my dear.
- Ama bir tanem?
- Sweetie?
Ama burada değil bir tanem.
Not in here, sweetheart.
Bilemeyeceğim, bir tanem.
Oh, I don't know, dear.
Sus bir tanem.
Shh... sweetheart.
Bir tanem, Audrey, havlu getirir misin?
Sweetheart, Audrey, need some towels out here.
- Böyle saçmalama bir tanem.
Don't be such a drag, darling.
- Tamam tamam bir tanem.
- All right. All right. It's okay.
bir tek 20
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir teklifim var 32
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane 117
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir teklifim var 32
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18