Buraya bakın перевод на английский
1,424 параллельный перевод
Buraya bakın, Bay Rayas, bir sorum olacak...
Over here, Mr. Rayas, I've got a question...
- Janet Ellis.Buraya bakın.
Janet Ellis. Over here.
- Lütfen buraya bakın!
Please look this way!
Buraya bakın.
Here.
Buraya bakın, millet...
( SCREAMS ) All right, everyone.
Buraya bakın!
Ava, look over here. Howard.
Buraya bakın! [br]
- Well, I'll be goddamned.
Buraya bakın Sayın Başkan!
- Right here, Mr. President!
Buraya bakın, birkaç sorumuz var.
Mr. President, over here.! Please, we have some questions.!
Sayın Başkan, buraya bakın.
Kindly walk in over there.
- Merhaba, buraya bakın!
- Hello, hello, over here!
Buraya bakın.
Over here.
Çok iyi efendim. buraya bakın.
Very good, sir. Focus here, if you would.
Buraya bakın!
Look here!
Buraya bakın yaratıklar.
Heads up, you freak!
Buraya bakın, bayan.
Look here, ma'am.
Buraya bakın ve gülümseyin.
You have to look here and smile.
Ve sihri seviyorsanız, buraya bakın.
And if you like magic, look away.
Kabul ediyorum komutan ama buraya bakın.
I agree, Commander, but look here.
Buraya bakın!
Over here!
Buraya bakın millet!
Let's have some attention, people!
Tamam, buraya bakın, çatı tuvaletçileri!
OK, attention, roof poopers.
- Allegra, buraya bakın.
- Allegra, over here, please.
- MucizeKadın, buraya bak.
Wonder Woman! Over here!
Bakın buraya kim gelmiş!
Look who stepped in the room!
Prens Edward buraya bakın.
Prince Edvard, look over here!
Bunun yanı sıra, eğer buraya bakıyorsalar, berbat bir oyunu izlemeye saplanıp kalmalarını gerçekten ister misin?
Besides, if they are looking down, you really want them to be stuck watching a lousy game?
- Buraya bakın!
- Looky here, looky here.
Bakın, buraya bir nedenle çağrıldık.
VAKAMA :
Hepiniz buraya bakıp bu yığın arasından özellikle hoşunuza giden bir fotoğraf olup olmadığını söyleyeceksiniz.
Can you all look here and tell me if there are other pictures... in this series that any one of you like particularly.
Buraya bak. Beslenmeden nasıl dövüş sanatlarını uygulayabilirsin?
Look here, how can you do martial arts without nutrition?
- Bakın, onu buraya bırakın.
- Yeah, look, why don't you just leave it.
Bakın, buraya girmiş.
Look where it hit!
Bakın, sizi buraya çağırıp görüşmemin özel bir sebebi var.
There was a special purpose for calling both of you here.
Bakın, tatil günümde neden beni buraya getirttiğinizi bilmiyorum.
Look, I don't know why you had to drag me down here on my day off.
Bakın, kardeşimin ve Hannah'nın buraya gelmiş olması mümkün.Ama...
Look, it's possible that my sister and Hannah were here, but...
Buraya gel. Bak, Richie. Bunun bir çeşit markan olduğunu biliyorum ancak burada yapamazsın.
Look, Richie, I know it's kind of your trademark and everything... but you can't do it here.
Evine bakın, bulursanız buraya getirin Çavuş.
Check her home ; if she's there, hold her, Sergeant.
- Pekala. Bakın, Billy'i kaybettikten sonra, merkezdekilerin buraya çok yakında yeni birini transfer edeceklerini söylediler, ve gerçekleşiyor.
After we lost Billy, the boroughs tell me they're sending a transfer down here and it's happening.
Bakın, buraya gelmem ne kadar zor oldu biliyor musunuz?
Do you know how hard it was for me to come here?
Üzgünüm, bu, bana ahmak gibi mi bakın demek yoksa bu, kıçınızı kaldırın ve derhal buraya gelin mi demek?
Does... mean stare at me like jackasses or does it mean "Get over here"?
Yanılgı içindeki bakış açının aksine burası Ritz-Carlton değil. Buraya dilediğin gibi girip çıkamazsın.
Contrary to your deluded point-of-view, this is not the Ritz Carlton, where you can check in and check out at your leisure.
Buraya bir bakın.
Look at this place.
Hey buraya bakın millet.
Come on and take a look, folks.
Aa, bakın ben buraya size...
Weh well look I, I just came down here to tell you...
Binbaşı onları buraya getirmemizi söyledi... lanet olası hayvanlara bebek bakıcılığı yapın demedi.
- Major said to bring them down here. He didn't say shit about playing nursemaid to a bunch of goddamn animals.
Bak, arkadaş, buralarda daha fazla kalıp kalmayacağını bilmiyorum. Ama senin buraya gelmenden usandım artık.
Look, friend, I ain't sure you wanna be around here... and I'm damn sure we're getting tired of having you.
Bakın, bir süre buraya tıkılıp kaldık. İyi geçinmeye çalışalım.
Guys, look, we're gonna be stuck here for a while, so let's just try and get along.
Bak bunları buraya atamazsın.
Buddy, you don't have to put this here...
Buraya bak, kadın, bunu başka bir zaman yapamaz mıyız?
Look here, woman, can't we do this some other time?
Şimdi, buraya bak kadın.
Now, look here, woman.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın işte 18
bakın şuna 23
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın işte 18
bakın şuna 23
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne varmış 17
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28