Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Büyük bir şey

Büyük bir şey перевод на английский

5,119 параллельный перевод
Sırada ne olduğunu biliyorum. Gerçekten büyük bir şey.
I know what's next, and it's big.
- Büyük bir şey yapabilmene şaşırdık.
Yeah, and we're surprised you can do anything big.
Başka bir şey yapmam gerek bilmiyorum... daha büyük bir şey.
I got to do something... I don't know... Do something bigger.
Çok büyük bir şey değil...
Nothing fancy, just...
Bu çok büyük bir şey Tonkin.
That's mighty large, Tonkin.
- Büyük bir şey değil de...
Nothing big, but... OK.
Daha büyük bir şey mesela?
You couldn't have gotten something bigger?
Bu büyük bir şey.
That's a big deal.
Özür dilerim ama bu benim için büyük bir şey.
Sorry, man, but this is huge for me.
Büyük bir şey yakaladım.
I've got something big.
Bende bir tane var ama daha büyük bir şey lâzım olabilir.
I've got one in the car, but I may need something bigger.
Büyük bir şey değildi.
It was a domestic.
Eğer ailen ve arkadaşların yanındaysa, daha büyük bir şey yoktur.
If you've got your friends and family around you, that's everything.
Bütçemizi binlerce dolar aştık, çok büyük bir şey olmalı ancak.
We're thousands over budget. It would have to be something great.
Leydi hizmetçileri ve lord uşakları için büyük bir şey değil.
It's not a big thing for ladies'maids or valets.
- Bu ondan büyük bir şey.
This is bigger than him.
Söylemek istediğim sadece, beni davet edip özür dilemen senin için çok büyük bir şey olmalı.
I just want to say I think it's very big of you To invite me over here in person to apologize.
Bu gecelik basına susturmalık bir şeyler verdim, ama tabi daha büyük bir şey varsa geri alabilirim... Kötü bir haber mi var?
I put the lid on the press for the night, but I can take it off if there's something big or... is there bad news?
Fury her zaman "Bir insan, daha büyük bir şeyin parçası olduğunu anladığında, başaramayacağı şey yoktur." derdi.
Fury always said a man can accomplish anything when he realizes he's a part of something bigger.
Ben daha büyük bir şey arıyorum.
I'm looking for something big.
Bu epey büyük bir şey.
It is a very big deal.
Stevens bir toplantı düzenledi ve bence büyük bir şey olabilir.
Hey, hey, stevens called a meeting, And I think something big might be up.
- Evet. Bu sadece çok büyük bir şey.
Yeah.
Büyük bir şey gibi geliyor.
Sounds kind of big.
Büyük bir şey yok...
There's no great...
Daha büyük bir şey.
It's much bigger than that.
Seninle ilgili her şey öğrendiğin her şey, daha büyük bir şey için.
Everything you are, everything you've learned is for something bigger.
Bir şey için küçük bir şey,... bir şeycik için de büyük bir şey.
One small thing for a thing, one enormous thing for a thingy-thing!
Çok çok büyük bir şey üzerinde yaşıyorlar.
Living on something very, very big.
Bu büyük bir şey.
That's big.
Evet ama bu ağzı sıkı olmaktan çok daha büyük bir şey.
Yeah. But this is way bigger than being just discreet.
Küçük de olsa, Londra'daki bir ev burada büyük bir şey almaya yeter.
A London house, even a little one, would buy something substantial here.
- Rose, niyet ettiğin büyük bir şey.
Rose, it's a big thing you're contemplating.
Size söz veriyorum dinde farklılığın büyük bir şey olduğunun farkındayım.
I promise you we know difference in religion is a big thing.
Demek istediğim şey şu Mario, Sue Sylvester, küçük bir gölde yüzmeyi seven büyük bir balık.
I guess what I'm saying, Mario, is, um, Sue Sylvester's a big fish who really kind of likes swimming in a little pond.
Büyük bir şey değil. Çok büyük bir mesele.
Holy crap!
Elimden bir şey gelmez ama şunu belirteyim aylardır üzerinde çalıştığımız en büyük ve en önemli operasyonlarımızdan biri Austin'de suya düştü.
I can't help but notice... how one of our biggest, most important operations, one we've been working on for months now, has just gone nipples up in Austin.
Büyük Amy uzmanı ve her şeyi olduğunu biliyorum Kieren ama Amy kafasına bir fikri bir kere koydu mu kimsenin çıkarmak için yapabileceği bir şey yok.
I know you're the big Amy expert and everything, Kieren, but... once Amy gets an idea in her head, there's nothing anyone can do to get it out of it. Okay?
Büyük br sır tutmanın.. .. nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
I know what it's like to keep a secret, a big one.
- Büyük bir ulusa layık bir şey.
- Something worthy of a great nation.
Craig, Shawn, Her şey büyük bir yanlış anlaşılma.
Craig, Shawn, this whole thing's a big misunderstanding.
Kariyerimizdeki en büyük şey olacaktı bu ama sen hepsini basit bir cinsel heyecan yüzünden bok ettin!
This was gonna be the biggest thing in our careers and you threw it all away for a cheap sexual thrill.
Baba, büyük bir psikolojik strese sebep olacak bir şey mi oldu?
Dad, is there anything bothering you that might be causing... I don't know, major psychological stress?
Benim için büyük önemi olan çok özel bir şey var. Nişanlıma olan aşkımı kanıtlamak için memnuniyetle elden çıkaracağım ama.
Um, I have something pretty special that means the world to me, yet I gladly part with it to prove my love for my fiance?
En büyük müttefikleri olacak buz ilk bakışta garip ve yeni bir şey.
The ice that will become their greatest ally is at first strange and new.
Stubbs, o dönem için büyük ve sansasyonel bir şey yapmıştı.
So this was big news, what Stubbs was doing.
Leonardo'nun çalışmalarındaki tinsel güç bu sergiyi büyük bir olay haline getirdi. Yani, bu başarı salt isimle ilgili bir şey değil.
I think, for what it's worth, that it's this spiritual quality in Leonardo's work that has raised this exhibition to the event it's been, in the sense that it's not just about the name.
Eğer büyük bir şey hakkında olursa benimle konuşacaktır.
- Uh-huh.
Büyük bir sey degildi.
It wasn't that big a thing.
Büyük tereddüttü ama bir şey olmaz.
It's a big wobble but it's fine. Forget about it.
Evet, aslında pek komedi sayılmazlar ama... Ben de sizin gibi Cumhuriyet Şehri'nde bir köşkte yaşasaydım büyük ihtimalle bir oyuncu, profesyonel bükücü ya da onun gibi bir şey olurdum.
Yeah, they're not really comedies, but, uh... yeah, I could probably be a pro-bender, or an actor, or something if I lived in a mansion in Republic City like you guys.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]