Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ I ] / Ileri bak

Ileri bak перевод на английский

236 параллельный перевод
Şimdi önüne dön ve ileri bak.
Just turn around and face forward.
Dümdüz ileri bakın.
Keep your eyes straight ahead.
Daima ileri bak.
Look always forward.
Tam ileri bakın, efendim.
Look straight ahead, sir.
# bir yanlız adam # # dünyada bugünkü gibi # # birçok kere # # aşıklar yabancı olsalar bile # # onlar geçiyorlar # # ama ileri bakıyorlardı # # kalplerini tutuyorlar # # tehlikeden çok uzakta # # ve bu üzücüdür #
# one lonely guy # # in a world like today # # so many times # # even lovers are strangers # # they pass # # but look away # # keeping their hearts # # far out of danger #
Hey, ileri bak.
Hey, look straight ahead!
Dümdüz ileri bak.
Come on. Look straight ahead.
- Dümdüz ileri bak ve devam et.
Just look straight ahead and keep up.
İleri bak!
Eyes forward!
İleri bak!
Look to your fronts!
İleri bak von Bock, aşağı bak, iyice.
Look further, von Bock, look below.
Bir bakış, bir omuz silkme, bir ileri, bir geri adım ve onlar herşeyi anlıyor.
A glance, a shrug, a step forward, back... and they understand up in the Gods.
Bir ileri bir geri dolanan şu adi herife bak.
Look at that cheap squirt passing up and down.
Servoz benim altımda ipe asılı ileri geri sallanıp yukarıya bana bakıyordu.
Servoz was below me, swinging back and forth, and looking up.
- Bak Marcel, çok ileri gidiyorsun.
You're going too far, Marcel.
İleri bak!
Order, arms!
İleri bakın!
Boat ahead, sir!
İleri bak!
Eyes front!
İleri bak!
Front!
Bakın Bayan Hollis. Şimdiye kadar sizi idare ettik ama bu sefer çok ileri gittiniz.
Now see here, Miss Hollis, we done what we could to accommodate you, but this time you've gone too far.
Bak, dilini ileri uzat ki alt dişlerinin üstüne gelsin.
Look, put your tongue forward until it squeezes on the top of your lower teeth.
İleri bak!
Eyes front! Left turn!
Bu arada, uzmanlık alanı bakımından kocama denk bir vekil olmamama rağmen... sizi son gelişmelerle ilgili bilgilendirmek amacıyla... yüksek lisans ve ileri düzey öğrenciler için müfredat dışı seminerin haftaya... yapılacağını belirtirim.
'Meanwhile, poor substitute though I am for my husband,'to bring you up to date,'the extracurricular seminar for postgraduate and advanced students'will be next week.'
Sanat değeri olmayan yapıtlar siyasi bakımdan ne kadar ileri olurlarsa olsunlar, etkisiz kalırlar.
Works lacking artistic value, no matter how politically advanced are ineffective.
İleri bakınca o kadar da uzak gelmiyor.
It doesn't seem so far when you look ahead.
İleri bak!
Eyes front.
120 Angineaux lensini ileri geri çekiyor bana "Siyah Gücü" diye bağırıyor. Ben de elimde 1,200 dolarlık lensli kamerayla ölümün yüzüne bakıyorum.
The 1 20 Angineaux lens, and yanking back and forth... yelling "Black Power" at me, and I'm just shaking to death... with a $ 1,200 lens on the camera.
Yeni Dünya da, İsa'nın doğduğu dönemde bakırı eritip işlemiştir fakat daha ileri gidilmemiştir.
The New World too, worked copper and smelted it by the birth of Christ, but it stopped there.
Ne zaman bir teori ileri sürsem hemen üzerine atlıyorsun, işe bak.
It's funny, but when I propose a theory you jump on it with both feet.
İleri... bak!
Eyes... front!
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında,... belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor ve bizim Güneş dediğimiz bu yıldıza bakarken ve eğlenirken, bir an için,... hakkımızda ileri geri sözler sarfediyor olabilirler.
Perhaps near one of those pinpoints of light in our night sky someone quite different from us is glancing idly at the star we call the sun and entertaining, just for a moment an outrageous speculation.
- Ne kadar ileri gittiniz? - Bak.
Now I can guess.
Bak, General, neden askerlerinin yarısını burada, onların gerisinde tutmuyorsun, bu sayede onları ileri doğru itebiliriz, böylece geri dönmelerini engelleriz.
Look, general why don't you try keeping half of your troops back here, behind them, pushing them forward, so they can't double back.
Bak, Stan, çocuk bu kez çok ileri gitti.
Look, Stan, the kid's pushing it to the limit.
Tamam, ileri bir noktaya bak.
All right, pick a point in space.
İleri bak.
Look straight ahead.
İleri bakın ve olumlu düşünün.
Go forward and be positive about life.
Bakın, işte kuyruğumu böyle sokuyorum, sonra böyle çeviriyorum. Bir çeyrek daire sola çeviriyorum, sonra biraz ileri itiyorum.
Look, I just insert my tail, like this, and I turn it like this, just a quarter turn to the left, and then push it a little bit further.
İleri, ileri, Bakın ileri, Dixie topraklarına.
Look away, look away Look away, Dixie land
İleri bak.
Look ahead, he's ready
İleri bak. Bu tarafa doğru.
Straight ahead.
İleri bak.
Straight ahead, fella.
İleri doğru bak.
Straight ahead, you.
İleri bak Hank. Bir kaç sent ile oluşturduğumuz şeye bir baksana.
Look at the scale of what we have put together on a slush fund shoestring.
İleri Komutanlık Garnizonu'nun haritasına benziyor. Şu detaylara bak. Bunlar gerçek olmalı.
Looks like a map of the forward command post.
Yüksek düzeydeki teknolojilerine bakılacak olursa mantıken... ileri bir kültüre sahipler.
Logic dictates that given their high level of technical development they're an advanced culture.
İleri bak.
Look straight.
İleri bak!
Order arms!
İleri doğru bakın.
Eyes forward.
İleri bakın.
Face forward.
- İleri bak.
- Face forward.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]