Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Senin için üzgünüm

Senin için üzgünüm перевод на английский

498 параллельный перевод
Senin için üzgünüm.
I'm sorry for you.
Asıl senin için üzgünüm.
It's you I'm sorry for.
Hayatının kumarı oynadın, Senin için üzgünüm.
You bet your life I'm sorry for you.
Senin için üzgünüm, Jimmy.
I weep for you, Jimmy.
Senin için üzgünüm, delikanlı.
I feel sorry for you, young man.
"Zavallı kızım, senin için üzgünüm."
"My poor girl, I'm sorry for you."
- Senin için üzgünüm, Süleyman.
Woe unto you, Solomon.
- Senin için üzgünüm.
- I'm sorry for you.
senin için üzgünüm oğlum.
I'm sorry for you, my son.
- Zavallı Giacobbe, senin için üzgünüm.
- Poor Giacobbe, I feel sorry for him.
Senin için üzgünüm Frank.
I'm sorry for you, Frank.
Senin için üzgünüm.
Well, I'm sorry for you.
Senin için üzgünüm, çünkü kardeşim seninle asla artık evlenmez.
I'm sorry for you because my brother will never marry you now.
O halde, senin için üzgünüm.
I'm sorry for you then
Ben de senin için üzgünüm.
And I'm sorry for you, buddy.
Senin için üzgünüm.
I am sorry for you.
Senin için üzgünüm ama çok yanıldın tatlım!
I am sorry, but you were mistaking.
Evet, senin için üzgünüm.
Yeah, I'm sorry for you.
Denny, senin için üzgünüm delikanlı.
Denny, I'm sorry for you, lad.
Senin için üzgünüm ama bu bölümün patronu benim.
Unfortunately for you, I'm the head of this department.
Senin için üzgünüm, çünkü nasıl seveceğinin farkında değilsin.
I'm sorry for you, because you don't know how to love. Night Talk.
Bunu yaptığım için üzgünüm ama senin neye inandığının önemi yok.
I'm sorry I'm the one to do this to you, but it doesn't matter what you believe.
Bak Joe, senin kız için üzgünüm.
Look, Joe, I'm sorry about your girl.
- Senin için çok üzgünüm Bay Dunson.
I'm sorry for you, Mr. Dunson.
- Senin canını sıktığım için üzgünüm fakat...
SORRY TO BOTHER YOU LIKE THIS, BUT- -
Canım benim, Dannreuther için senin kadar ben de üzgünüm ama eski arkadaşlarımızdan biriymiş gibi üzülmüyorum yani.
Go away. My dear girl, I'm as sorry about Dannreuther as you are. But after all, it isn't as if he were one of our oldest friends.
- Zavallı adam, senin için çok üzgünüm.
- Poor man, I'm so sorry for you.
Senin düşüncelerine uymadığımız için üzgünüm.
I'm sorry we don't measure up to your way of thinking.
Bunun için üzgünüm ama pek çok şeyi senin için yapmaya çalıştım.
There may be things I might have taken away. I'd like to make it up to you.
Eskisinin sana doğruyu söylemediği için üzgünüm. Fakat, bütün bu olayların içinde senin yerini bilmek zorundaydım.
I'm sorry the old one couldn't tell you the truth... but I had to find out your part in all this.
Tatlım senin için kötü bir gün oldu, üzgünüm.
Honey, I'm sorry it was such a disappointing day for you.
Bu işi senin üzerine yıktığım için üzgünüm. Ama oraya ikinci defa gidersem, şüphelenebilir.
I'm sorry to have to put this on you, but if I go back there a second time, he might get suspicious.
Seni gücendirdiğim için gerçekten çok üzgünüm... ve tüm günahlarımı bağışlamanı diliyorum, bunu senin hükmünden çekindiğim için değil... o çok iyi birisi olduğu ve benim tüm sevgimi hakkettiği için istiyorum.
I'm heartily sorry for having offended thee. And I detest all my sins, not because of Thy judgment, O Lord, but because thou art all good and deserving of all my love.
Buna sebep olduğum için üzgünüm senin kabahatin değil
I'm sorry to have got you into this Don't say that
Bu senin için bir anlam ifade eder mi bilmem, ama Charlie için üzgünüm.
Harry, if it means anything coming from me, I'm sorry about Charlie.
Bak, senin için çok üzgünüm fakat böyle bir problemle yaşayamam.
Look, I feel very sorry for you, but I just couldn't live with that kind of a problem.
Senin için gerçekten üzgünüm.
I really feel sorry for you.
- Senin programını bozduğum için üzgünüm.
- Sorry I threw you off your timetable.
Senin için çok üzgünüm, baba.
I'm sorry for you, Papa :
Zavallı Peter.senin için çok üzgünüm.
Poor Peter, I feel so damn sorry for you.
- Senin için çok üzgünüm ama seni içeriden iş tutasın diye çıkartmadım.
- We're not on a trim hunt.
Ve çok üzgünüm ama senin için hiçbir şey yapamam.
And I'm really sorry but there's nothing I can do for you.
Asıl ben senin gözün için üzgünüm.
I'm more sorry about your eye.
Onu uzaklaştırın! ... onun için üzgünüm.. ... senin için de vazgeçmek...
Take him away... sorry for him sorry for you too Forego...
Beyzboldan emekli olman konusunda üzgünüm.Bunun senin için ne demek olduğunu biliyorum.
Monty, I'm real sorry about you retiring from baseball. I know how much it meant to you.
Senin hakkında söylediğim o şeyler için üzgünüm.
I'm sorry I said those things about you.
Peggy, senin için güzel bir hafta sonu olmadığı için üzgünüm. O kadar da kötü değil.
Peggy, I'm sorry this didn't turn out to be such a good weekend for you.
Senin ne kadar ayrıcalıklı bir adama büyümeni... göremeyeceğim için üzgünüm.
I'm sorry I won't be able to see you grow into the exceptional man you'll become.
Senin ne kadar ayrıcalıklı bir adama büyümeni... göremeyeceğim için üzgünüm.
I wanted to say goodbye properly this time.
Öncelikle bu iş senin üzerine kaldığı için üzgünüm John,... ama bilmen gereken bir personel sorunumuz var.
Sorry to drop this on you, John, first thing, but I have one personnel problem you should know about.
Bak, üzgünüm, ama senin için bileklerimi kesmedim.
Look, I'm sorry, but I didn't slice my wrists over you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]